YazarlarRadyasyon kirliliğinde Litvanya'dan kötüyüz

Radyasyon kirliliğinde Litvanya'dan kötüyüz

28.01.2000 - 00:00 | Son Güncellenme:

Radyasyon kirliliğinde Litvanya'dan kötüyüz

Radyasyon kirliliğinde Litvanyadan kötüyüz


Nazire KALKAN

Uzmanlar hava kirliliği gibi elektromanyetik kirlilik ölçümleri yapılması gerektiğine işaret ederken Çevre Bakanlığı'nın eşgüdümünde yürütülen çalışmada bir türlü yol alınamıyor

Elektromanyetik kirlilik hava kirliliği kadar önemli. Ucunda kanser tehlikesi var. Konu iletişim ağlarından evdeki telsiz telefona kadar çok geniş bir alanı kapsıyor. Ancak ülkemizde bu konuda hala tek satır yönetmelik yok.
Beğenmediğimiz Litvanya ve Slovakya bile kendi standartlarını belirlemişler. Bulgaristan, Hırvatistan, Çek Cumhuriyeti ve Yunanistan da elektromanyetik kirliliğe karşı yasalarla önlem alan ülkeler arasında. Ülkelerin çoğu yönetmeliklerini bağımsız bir kuruluş olan ancak Dünya Sağlık Örgütü'nün de onayladığı Uluslararası İyonize Olmayan Radyasyondan Korunma Komisyonu'nun (ICNIRP) tavsiye ettiği değerleri esas alarak hazırlıyor.
Bu konuda şu ana kadar hiçbir ciddi önlem alınmayan Türkiye'de Turkcell ve Telsim'e ait GSM vericilerinin (bunlara site deniyor) sayısı 8 bin adete ulaştı. Bu konuda bilgisine başvurduğumuz Atatel Yönetim Kurulu üyesi ve telekomünikasyon uzmanı Hüseyin Beyazıt gelişmiş ülkelerde tıpkı hava kirliliği ölçümleri gibi periyodik olarak elektromanyetik kirlilik ölçümleri yapıldığına dikkat çekerek, "Yakında GSM şebekelerinin sayısı 3'e, 5'e çıkacak. O zaman da verici sayısının en az 20 bin adet olması bekleniyor. Yaklaşık 10 bin adetinin İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük kentlerde yoğunlaşacak. Bir an önce düzenlemeye gidilmemesi halinde sırf GSM antenlerinin yarattığı elektromanyetik kirlilik bile sorun haline gelecek" diyor.

Kalabalık yere verici konmaz

Çevre Bakanlığı, Ulaştırma Bakanlığı, Enerji Bakanlığı ve TÜBİTAK'ın bu konuda ortaklaşa yürüttükleri bir çalışma var. Ancak proje bir türlü yol almıyor. Bakanlıklar projenin hangi aşamada olduğuna dair bilgi veremiyorlar. Soruları yuvarlak laflarla geçiştirmeye çalışıyorlar.
Oysa mevcut durum acil önlem alınmasını gerektiriyor. Çevre Bakanlığı'ndan bir yetkili Türkiye'de radyo ve televizyon vericilerinin, GSM antenlerinin yerleştirilmesinde ve yüksek gerilim hatlarının geçtiği bölgelerin belirlenmesinde halk sağlığının bugüne dek hiçbir şekilde dikkate alınmadığını açıkça ifade ediyor. "Sanki bilhassa yapılmış gibi halkın en yoğun yaşadığı yerlere antenler dikiliyor, verici istasyonlar kuruluyor. Bunların bir an önce kaldırılması gerekiyor" diyor.
Kaldı ki elektromanyetik kirlilik anten ve vericilerle sınırlı değil. Evdeki mikrodalga fırından tutun da, evinizin üzerinden geçen yüksek gerilim hattının da aynı çerçevede ele alınması gerekiyor. İngiltere'de üzerinden yüksek gerilim hatları geçen evlerde yaşayan çocuklarda beyin tümörüne daha sık rastlandığı tespit edilince yerel yönetimler ciddi çözüm arayışlarına girmişlerdi.

