Rıdvan Dilmen

Rıdvan Dilmen

rdilmen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


     Öylesine bir hafta oynanacak ki, 2002 - 2003 sezonunun şampiyonu belli olabilir. Ligin mesafesi kısaldı. Beşiktaş içeride kazanması muhtemel Altay ile oynuyor. En ciddi ilk rakibi Galatasaray da Trabzon'a gidecek. Gözüken o ki, Avni Aker'deki maça Galatasaray altı puan geride çıkacak. Dolayısıyla mesafe de kısaldığı için Galatasaray - Gençlerbirliği maçı Şampiyonlar Ligi'ne katılabilme maçı olabilir. Hoş Galatasaray takımı son sekiz deplasmanda fire vermedi. Geçen hafta Adana maçına kadar fikstür Cim-Bom'un lehine idi. Galatasaray ikinci yarıda oynadığı Denizli ve Adana maçlarında beş puan kaybederek bu avantajını yitirdi. Bu iki maçta da belki de en iyi futbolunu oynadı. Müthiş baskıya rağmen kazanamadı. Ama futbol bu.
Avni Aker'deki maç Galatasaray açısından ya tamam ya da devam olacak. İki takımı da analiz ettiğimizde bol pozisyonlu, kaleci ve forvet oyuncularının birbirlerini çokca görecekleri bir doksan dakika umuyorum. İki takım da sadece futbol oynamayı düşünen ekipler. Trabzon'un artısı; uzun yıllardır olmayan bir seyirciyi arkasında bulacak. Ve ligin de en iyi kontratağa çıkan iki takımından birisi. Diğeri Gençlerbirliği. Özellikle top rakipteyken tedbir alınması gereken bir takım. Kazandıkları her topu olumlu kullanıp, rakip kaleye iniyorlar. En büyük kozları bu. Forvetlerinde Mehmet Yılmaz - Fatih ikilisinin arkasında Gökdeniz direkt kaleye yönelebiliyor. Dörtlü savunmanın önünde oynayan Hüseyin ve Somers gibi oyuncular da topu olumlu kullanıyorlar. Yani Trabzon kazandığı toplarla çok tehlikeli hücum yapabiliyor. Buna karşı Galatasaray hepimizin bildiği gibi rakip kim olursa olsun, maç nerede olursa olsun ofansif oynayan, oyunu rakip yarı alana yıkmak isteyen bir takım. Trabzon'un artılarına baktığımızda Galatasaray'ın rakibinin avantajlarını dezavantaja çevirmek için mutlaka öne geçmesi lazım. O bölümlerde Fatih hoca hemen gardını alıyor ve maçı koparıyor. Daha defansif oyuncuları oyuna sokarak. Bunları gözönüne getirdiğimizde "GOL ATAN GALİP" diyoruz.

Türkiye'de profesyonellik belli bir yere geldi. Tesisleşme, maddiyat, organizyonlar her şey güzel. Ama profesyonel anlamda bazı şeyleri yerine getiremiyoruz. Ligimizde Anadolu takımları üç büyüklere karşı oynarken adeta savaşıyorlar, iyi konsantre oluyorlar. Kendi aralarında oynayınca da bir hafta önceden eser kalmıyor. Bu maalesef milli takımda da böyle. Bir türlü oyuncuları özel maçlara konsantre edemiyoruz. Ama üst düzey ülkelere baktığımızda durum farklı. En güzel örnek Çekler. Önümüzdeki yıllarda Dünya futboluna damgalarını vuracaklar. Özel, resmi, gazozuna, hiçbir maç onlar için farketmiyor. Bizim de bunları aşmamız lazım.

Malatyaspor'un eski golcüsü Oktay Çevik, Ayhan Akbil ve ben bir cafede oturuyoruz. Televizyonda da bungee jamping izliyoruz. Ayhan abi "Ben hayatta yapamam" dedi. "Bir milyon dolar versem atlar mısın?" diye sordum. "Hayır" yanıtı geldi. Aradan Oktay hoca fırladı, "Ben ipsiz atlarım.".






SPOR


ŞÜKÜR'Ü İSTEMEM İBRAHİM'İ ALIN
At yarışları
Avrupa Ligleri
Tekel pes etmedi: 103-73
2. LİG puan durumu
Dört çeyrek finalist
Erkekler yarı finalde
ENDİŞE VE TESELLİ
Hasan'a müthiş teklif
2. MISIRLI YOLDA
Gökdeniz'e görücü
KİM KAPACAK?
ALTINA DOĞRU
Gözler Ferrari'de
MHK'nin başı döndü
Doğum gününde görevinden oldu
Madalya emri
Lejyonerler zor virajda
Haber turu...
Kader haftası
2012 Olimpiyatları
Lyon'lar çabuk unutulur