Harvardlı Emily ve Harranlı Emine’nin ardından

12 Mayıs 2012

Joseph Harvard’da, Yusuf İstanbul birer girişimci. Aynı yaştalar, aynı boy ve kilodalar. Nasıl olmuşsa aynı eğitimi almışlar. Aynı anda aynı uçuk kaçık internet projesi akıllarına geliyor. İkisi de aynı anda çalışmaya başlıyorlar.

Joseph önce aklından geçen sistemin demosunu çalışır hale getirmek için elindeki imkanları kullanıyor. Sistem çalışmaya başladıktan sonra ilk kullanıcılarını işin içine alabilmek için gereken desteği almak için kişisel kredi çekiyor. Kredi faizinin düşüklüğü işin potansiyeli yüzünden onu zerre kadar korkutmuyor. ABD’de kişi başına düşen gelir yüksek olduğu için bir anda sistemini kullanan kullanıcılar ona ilk paraları getirmeye başlıyorlar. Bu anlamda kullanıcı sayısının artmasıyla gelebilecek potansiyel de ortaya çıkmış oluyor.

Joseph artık zamanıdır diyerek internetten kendi işine, hayat görüşüne ve bulunduğu duruma uygun melek yatırımcılar listesini indiriyor. O kadar çok melek yatırımcı var ki bunların arasından kime gideceğini Joseph bu kadar filtrelemeye rağmen seçmekte zorlanıyor.

İlk birkaç yatırımcı ile kafaca uyuşamıyor. Ona söyledikleri yatırım miktarı 50 milyon dolarlar seviyesinde olduğu için Joseph bunu kabul etmiyor. Çünkü o

Yazının Devamı

Biz uzaya ancak parasını vererek gideriz

10 Mayıs 2012

Uzay her zaman insan oğlunun ulaşacağı son sınır olarak gözüktü. Hep en ulaşılmaz, en çok merak edilen, en çok arzu duyulanı simgeledi. Dünya 1900'lü yılların ilk yarısından bu yana müthiş bir uzay yarışının içinde. İlk önce gitmek, en çok şey bulmak ve diğerlerinin önüne geçmek... Bu uğurda çok ciddi zaman ve para harcandı, hayatlara maloldu...

Sistematik çalışmaların sonucunda bugün bildiğimiz birçok teknolojik yenilik de kendini gösterdi. Yatırım yapanlar daima karşılığını aldı. Uzaya gitmek için verilen çabalar, uzaya gidenleri efsane yaptı. Ve şimdi biz, cari açık sahibi, ülkesinin yarısından fazlası açlık sınırının altındaki ülkenin insanları... Uzayla ilgili çalışmaları üniversite kapılarını ve bina yüksekliğini aşamamış eğiimcilerin ğrencileri... Utanmadan sıkılmadan parasını vererek ve dünyada ilk 100 insandan biri oluyor ve uzaya çıkıyoruz.

Sözümüz uzaya çıkacak olan kişilere değil. Kendine spor araba alarak boğazdaki yalıya 20 milyon TL vererek hava atmaktan daha iyi. En azından kendi içinde bir ilim irfan barındırıyor.

Baktığımızda bu teknoloji dünyasında yerimiz hep böyle oluyor. Biri top buluyor ve biz o topu alarak Avrupa'ya korku salıyoruz. Sonra topun son

Yazının Devamı

Cep telefonu değil iPhone

8 Mayıs 2012

iPhone bir cep telefonu markası. En azından öyleydi, ama anlaşılan o ki artık değil. Bugün Medya Takip Merkezi aracılığıyla Türk basınında çıkan haberlere baktığımızda bunu açıkça görüyoruz. Bugün Türk basınında içinde cep telefonu yazan 59 haber var. Oysa içinde iPhone geçen 64 haber var.

Bu 64 haber ne demek diye biraz açmak lazım. Yine bugünün verilerinden yola çıkacak olursak beli bir iPhone modeli çıktığı için haber sayısında patlama yaşanmamış. Yani iPhone 5 çıktığı gün bir haber patlama yapması normaldir. Ama kazın ayağı bugün için öyle değil. Daha da tuhafı Türkiye'de belli bir şirket tarafından bariz ve düzenli PR'ı yapılmayan ürünün, düzenli bir biçimde peşinden gidilen telekomünikasyon firmaların birkaçının toplam haber sayısından fazla sayıda yer alması...

