İngiltere’de yaşayan Karen Cook 49 yaşında. Uzun yıllar özel bir uçak firmasında hosteslik yaptı. Yaşadığı sıkıntı da işte tam o yıllarda başladı. Kulaklarındaki basınç gitgide artıyor, baş ağrısı yaşıyordu. Doktor doktor gezse de bir türlü teşhis alamıyordu. İşitme testinde de herhangi bir problem görünmüyordu. Ancak yaşadığı semptomlar gün geçtikçe arttı. Artık çınlama yerine büyük bir gürültü duyuyordu. Ve nihayet 2022 yılında doktorlar, çocukluk çağındaki bir kulak enfeksiyonundan kaynaklanıp yer etmiş olabileceğini düşündükleri 'hiperakuzi' teşhisini koydu. İyileşmek için bütüncül tıp yöntemleri da dahil olmak üzere her yolu deneyen Karen, şu an çocuklarının kahkahalarına bile tahammül edemiyor. Bu nedenle evde de bir kulaklıkla geziyor. Öyle ki en ufacık sese bile karşı duyarlı olan talihsiz kadın çocuklarının, eşinin sesini duyamıyor; onlarla ya fısıltılı bir şekilde konuşuyor ya da yazarak anlaşıyor. Peki, Karen Cook’a büyük bir kabus yaşatan ‘hiperakuzi’ tam
Uzmanlar, sadece bir fincan sıcak kakaonun (işlenmemiş kakao), içerdiği doğal bileşenlerle stres seviyesini düşürdüğünü ve vücudun rahatlamasına yardımcı belirtiyor. Üstelik, sağlıklı antioksidanlar ve mineraller açısından zengin olan bu ürün, kötü beslenme seçimlerinin yarattığı zararlı etkileri de dengelemeye katkı sağlıyor.
STRES VE BESLENME İLİŞKİSİ
Vücudumuz stres altında kortizol hormonu üretmeye başlar. Bu hormon ise bizi genellikle yüksek kalorili, şekerli ve yağlı-zararlı yiyeceklere yönlendirir. Ancak bu tür yiyecekler enerji seviyemizi kısa süreliğine yükselttikten sonra kan şekerini hızla düşürerek daha fazla yorgunluk, halsizlik ve stres var eder. Faydalı, sağlıklı gıdalar tüketmek, stres yönetiminin en önemli adımlarından biridir.
Kakao, ‘mutluluk hormonu’ olarak bilinen serotonin üretimini destekleyici bir özelliğe sahiptir. Aynı zamanda yüksek magnezyum içeriği sayesinde var olan stres seviyesini azaltarak, gevşeme hissi var eder. Ayrıca, özellikle bu soğuk günlerde sıcak bir kakao
İlaçlar, sağlığımızı korumada önemli bir rol oynarlar. Ancak yalnızca doğru kullanıldıklarında. Ne yazık ki doğru bilinen yanlışlar arasında ilaç kullanımına yönelik bazı bilgiler de yer alıyor. Bu sebeple ilaç kullanımında dikkatli olmak, en az ilaçların kendisi kadar önemlidir. Tedavi sürecinin doğru ve hızlı bir şekilde tamamlanabilmesi için bunlara dikkat edin.
HAPLAR NEDEN ÇİĞNENMEZ?
Sindirim ilk olarak ağızda başlar. Peki, o halde ilaçları neden çiğnemiyoruz? Birçok ilaç özel bir korumayla kaplı olur. Bu koruma kabının olmasının sebebi ise, ilacın içeriğinde boğazınızda ve midenizde zarara yol açabilecek maddeler barındırıyor olmasıdır. Bu tür ilaçlar mide asidinin işleyişine de zarar verebilir. Bu sebeple bu tür ilaçlar, mide asidinden korunmaları amacıyla özel bir kaplamayla sarılır. Bu kaplama, mide asidinin ilacı parçalamamasını sağlar ve ilacın bağırsaklarda çözünerek emilmesini garanti eder.
TABLETLER İKİYE BÖLÜNEBİLİR Mİ?
Tabletlerin kırılabilir olup olmadığı konusunda dikkatli olmak önemli.
Maden suyu, içerdiği yüksek mineral oranıyla cildi derinlemesine nemlendirir. Özellikle kalsiyum, magnezyum ve sodyum gibi mineraller, cildin nem dengesini korumaya yardımcı olur. Eğer kuru bir cildiniz varsa, maden suyu cildin nem seviyesini artıracaktır. Ciltte büyük gözenekler ve pürüzler, birçok kişinin şikayet ettiği sorunlardandır. Maden suyu, cildin gözeneklerini sıkılaştırarak daha pürüzsüz bir görünüm elde etmenize yardımcı olur. Mineraller sayesinde ciltteki fazla yağ salgısını dengeleyecektir. Cilt hassasiyeti yaşayanlar için maden suyu doğal bir rahatlatıcıdır. Güneş yanıkları, cilt kızarıklıkları veya hassasiyet durumlarında iyi gelir. Oluşan hassasiyet ve kızarıklıkları gidermek için maden suyunu bir pamuk yardımıyla nazikçe cildinize uygulayabilirsiniz.