Elektrikli aletlerin yerini değiştirin

Dünya Sağlık Örgütü (WHO), elektromanyetik alanların insan ve çevre üzerindeki etkilerini araştırmak amacıyla 2005 yılına kadar sürecek bir proje başlattı. Çalışmanın adı EMF Projesi. Yılda 600 bin dolar harcanan proje bittiğinde insan elinden çıkma her türlü alet ve düzeneğin (cep telefonu, tıbbi cihazlar, sanayi makineleri, elektrikli trenler, enerji santralleri, iletişim cihazları vs) elektromanyetik sınırları kesin olarak belirlenmiş olacak. Bu sınırların kanserle ilişkisi tespit edilecek. Böylece mikrodalga fırın ve cep telefonu gibi cihazların kansere neden olup olmadıklarına dair tartışmaların da sona ereceği umut ediliyor.
Yanda gördüğünüz tablolar da WHO'nun hazırlattığı EMF raporundan alındı. Görüldüğü gibi evde saç kurutma makinesini kullandığımız zaman bile hatırı sayılır bir elektromanyetik alanın etkisi altına giriyoruz. Raporda elektrikli ev aletlerinin yarattığı elektromanyetik yayılımın etkisinden kurtulmak için en ucuz ve en pratik yol olarak bu cihazların yerlerini değiştirmek tavsiye ediliyor. Tablodan da görülebileceği gibi uzaklık arttıkça maruz kalınan radyasyon (tabii burada kast edilen iyonize olmayan radyasyon, yani doğrudan hücre yıkımına neden olan cinsten değil) hızla düşüyor. Evdeki bazı cihazlarla ilgili ise şu uyarılara yer veriliyor:
* Bilgisayar ekranı: 30 - 50 cm uzaklıkta maruz kalınan manyetik alan etkisi ihmal edilebilir bir düzeye düşüyor. Yani tehlikesiz.
* Mikrodalga fırın: Çok yüksek frekansta çalışıyor. Çalışırken fazla yakınında durmamakta yarar var.
* Cep telefonları: Mümkün olduğu kadar az kullanmak ve kısa konuşmak tavsiye ediliyor.
* Telsiz telefonlar: Cep telefonlarıyla karşılaştırıldığında zararsız gibi. Baz istasyonları evin içinde yani telefona çok yakın olduğu için çalışmak için fazla bir güce ihtiyaç duymuyor.

Takas komisyonu kavgası sona erdi

Merkez Bankası'nın para politikası çerçevesinde kredi kartları faizlerinin de düşmesi gerektiği yönündeki görüşler geçen haftaki Eko Gündem'de ayrıntılarıyla yer almıştı. Pek çok Milliyet okuru yazıdan sonra faks ve e - posta mesajlarıyla bu konunun dile getirilmesinden duydukları memnuniyeti ifade ettiler.
Konu dönüp dolaşıp biraz da Bankalararası Kart Merkezi'nin (BKM) belirleyeceği takas komisyonuna dayanıyordu. Bankaların kendi aralarındaki takas komisyonunu düşürmeleri öncelikle işyerlerine uygulanan komisyonun, buna bağlı olarak tüketiciye yansıtılan faizin düşmesini sağlayacaktı.
Bu konudaki son gelişme önceki gün toplanan BKM Yönetim Kurulu'nun yüzde 5.5 olan komisyonu yüzde 2.75 oranında aşağı çekmesi oldu. Bugüne dek üye işyeri sayısı az olan bazı bankalar gelirleri düşeceği korkusuyla komisyon indirimine karşı çıkıyorlardı. Şimdilik anlaşma sağlandı. Bakalım işyeri komisyonlarının düşmesi kredi kartlarına nasıl yansıyacak, önümüzdeki günlerde göreceğiz.

"BKM, kendi koyduğu kurala uymuyor"

Kredi kartları faizleri akaryakıt istasyonlarını yakından ilgilendiriyor. Türkiye'de P.O.S. cihazlarının yaklaşık yüzde 30 - 40'ı 10 bine yakın akaryakıt istasyonunda bulunuyor.
"Kredi kartları faizleri ya düşecek ya düşecek" başlıklı yazıdan sonra ilk arayanlardan biri Türkiye Akaryakıt Bayileri, Petrol ve Gaz Şirketleri İşveren Sendikası (TABGİS) Genel Başkanı Mustafa Cengiz oldu. Cengiz'e göre Bankalararası Kart Merkezi'nin takas komisyonunu indirmesi yalnız kredi kartı faizlerini düşürmekle kalmayacak, aynı zamanda tüketiciye yansıtılan gecikme faizlerinin de makul bir seviyeye gelmesini sağlayacak. Ancak Cengiz özellikle bazı devlet bankalarının işi yokuşa sürdüğünü belirtiyor. "Aslında takas komisyonun yüzde 2'ye indirilmesi gerekiyor" diyor.
Cengiz'in belirttiğine göre BKM geçtiğimiz yaz aldığı bir kararla takas komisyonunu belli bir formüle dayandırmış. Buna göre gecelik faizler düştükçe komisyon da düşüyor. Ve bu hesaba göre şimdi uygulanması gereken takas komisyonu da yüzde 2.05 oluyor.
Cengiz "Biz bu durumu tüketiciye anlatamadık. Benzin istasyonlarında komisyon alınıp, alınmamasından doğrudan bizi sorumlu tutuyorlar. Oysa işin banka ayağı çok daha önemli" diyor.


Yazara E-Posta: nkalkan@milliyet.com.tr

KEŞFETYENİ
Nihal Candan gittikçe kilo kaybediyor! 'Kritik bir süreçte'
Nihal Candan gittikçe kilo kaybediyor! 'Kritik bir süreçte'

Cadde | 17.06.2025 - 07:27

Hastanede doğum günü kutlayan Nihal Candan'ın daha fazla kilo kaybettiği öğrenildi.

Yazarlar