Terörle mücadele edin, İslam’la değil

4 Şubat 2017

Ziyaretine büyük önem atfedilen Almanya Şansölyesi Angela Merkel’in, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’la gerçekleştirdiği basın açıklamasında kullandığı “İslamist terör” ifadesine gösterilen tepki gündemin ilk sıralarında.
Merkel’in, terörle mücadelede yakın işbirliğinin zorunlu olduğunu söyledikten sonra “İslamist terör” diye bir sınıflandırma yapmasının yarattığı çelişki zaten ortada.
Erdoğan, bu tanımlama üzerine şunları söyledi:
“Bakın; İslamist terör ifadesi biz Müslümanları ciddi manada üzmektedir. Böyle bir ifade kullanılamaz, doğru değildir. Çünkü İslam ile terör bir araya gelemez... DAEŞ terör örgütünden dolayı kalkıp İslamist terörü kullanırsak bu üzücü olur, bunu lütfen kullanmayalım. Biz bunun karşısında durmak durumundayız. Sessiz kalırsak bunun kabulü olur... Şu anda DAEŞ’e karşı bizim verdiğimiz mücadeleyi veren ikinci bir ülke yok, herkes işin lafında.”
Merkel, “İslami” ile “İslamist” arasında fark olduğunu söyleyerek kendisini ifade etmeye çalışsa da sonuçta temel bakış açısını yeniden vurgulamış oldu.
Aslında, bu konuda yapılagelen tartışmayı bağlamından kopararak dallanıp budaklandırmaya gerek yok.
Birinci gerçek; terörün amacı.

Yazının Devamı

İade edilmemeleri komşuluğa yakışmaz

3 Şubat 2017

›› Yunanistan’ı, 8 darbeci askeri iade etmeme kararını gözden geçirmeye çağıran Yıldırım, Çipras’a yazdığı mektubuna yanıt almadığını söyledi

›› Başbakan Yıldırım, Kardak’taki son gelişmelerle ilgili “Abartılara, tahriklere gülümseyerek cevap veriyoruz. Bunu yanlış okumamaları lazım” dedi



Başbakan Binali Yıldırım, önceki gün Ak Parti Genel Merkezi’nde benim de aralarında bulunduğum bir grup gazeteciyle sohbetinde gazetecilere referandum sürecinden, ABD ile ilişkilere kadar kritik başlıklarda önemli açıklamalar yaptı. Anayasa değişikliğine ilişkin referandumun 9 ya da 16 Nisan’da olacağını söyleyen Yıldırım’ın sorularımıza verdiği yanıtları şöyle aktarabilirim:

Yazının Devamı

Askeri kaynaklar: ‘Siyasi amaçlı değil, görev’

2 Şubat 2017

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’ın beraberinde kuvvet komutanlarıyla Kardak kayalıkları bölgesine gerçekleştirdiği ziyarete ilişkin tartışmalar sürüyor.
Konu, iç politikada da sıcak bir gündem maddesine dönüştü.
Orgeneral Akar’ın söz konusu ziyareti ve burada verdiği görüntü iç siyasi gelişmelerle ilişkilendirilerek eleştiri konusu yapılıyor.
Ana muhalefet partisi CHP, Orgeneral Akar’ın 10 tane astsubayla operasyon düzenlenen Kardak’a komutanlarla gitmesini eleştirdi.
CHP’nin eleştirileri bununla da kalmadı.
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, “Genelkurmay Başkanı da kaymakamlar gibi referandum kampanyasına bir siyasi figüran olarak katılmak mı istemektedir? Milliyetçi oylara selam durmak anlamına gelen bu girişimin altında ne yattığını da Genelkurmay Başkanı kamuoyuyla paylaşabilmelidir” ifadeleriyle Akar ve komutanları eleştirdi.
Kamuoyuna, “Aynı pozu El Bab’ta ve Başika’da bekliyoruz” şeklinde eleştiriler de yansıdı.

Yazının Devamı

Bu da ‘Trump Doktrini’ mi?

1 Şubat 2017

ABD Başkanı Donald Trump göreve fırtına gibi başladı.

Beyaz Saray’daki koltuğuna oturur oturmaz, “Meksika’ya duvar, 7 ülkeye vize yasağı” talimatlarını imzaladı.

Bu ülkeler, halkının ezici çoğunluğu Müslüman olan Suriye, Irak, İran, Libya, Somali, Sudan ve Yemen’di.

Bu ülkelerden gelenlere kapılarını kapattı.

ABD’ye sefer yapan havayolları bu ülkelerin vatandaşı olan yolcularını havaalanlarında bırakmaya başladı. Gözyaşları içindeki yolculardan birçok acı öyküler çıktı.

Dünya allak bullak oldu.

Trump’ın bu kararı, “teröristleri ülkeye sokmama” gerekçesine dayanıyordu ama bunun yöntemi 7 ülkeden gelecek herkese kapıları kapatmak değildi.

Daha çok yabancılara karşı bir tavır ve özellikle göçmenlere havada, karada, denizde duvar örmek, içeridekileri de ABD dışına yollamak niyetiydi.