Haberlerin kaynağına baktığımızda genellikle dergilerin ağırlığı kendini gösteriyor. Yine bir başka ilginç bakış açısı, Türkiye'de teknoolji haberleri konusunda çok da etkin olmayan yerel basın, Anadolu medyası da oldukça yüksek sayıda iPhone haberleri kullanıyor. Magazinden spora, teknolojiden siyasete kadar her haberin içinde bir iPhone kelimesi geçiyor.

Tabii ki biraz uluslararası ve internet medyası

Yazının Devamı

Kaynağından haklanan ülkede neler olur

5 Mayıs 2012

Cuma günü akşam saatlerinde, 18:00 sularında bazı popüler sitelerin topluca haklandığı, çalışmadığı ve içinde olmaması gereken mesajlar çıktığı gündeme bomba gibi düştü. Bu bir toplu hareket sanıldı, Tüm Türkiye'de olasılıklar gözden geçirildi. Ama sonradan indirilen adreslerin tamamının com.tr olması, gözleri nic.tr alan adı kontrolüne çevirdi.

Alan adı kontrol sistemi nedir? Burası aslında internetin temelini oluşturan 256'lık düzende 4 basamaklı sayıların bizim bildiğimiz latin alfabesiyle yazılmış hale dönüştürülmesini sağlayan sistemdir. Bilindiği gibi Türkiye'nin .tr uzantıları vardır siz milliyet.com.tr yazdığınızda sistem aslında bunun hangi sayısal adrese tekabül ettiğini bir veri tabanından alır ve sizi doğruca o adrese götürür.

Söylenti o yönde ki bu veri tabanına erişilmiş ve popüler internet sitelerinin tamamı aynı adrese yönlendirilmiş. Yani siz yandex.com.tr de yazsanız, google.com.tr d yazsanız, cocacola.com.tr de yazsanız sistem yanlış bilgilendirildiği için sizi bilgisayar korsanlarının sayfalarına yönlendiriyor. Böylece tek site indirmekle uğraşmak yerine hepsini tek bir adrese getiriyorsunuz.

Yapılan işlem kesinlikle bu mudur? Şu anda alan adı

Yazının Devamı

Bir kesintinin getirdikleri

28 Nisan 2012

Cuma gecesi Türkiye’de çok ciddi bir internet kesintisi yaşandı. Bu internet kesintisi birçok önemli şeyin göstergesi oldu. Bunları sizler için yukarıdan aşağı toparlamaya çalıştım:

1. İnsanların evinde IP TV gibi sürekli internete bağlanan cihazlar olduğu için artık kesintiler saniyesinde ortaya çıkıyor. Kimse kendinden şüphe etmiyor.

2. İnsanlar internete eskisi gibi tek bir yolla bağlanmıyorlar. Ülkenin yüzde 99’una hitabeden alt yapı koptuğu halde sosyal medya neredeyse hiç kayıpsız işlevini sürdürdü, herkes yazışmaya devam etti.

3. Yaşanın genel bir kesinti olduğu sosyal medya sayesinde neredeyse dakikalar mertebesinde anlaşıldı. Sosyal medya kendini bir kez daha ispat etti.

4. Kesintinin sebebi olarak dün gece hızlı bir açıklama yapan Türk Telekom kesintinin MPLS (Multi Protocol Label Switching) sistemlerinin kurulumu sırasında çıkan sorundan kaynaklandığını belirtti. Genelde kurumlar hatalarını o kadar hızlı kabul etmez.

5. Ardından Redhack isimli bir bilgisayar korsanı grubu sürpriz bir çıkış yaparak sistemde yaşanan kesintinin dolaylı müsebbibi olduklarını söyledi. Redhack grubu devlet sitelerine saldırmış, bu saldırının engellenmesi için

Yazının Devamı

Ben kapınıza yapıyorum, istemiyorsanız silin

27 Nisan 2012

Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım geçtiğimiz gün ilginç bir çıkış yapaak kişisel bilgilerin korunması yolunda görüşlerini bildirdi. Yıldırım, SMS ile reklam almak istemeyen cep telefonu kullanıcılarını uyardı. Yıldırım, özellikle abonelik sözleşmesinde yer alan ‘duyurular gelsin/gelmesin’ bölümünün doldurulması gerektiğini belirtti.

