Kulüplerimizin "Yanlışlar zinciri"nin en büyük halkasını transfer politikaları oluşturuyor... Beşiktaş örneğinden yola çıkarsak, istisnalar da kaideyi bozmuyor...
Siyah - Beyazlı takım transferde neler yaptı?
Öncelikle savunmasında sıkıntı gördü... Bu nedenle de Ronaldo’nun önüne topu oyuna hızlı ve iyi sokan Zago’yu aldı. Ali Eren’in yanına da, çabukluğuyla bilinen Tolga’yı takviye etti.
Orta alanda Amaral’da yanıldığı için de devre arasında gerçekleştirdiği bir operasyonla iki oyuncu birden renklerine kattı.
Beşiktaş’ın forvet tipli orta saha oyuncularına baktığınız zaman Tümer, Sergen ve Pancu var. Pancu orta sahada da, hücumda da mücadele edebiliyor.
Bir yandan "Sergen - Tümer bir arada oynar mı?" tartışması süredursun, Lucescu, bu ikiliden 3 - 4 - 2 - 1 sistemiyle oynadığı maçlarda vazgeçmiyor. Tedbir olarak, Sergen ve Tümer’in arkasına koşan isimleri yerleştiriyor.
Gelelim Fenerbahçe’ye...
Sarı - Lacivertliler, Revivo, Rapajc, Tuncay, Ceyhun ve Yusuf yetmiyormuş gibi bir de Ortega’yı aldı... Mevcut kadroda bir kaç tane daha forvet var. Şimdi bir düşünün... Bir yanda Sergen, Tümer ve Pancu tipi, diğer yanda bu isimler... Aralarındaki fark; Fenerbahçe’nin oyuncularının ne orta saha, ne de forvet olması... Özellikleri forvet arkasında, serbest oynamaları.
Bu altı oyuncunun, Fenerbahçe’ye maliyeti, herhalde 50 milyon doları bulur. ‘Benim’ diyen antrenör bile, bu isimlerin maksimum üçünden faydalanabilir. Diğer üçü ya kulübeye, ya tribüne... Yani başka bir deyişle "En az 25 milyon dolarlık bir kayıp." Bu tip oyuncuların, forma bulamadıkları zaman yaşattıkları sorunlar da işin ayrı bir krizi. Örneklerini yaşadık. Revivo mesela... Ortega bir ay önce gitmiş olsaydı, belki de Revivo ayrılmazdı.
Fenerbahçe, iki yıldır Yusuf’tan faydalanamıyor. Rapajc gitti, Revivo gitti, Ortega gitti... Yani bunları yazıp - söylediğimiz zaman eleştiriliyoruz.
Sözün özü; Fenerbahçe bu transferlerle davayı sezon başında kaybetti.
Ayrıca konu Ortega’dan açılmışken... Arjantinli, Türkiye’ye inanılmaz sansasyonel bir transfer olarak getirildi. Aslında Türkiye’de Ortega gibi en az beş tane iyi oyuncu bulursunuz. Artısı olup, eksisi de olmayan.
Arjantin Milli Takımı’nın A Milli Takımımız’ı yenme şansı çok az. Ariel Ortega’nın, Türkiye’deki futbolu bu kadar hafife alarak gelmesi, sıkıntı yarattı. Bence Ortega’nın gitmesi büyük bir kayıp değil.
Muğla’da oynuyordum. Bolu’dan teklif geldi. Rahmetli yöneticilerden, çok sevdiğim Altan Doyuran beni imza için çağırdı. Daha amatörüm. Soluğu Bolu’da aldım. Doyuran ile buluştuk ve Boluspor’un o dönemdeki Başkanı Hulki Avlacıoğlu’nun ofisine gittik. Heyecanlı bir şekilde içeri girdim.
Doyuran, Başkan’a "Bir oyuncu aldık. İnanılmaz. Geleceğin yıldızı olacak" dedi.
Başkan Avlacıoğlu, "Hani nerede?" deyince, Doyuran beni gösterdi...
O zaman 52 kiloyum... Avlacıoğlu bir bana baktı, bir de Doyuran’a ve patladı; "Hadi kardeşim git işine. Bize jokey değil, futbolcu lazım."
Özay Şendir
‘Diyalektik bir şey’ olarak Lozan tartışması...
16 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Sosyolojik hatalar!
16 Mayıs 2025
Zafer Şahin
Sanatçılar ‘Terörsüz Türkiye’ istemiyor mu?
16 Mayıs 2025
Abdullah Karakuş
Krizler, görüşmeler ve sonuçları
16 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
İttifak’ta görüş ayrılığı çıkmadı
16 Mayıs 2025