Rıdvan Dilmen

Rıdvan Dilmen

rdilmen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Dün gece Beşiktaş’ı izledim. Oynadığı oyunla da gurur duydum. Tabii ki bu maçın ardından çok şeyler konuşulacak, yazılacak.. Özellikle de sistemle ilgili yorumlar çıkacak.
Lucescu bana göre ne yapmalıydı, ne yaptı... İlk maç 1-0 bittiği için ve rakip iyi kontratak yaptığı için mutlaka Lucescu da rövanşı bir hafta kafasında yaşamıştır. Önünde iki tercihi vardı.
Birincisi; 3-4-2-1 gibi oynayabilirdi. Yani arkadaki savunma yine aynı. Önde koşan oyuncular Yasin ve Tayfur. Soldan İbrahim, sağda Tamer, Niyazi, Kaan Dobra’dan biri, onların önünde Sergen, Pancu, en uçta da İlhan Mansız. Mutlaka bunu da düşünmüştür.
İkinci formül önceki gece gördüğümüz sistemdi. Rakip takıma orta sahayı vermemek için bu bölgeyi kalabalık tuttu. Dörtlü savunmanın önünde iki ön libero Yasin ve Tayfur, yine koşan Pancu, onların önünde Sergen, forvette de İlhan Mansız - Ahmet Dursun ikilisi. Aslında bu iki karar da doğruydu. Sadece dörtlünün sağında bence Tolga’yı oynatmalıydı. Ama yenilgi sonrası sistem tartışılmaya başlandı. Sezon başında Lucescu ile görüşmüştüm. Liglerin 3. haftasıydı. Şu soruyu sordum; "Bütün hazırlık maçlarında hep dörtlü savunma oynadınız, niye Bursa’da liberolu sisteme döndünüz?" Bana "Kadro onu gerektirdi, çünkü savunmadaki oyuncular ağırdı" yanıtını verdi. Elindeki mevcut kadro antrenörleri sistemlere yönlendirir. Yani malzeme sistem getirir. Dün sistemden doğan arızadan gol yemedi Beşiktaş. Her antrenör duran toplara savunmadaki uzun oyuncularını gönderir, çabuk oyuncuları da defansta tutar. İbrahim; Yasin, Niyazi gibi. Sezon başından bu yana da bunu yapıyorlar. Ama dün bu oyuncuların dikkatsizliği yüzünden golü yediler. İşin sistemle alakası yok. İkinci gol Beşiktaş savunmasının zaman zaman yan toplardaki arızasını gösterdi. Sonuç sistem Beşiktaş’ı elemedi. Beşiktaş takımı 8-9 pozisyon buldu, oyuna hükmetti ve alkışlarla tura veda etti.

Ya Roberto nasıl vurdun o topa. Hem de 30 metreden. Öyle bir yere gitti ki herşey toz duman oldu. O vuruş varya o vuruş bir anda Fenerbahçe’deki problemleri ortaya çıkardı. Oysa o golün hemen öncesinde Fenerbahçe 3-2 öne geçmiş, maç da galibiyetle bitecekti. Uçakta kakara kikiri. Herkes memnun. "Ya Ogün ne pas attın" diyeceklerdi. "Şampiyonlar Ligi şansımız için ümitlendik" denilecekti. Ama o Roberto varya herşeyi alt üst etti. Tabii ki, teknik adamın, yönetimin aldığı kararların doğruluğunu, yanlışlığını tartışmak bize düşmez. Yorum da yapmak istemiyorum. Ancak kaleci Oğuz, Galatasaray maçında konuşmuşsa, o zaman bırak. Ogün problemliymiş, o zaman bırak. Apo deplasmanda oynayamıyormuş, hiç mi deplasman oynamadılar. Ayrıca Abdullah’ı da şamar oğlanına çevirdiler. Bunlar üzücü tabii. Ali Akdeniz zaten oynamıyordu. Yusuf ile de 1.5 ay önce 3 yıllık sözleşme yapıldı. Yusuf ile sözleşmede Galatasaray’a gider korkusu var gibi gözüküyor. Bu da etik gelmedi bana. Böyle bir operasyon yapacaksanız devre arası yapın da, o oyuncular da transfer şansı bulsunlar. Yoksa Fenerbahçe Kulübü’nün ve teknik heyetin aldığı kararı, sürekli beraber yaşadıklarından yorumlamak bizlere düşmez. Ancak bu tür kararlar Roberto’nun ayağına kalmamalı.

Kariyer yaşamında başarıyı çok büyük bir çaba harcamadan, hatta rastlantı sonucu elde etmiş insanlar vardır. Gelin siz bu insanlardan olmayın. Elde ettiğiniz başarılar sizin için kolay kazanımlar olmaktan çıksın, erişmek istediğiniz başarılar ise sizin için olasılık olmanın ötesine geçsin. Gerçek başarıyı tadın. Başarılı olmayı HAK EDİN, başarılı olmayı TERCİH EDİN.
Spor dünyasında geçerli olan bireysel ve takım ölçeğindeki başarının taktik ve stratejilerini işdünyasında başarıyla uygulayan Rick Pitino izleyeceğiniz yolu şöyle tarif ediyor;
"Basketbol sahasında geçerli olan işte ve hayatta da geçerlidir. Başarılı olmak istiyor musunuz? İyi, başarın öyleyse. Hakedin. Nasıl mı? Çevrenizdeki herkesten fazla çalışarak. Küçük şeyler için ter dökün, büyük şeyler için ter dökün. Daha fazla yol alın. Ama ne olursa olsun kalbinizi ve ruhunuzu yaptığınız şeye verin. Herşeyinizi sahada ortaya koyun. Ama siz bunu gerçekleştirmek isteyene kadar bu gerçekleşmeyecektir.
BAŞARI NE BİR ŞANS, NE İLAHİ BİR HAK, NE DE BİR DOĞUM KAZASIDIR.
Başarılı olmak bir tercihtir."