Yazının Devamı

El Bab açıklamasının gerekçeleri

28 Ocak 2017

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Afrika seyahatinden dönerken yaptığı değerlendirmeler gündemin ilk maddesi.
Erdoğan’ın açıklamaları içerisinde en dikkati çekeni Suriye’de El Bab bölgesine kadar ulaşan Fırat Kalkanı Harekâtı’na ilişkin ifadeleri.
Erdoğan, El Bab’daki mücadeleden söz ederken, “Rejimle zaten karşı karşıyayız. Cerablus’ta da kaldık, El Rai’de de, Dabık’ta da kaldık. Görünen değildi, maşa kullandı. Mesela Afrin uzantısında PYD devredeydi. ABD’nin verdiği silahlar nereye gitti, PYD-YPG hatta DEAŞ’a gitti. Bunları biliyoruz. Ama benim temennim odur ki Cenevre süreci, Rusya ve İran’la birlikte Astana’da başlatılan süreç, inşallah rejimi olumlu bir noktaya çeker ve El Bab hallolmuş olur. El Bab’da süratle mesafe almak suretiyle oradaki işi bitirmek, daha derinliğine gitmemek lazım. Yapılan çalışma bu istikamettedir” dedi.
Bu önemli ifadeler, Türkiye’nin El Bab konusundaki hedefinin ilanı anlamını da taşıyor.
Kuşkusuz, bu kadar kritik bir açıklamanın perde arkasında önemli gerekçeler var.
Sahadaki durum
Fırat Kalkanı Harekâtı, zaten sınırdaş bir ülkenin bir bölgesinde hakimiyet kurma amacını gütmüyordu.

Yazının Devamı

Cerablus model olur mu?

25 Ocak 2017

Suriye sorununda hem sahada hem masada önemli gelişmeler oluyor.
Türkiye, Suriye politikasını değiştirip, Fırat Kalkanı Harekâtı ile Suriye’ye girdikten sonra çok etkin hale geldi.
Bir yandan TSK’nın varlığıyla sahadaki dengeleri değiştirirken, diğer yandan diplomasi alanında da yeni seçenekler yaratılmasına olanak sağladı.
Bu politikanın diplomasideki en önemli sonucu Astana’da kurulan Suriye masası oldu.
Türkiye ve Rusya’nın öncülüğünde kurulan masada Suriye rejimiyle muhalifler ilk kez gerçek bir çözüm için bir araya geldiler. Türk ve Rus heyetleri, iki ayrı odada oturan rejim ve muhalif temsilciler arasında mekik diplomasisi yaptılar.
Astana, Suriye iç savaşı başladıktan sonra özellikle ateşkesin kalıcı kılınması ve siyasi çözümün masaya gelmesi açısından en önemli adım oldu.

Yazının Devamı

Referandum kampanyasının gündem maddeleri

24 Ocak 2017

Anayasa değişikliği teklifi Meclis’ten geçti.

Artık gözler, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın referandum kararı almasının ardından yaşanacak süreçte.

Mevzuata göre, Cumhurbaşkanı’nın referandum kararının Resmi Gazete’de yayımlanmasından sonra propaganda çalışmaları için 60 günlük bir süre var.

60 günden sonraki ilk pazar günü sandığın kurulması zorunlu.

Cumhurbaşkanı’nın referandum kararı alacağı tarihe göre, 26 Mart, 2 ya da 9 Nisan tarihlerinden birinde referandumun yapılabileceği değerlendiriliyordu.

Ancak kulislerdeki son bilgiler, nisan ayının ilk yarısının da kullanılabilmesi için ve mevsim şartları nedeniyle tarihin 16 Nisan olarak belirlenebileceği yönünde.

TBMM’nin yasayı Afrika seyahatinden perşembe günü dönecek Cumhurbaşkanı’na bu tarihte göndermesi, Erdoğan’ın da 15 günlük inceleme süresinin tamamını kullanması halinde 16 Nisan referandum günü olarak belirlenebilir.

Erdoğan, buna gerek duymazsa, daha önce gündeme gelen tarihlerden birinde Türkiye sandığa gidecek.

Yazının Devamı

Erdoğan’ın son konuşmasının analizi

21 Ocak 2017

Cumhur-başkanı Tayyip Erdoğan’ın hitabet yeteneği konusunda herhalde rakipleri de dahil herkes hemfikirdir.
Erdoğan’ın hitabet yeteneği toplumu etkileme konusunda diğer liderlere göre çok önemli bir avantaj.
Bu avantajını da iyi kullandığı biliniyor.
Cumhurbaşkanı olarak törenlerde, toplantılarda yaptığı konuşmalarda, salondaki muhataplarından çok doğrudan “vatandaş”a seslenmeye özen gösteriyor.
Cumhurbaşkanı’nın etkili konuşmasındaki önemli etkenlerden biri de ele aldığı olaylara, her zaman vatandaşın gözüyle bakması, o empati içinde konuşması.
Erdoğan, son dönemlerde sinir uçlarına yaptığı dokunuşlarla bastığı alanı hem yurtiçinde hem yurtdışında sürekli genişletmeye özen gösteriyor.
Beştepe’de en son 35. Muhtarlar Toplantısı’nda yaptığı konuşmadaki yelpaze ve dokunuşlar çok dikkati çeken bir örnekti.

Yazının Devamı