Fenerbahçe’nin taktiksel anlamda oynadığı antrenman maçını izlemeye gittim. Bütün Fenerbahçeliler’in merak ettiği konular var. Takımdaki arkadaşlık, yeni oyuncuların durumu hep kafalarda soru işareti. Aslında ben de bu düşünceler içindeydim.
Antrenman maçında herkes görev aldı. Oğuz hoca Ankara’da oynatmayı düşündüğü on biri ve taktiği uyguladı. Sadece ikinci yarıda Tuncay ile yedek kadroda oynattığı Rebrov’u değiştirdi. Yedeklerden kurulu takımı da Ankaragücü’nün oyun sistemi ile yani liberolu oynattı. Oğuz Çetin ilk 15 - 20 dakikada taktiksel anlamda hedefine ulaştı. Taa ki, o dakikadan sonra yedek oyuncular, özellikle tecrübeliler oyun disiplininden bir anda koptu. Durum böyle oyunca taktiksel maçın bir önemi kalmıyor. Şunu belirtmemde fayda var, yedek kalan oyuncu genelde mutsuz ve moralsizdir. Ancak takımın menfaati için bunu antrenmana yansıtmamak zorundadır. Yine de bu çözülebilecek bir sorundur. Oynamayan oyuncuların küsmesi doğaldır. Her kulüpte bu olur. Ben de antrenörlük zamanımda bunları yaşadım. (Pascal Nouma’yı, Fenerbahçe maçından sonra televizyonda gördüm. Yüzündeki ifadeye göre sanırsınız Beşiktaş mağlup olmuş. Zaten oynamadığı maçtan sonra sakatım diyerek ülkesine gitti.)
Çok da güzel görüntüler gördüm. Takımda inanın uzun yıllardır olmayan sevgi ve saygı var. Zaman zaman sertlikler olmasına rağmen kırıcı değiller. Hatta reaksiyon bile göstermiyorlar. Kendi aralarında büyüklerine karşı saygılılar. Büyükler de gençlere yardımcı. Herkes hocaya da saygılı.
Gelelim transferlere; Rebrov, Vladimir, Kemal ve Erhan Albayrak’ı ben de merak ediyordum. Rebrov ile başlayalım. Hani futbolcu her haliyle kendini belli eder ya. Rebrov da öyle. Müthiş bir oyuncu. Çabuk, futbolu iyi biliyor. Tekniği de iyi ve pas özelliği var. Hazır hale geldiğinde (hazır değil) ve serbest oynarsa büyük transfer. Uzun yıllardır Ortega da dahil en iyi transfer. Haa yazının başında tam kadro çalıştılar dedim. Ortega yoktu. Zaten sezon başından beri olmadığı için hesaba katmadım. Vladimir kesin yetenekli. Yerden kolay çalım atan, arkadaşlarına servis yapabilen, vücudunu kullanabilen, ancak kafa toplarında eksik bir oyuncu. Yalnız hiç, ama hiç hazır değil. Sanırsınız 1 - 2 yıl ara vermiş. Erhan Albayrak sürekli oyun içinde. Forma verildiği taktirde kimseyi mahcup etmeyecek durumda. Kemal de aynı şekilde. En azından yaşları genç olduğu için büyük kazançlar.
Ercan Aktuna ve kahveci Yavuz ile Bodrum’un bir köyüne gittik. Köyün müezzini hasta Fenerli. Yanımızdan ayrılmıyor. Ercan abi, espri olsun diye "Bize Fenerbahçeliliğini ispat et" dedi. O da "tamam" karşılığını verdi. Akşam ezanını "Allah’u ekber, en büyük Fener" diye okudu.
Özay Şendir
‘Diyalektik bir şey’ olarak Lozan tartışması...
16 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Sosyolojik hatalar!
16 Mayıs 2025
Zafer Şahin
Sanatçılar ‘Terörsüz Türkiye’ istemiyor mu?
16 Mayıs 2025
Abdullah Karakuş
Krizler, görüşmeler ve sonuçları
16 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
İttifak’ta görüş ayrılığı çıkmadı
16 Mayıs 2025