Fenerbahçe'de en geç birkaç hafta içinde önümüzdeki sezon görev yapacak yeni teknik direktör belli olacak. Bu hoca da takımı sezon sonuna kadar izleyecek. Hep söylüyorlar, "yeni hocanın işi çok zor" diye. Aslında çok da zor değil. Fenerbahçe tarihinde bundan daha kötü oldu mu? Peki yeni teknik direktörün ne yapması gerekir? Fenerbahçe'yi yıllardır iyi bilen birisi olarak iki önemli konuya dikkat çekmek istiyorum. Eğer bunlar çözülürse Fenerbahçe'nin önümüzdeki yıllarda ligimizde hep favori olacağını düşünüyorum.
Birincisi takımda mutlak surette antrenman disiplini sağlanmalı. (Oğuz Çetin işin bu kısmını çözmüştü.) Çünkü yıllardır bakıyoruz 20 kişilik kadroda en az 5-6 oyuncu haftanın iki üç günü idmana çıkmıyor. Ya salonda çalışıyorlar, ya hiç idman yapmıyorlar, ya da en iyimser haliyle düz koşu ile yetiniyorlar. Sonra bu oyuncular hafta sonu maçta görev alıyorlar. Hem fiziksel açıdan, hem uyum açısından problem yaşanıyor. Gelen antrenör profesyonel oyuncunun ne yapması gerektiğini uygularsa ki uygulamak zorunda, sorun çözülür.
İkincisi çok ciddi bir sorun. En büyük problem de burada. Onun da adı şu: DEPLASMAN FOBİSİ. Fenerbahçe seyircisi takımını en çok iten seyirci. Stadın güzelliği, atmosferi ve müthiş destek oyuncuya yetiyor. Ayrı bir motivasyon sağlamanız gerekmiyor. Kendiliğinden herkes havaya giriyor. Özellikle yıldız oyuncular çok olduğu için Şükrü Saracoğlu'nda sürekli üstünlük sağlanıyor. Yürüyecek halim olmasa da ben bile çıkıp oynamak istiyorum. Ama aynı takım bir hafta sonra deplasmana gidiyor, ne mücadele ediyor, ne de kazanma arzusunda oluyor. Bir sonraki haftayı özür maçı gibi görüyor, Kadıköy'de yine coşuyor. Bu olay iki üç yıldır böyle devam ediyor. Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı'nın ismi oldu Özür Stadı.
Aşağıdaki tabloya bir göz atalım. 2001 - 2002 sezonundan bu yana şampiyonluk adayı üç takımımızın puanlarına bakalım. Fenerbahçe kendi sahasında 126 puan toplamış. Galatasaray 116, Beşiktaş ise 105 puanda kalmış. Yani Fenerbahçe uzak ara şampiyon. Deplasmana bakıyoruz. Galatasaray 95, Beşiktaş 82, Fenerbahçe 68 puan alabilmiş. Yani iç maçlarda 10 puan fark attığı Galatasaray'ın 27 puan gerisinde. Yine 21 puan farkla geçtiği Beşiktaş'ın da 14 puan gerisinde. Yakın döneme gelelim. Örneğin bu yıl. Fenerbahçe'nin deplasman puanı 14, Beşiktaş'ın 25, Gençlerbirliği'nin 29, Galatasaray'ın 30. Kısacası Fenerbahçe şampiyonluğu hep deplasmanlarda bırakmış. Yeni gelen hocamıza bu önemli istatistiği sunuyorum. Fenerbahçe gibi üst düzey kadrolar oluşturan bir takım için içerisi dışansı farketmemeli. Öncelikle hem psikolojik, hem de teknik olarak yeni teknik direktör bu işi çözmeli, fobiyi yok etmeli. Benden uyarması.
Sevdiğim sözler
SPOR
ASLAN'A EFELİK SÖKMEDİ: 5-0
At yarışları
Avrupa Ligleri
FENER GEÇ AÇILDI: 85-62
2. LİG puan durumu
Hidayet sıfır çekti
Eczacıbaşı’nın Körfez keyfi: 3-0
Kâbuslar zinciri
TARİHİ BULUŞMA
150. ZAFER HAFTASI
AURELIO GERGİNLİĞİ
İngiltere yandı
'Anarşi' zirvesi!
Brezilya etabı Fisichella'nın
Haber turu...
Yeni hocaya mektup
Veron Volkan
Milli Paralimpik Komitesi
Bu kez takım gibi
Özay Şendir
‘Diyalektik bir şey’ olarak Lozan tartışması...
16 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Sosyolojik hatalar!
16 Mayıs 2025
Zafer Şahin
Sanatçılar ‘Terörsüz Türkiye’ istemiyor mu?
16 Mayıs 2025
Abdullah Karakuş
Krizler, görüşmeler ve sonuçları
16 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
İttifak’ta görüş ayrılığı çıkmadı
16 Mayıs 2025