Güneş ışınları, hava kirliliği ve diğer çevresel etkiler, ciltte bazı problemlere neden olabilir. Maden suyundaki selenyum ve çinko gibi mineraller antioksidan etkisi taşır. Günlük olarak uygulayarak, erken yaşlanmaya karşı korunabilirsiniz. Düzensiz cilt tonu ve
Birçok kişiye göre kağıt havluyu banyoda tutmak potansiyel riskler barındırır. Bu konu hakkında konuşan kağıt uzmanı Philip Heldt'e göre banyoda saklanan tuvalet kağıdı genel bir problem teşkil etmiyor. Uzman, "Çoğu insan tuvalet kağıtlarını banyoda saklar ve bu durum oldukça normaldir. Bu durum, banyonun ne kadar nemli olduğuna bağlı" diye ifade etti. Eğer banyonuz sürekli olarak nemleniyorsa ve tuvalet kağıdında küflenmeler fark ediyorsanız asıl problem tuvalet kağıdı değil, banyonun nemli olmasıdır. Yani nemli banyoyu kurtarmak için havalandırma sistemini kontrol etmeniz gerekiyor. Heldt'e göre tuvalet kağıdını orijinal ambalajında saklarsanız veya tuvalet kağıdını banyodan uzak tutarsanız sorun yaşamazsınız.
Özellikle duş aldıktan sonra banyoyu mutlaka havalandırın. Ortamda yalnızca buhar varmış gibi görünse de mikroplar için hazır bir ortam olabilir. Heldt, "Eğer banyonuzu havalandırmazsanız sadece tuvalet kağıdı değil, aynı zamanda havlular da küflenmeye başlayabilir" dedi. Kağıt uzmanı, kuru ortamlarda saklanan kağıdın süresiz bir şekilde dayanıklılık sağlayacağını
Hint yağı, özellikle ricinoleik asit açısından son derece zengindir. Bu asit, yağın toplam yağ asidi içeriğinin yüzde 90'ını oluşturuyor. Ricinoleik asit, iltihap önleyici ve antibakteriyel özellikleriyle de biliniyor. Bu özellikler, cilt sağlığını koruyarak saç ve sakal köklerinin sağlıklı kalmasına yardımcı oluyor.
Hint yağı, saç ve sakal köklerini besleyen E vitamini açısından da zengindir. Bu vitamin, cilt hücrelerini yenileyerek saç ve sakal büyümesini teşvik eder.
Hint yağının sakal uzatmaya olan etkisi birkaç faktöre dayanıyor. Bu yağ, saç foliküllerini derinlemesine besleyerek nemlendiriyor. Kurumuş ve zayıf saç folikülleri, sakalın sağlıklı uzamasını engellese de, Hint yağı folikülleri nemlendirerek sakal tellerinin daha kalın, güçlü ve sağlıklı olmasını sağlıyor. Bu da sakalın daha hızlı uzamasına ve daha dolgun görünmesine katkıda bulunuyor.
Hint yağı sadece sakal uzatma konusunda değil, sakalın genel sağlığı üzerinde de birçok olumlu etkiye sahip. Bu yağ, sakalı nemlendirir ve sakal
Japonlar birçok farklı özellikleriyle dikkat çekiyor. Ancak en dikkat çekici özelliklerinden biri de eşlerin ayrı uyuması. Bunun sebeplerinden biri de herkesin farklı çalışma programları olması. Bu sebeple Japonlar işten eve geç geldiğinde veya sabah uyanmak için işe gittiklerinde eşlerini uyandırmamak ve uyku kalitelerini bozmamak için ayrı odaları tercih edebiliyorlar.
Böylece eşler birbirlerinin daha iyi uyuyabildiğini düşünüyor ve daha sağlıklı hissediyorlar. Buna ek olarak Japon anneler genellikle çocuklarıyla birlikte uyur ve bu onlar için oldukça önemlidir. Bu sebeple babanın, anne ve çocukla aynı yatağı paylaşıp paylaşmaması gerektiğine karar vermesi gerekiyor. Çünkü Japonlar çocuklarıyla uyumanın onlar için daha dinlendirici bir uyku çekmesine yardımcı olabileceğine inanıyor. Yapılan çalışmalara göre ebeveynle uyuyan çocukların sabit bir ateş ve kalp hızına sahip olduğu gözlemlendi. Ayrıca ani bebek ölümü sendromu olasılığını da azaltıyor.
Nar kabuğu, yüksek seviyelerde antioksidan içerir. Vücudun antioksidan seviyelerini artırarak cildin bile daha iyi görünmesine yardımcı olabilir. Anti-inflamatuar özellikleri, iltihaplanmalara karşı savaşır. Eklem ağrıları gibi iltihaplı bölgeler için kullanılabilir. Ağrılarınızın azalmasına yardım edecektir. Nar kabuğu tozunu suyla karıştırarak oluşturduğunuz macunu eklem ağrıları veya artrit gibi iltihaplı bölgelere uygulayabilirsiniz. Düzenli kullanım, ağrıların azalmasına yardımcı olabilir. Antibakteriyel ve antiviral özellikleri de hafifletmek için etkili olacaktır. Boğaz ağrısı ve diş eti iltihapları gibi enfeksiyonlar için nar kabuğu çayı veya gargara yapmak etkili olabilir. Bu uygulama, ağız sağlığını korumak için de faydalıdır. Nar kabuğu, cilt sağlığı için çok faydalıdır. İçerdiği polifenoller ve antioksidanlar, cildin esnekliğini artırabilir ve akne gibi cilt sorunlarını azaltabilir. Nar kabuğundan yapılan yüz maskeleri, cildi temizlemeye ve ölü hücrelerden arındırmaya yardımcı olabilir.
Uzmanlara göre nar kabuğu çayı, mide