Sosyal medyada her gün yeni bir fitness trendiyle karşılaşmak artık şaşırtıcı değil. Kimisi ağır antrenmanlara yöneliyor, kimisi detokslarla “yeniden doğduğunu” iddia ediyor. Ancak son günlerde TikTok başta olmak üzere birçok platformda öne çıkan bir yöntem var ki sade, uygulanabilir ve etkili olmasıyla herkesi peşinden sürüklüyor: Japon yürüyüşü.
Vaadi, her gün yarım saat ayırarak hem sağlığınızı iyileştirmek hem de zihinsel olarak rahatlamanızı sağlamak. Üstelik spor salonuna yazılmanıza, pahalı ekipmanlara ya da kişisel antrenöre ihtiyacınız yok. Sadece bir çift spor ayakkabı ve biraz kararlılık yeterli.
Peki nedir bu Japon yürüyüşü?
Japon yürüyüşü, 30 dakikalık tempolu bir yürüyüş egzersizi. Ancak onu klasik yürüyüşlerden ayıran şey, içindeki tempo geçişleri. Yapmanız gereken basit:
- 3 dakika hızlı yürüyün.
- Ardından 3 dakika yavaşlayın.
- Bu döngüyü 30 dakika boyunca tekrar edin.
Sonuç mu? Daha düşük kan basıncı, daha yüksek aerobik kapasite ve en önemlisi sürdürülebilir bir egzersiz alışkanlığı.
Bilim de arkasında
Bu yöntem, adını aldığı Japon araştırmacılar tarafından geliştirilmiş. 60 yaş üstü bireylerle yapılan bir çalışmada, yürüyüşü rutin olarak haftada 4 gün yapanların yapmayanlara göre daha stabil tansiyona sahip olduğu kanıtlanmış. Bu açıdan bakınca bir 'anı yakala' trendi değil de yıllardır uygulanan ve sonuç veren bir yöntem olarak düşünülmesi mümkün.
Koşuya cesareti olmayanlara umut
Koşmak kimileri için hem fiziksel hem zihinsel olarak büyük bir eşik. Japon yürüyüşü ise bu eşiği aşmak için harika bir köprü. Kişisel deneyimini paylaşan bir kullanıcı şöyle diyor: "12-3-30 gibi popüler antremanları denedim ama Japon yürüyüşü bana daha çok keyif verdi. Aynı hızda yürümek sıkıcı olabilir ama tempoyu değiştirdikçe zaman su gibi akıyor."
Her yerde yapılabilir olması ise bu egzersizi en güzel kılan kısmı. Parkta, sahilde, hatta işe giderken bile tempoyu yakalayabilirsiniz.
Sonuç: Azla çok mümkün
Günümüzde her şeyin daha fazlası makbul gibi sunuluyor: Daha yoğun antrenman, daha katı diyet, daha hızlı sonuçlar… Ancak Japon yürüyüşü bize şunu hatırlatıyor: Az da olsa düzenli olan, çok ve sürdürülemez olandan iyidir. Ne dersiniz, denemeye değmez mi?