Ne var ki Yıldırım bir noktada yanılıyor: Çünkü gelen reklam SMS’lerinin çok küçük bir bölümü cep telefonu şirketlerinden geliyor. Bunun dışında bir vesileyle cep telefonu numarasına ulaşmış tüm şirketler kendilerinde SMS atma hakını buluyor. Telefon açıp SMS almak istemediğinizi söylediğinizde “neden bu kadar uğraşıyorsunuz, silin gitsin” diyor dükkan sahipleri. Bu noktada ben de onlara diyorum ki o zaman yarın sabah gelip dükkanınızın önüne büyük hacetimi gideriyorum. İstemiyorsanız silin, eğer yapma derseniz bir daha yapmam…

Cep telefonları ve e-postalar kullanıcıların özel hakkı ve dünyasıdır. Nasıl gelip evinize “kardeş süper bir şampuan çıkmış haydi kullan” deme hakkına sahip değilsek bu cihazlara da mesaj gönderme hakkına sahip değiliz. Televizyonlar bize reklam göstermek için dizi çekme, haber yapma ve müzik gösterme gibi külfetlere

Yazının Devamı

Megafon düğümü çözüldü sıra Turkcell'de

24 Nisan 2012

Rusya’nın en zengin iş adamı Alişer Usmanov, ülkesinin en büyük 3 cep telefonu operatöründen biri olan Megafon’da kontrolü ele aldı. Turkcell’in Rus ortağı Alfa Group ve İsveç-Finlandiya konsorsiyumu TeliaSonera’nin hisselerinden bir kısmını 5 milyar dolara satın alan Usmanov, Megafon’da hisselerini yüzde 50’ye çıkardı. Megafon’da yüzde 31,1 hisseye sahip olan Usmanov, TeliaSonera’dan yüzde 8,2 ve Alfa Group’dan da yüzde 10,7 hisse satın aldı. Usmanov’un sahibi olduğu Kommersant gazetesine göre resmi süreç önümüzdeki günlerde tamamlanacak.

Bu anlaşma şirketler arasında uzun süredir süregelen bir hisse alım satımı konusuydu. Farklı dinamikler şirketlerin tartışmalarını tıkamış, özellikle Türkiye gibi farklı ülkelerde değişik ortaklık yapıları bulunan şirketler arasında çözülmez bir sorun yumağı halini almıştı. Rus mahkemelerinin kararları bulunan çözümleri onamaktan kaçınırken ümit ışığı kaybolmuştu.

Son durumda çözümün bulunması belki de en çok Türkiye’yi etkileyecek. Çünkü ortakların mevcut sürtüşmelerini çözüme ulaştırmasıyla Turkcell üzerine daha etkin bir biçimde yoğunlaşmaları söz konusu olacak. Ortaklar enerjilerinin büyük bir bölümünü harcadıkları 20 milyar dolar

Yazının Devamı

Herkes bana bir lira verse 3 milyarım olur

20 Nisan 2012

Küçükken bunu tartışıp dururduk ilkokul arkadaşlarımızla: Dünyada (o zamanlar) 3 milyar insan vardı. Hepsinden 1 lira alsak... 3 milyar TL paramız olur. 1 TL kimseye bir zarar vermez ki. Ne olacak bir sakız az çiğneseler ve bunu bize gönderseler kazanacağımız paraya baksanıza ne biçim olur.

O zamanlar çocuktuk. İlkokul öğrencisiydik, ekonomi ve hesap bilmezdik onun için böyle konuştuk. Sonra büyüdük ve aslında tüm insanlığın bunu ciddi ciddi konuştuğunu görüp irkildik: Geçtiğimiz günlerde ekonomiden sorumlu, maliyeden sorumlu, iletişim ve ulaştırmadan sorumlu bakanlarımızın bunu konuştuğunu inanamayarak şahit olduk: Bakanlarımız dediler ki geçtiğimiz sene Türkiye’ye 1 milyon telefon girmiş yurt dışından gelenlerle. Bunların her birinden 100 lira alsak 100 milyon liramız olurdu dedi bakanlarımız.

Güldük geçtik bu da söylenecek bir laf mı diye... Ama hayaldi gerçek oldu. Bakanlarımız şu anda yurt dışından yanında getirilen her telefon için insanlardan 100 TL almaya karar verdi. Böylece telefon getirmenin önüne geçecekler ve hatta ciddi de para kazanacaklardı.

Şunu düşünmemişlerdi: Aslında bunu yapmak yerine yurt dışından telefon getirmenin önüne geçecek medeni önlemler

Yazının Devamı