Düsseldorf
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu seçim kampanyasını bu kez gurbetçilere giderek başlattı. Dün Düsseldorf yolunda Kılıçdaroğlu ile sohbet ettik. Çanakkale’de muhalefet temsilcilerinin bulunmaması konusunda, “Çanakkale’de olmak isterdik” diyen Kılıçdaroğlu, olağanüstü bir durum yoksa Cumhurbaşkanı’nın davetlerine icabet etmeyeceklerini, “Saray’a gitmem. Sadece ODTÜ’ye anahtarı teslim etmeye giderim” sözleriyle ortaya koyuyor. Cumhurbaşkanı’nın 4G çıkışının hükümet üzerindeki vesayeti tescillediğini savunan Kılıçdaroğlu, Ak Parti’nin seçim bildirgesinin bu nedenle, “yok hükmünde” olduğunu savunuyor. Kılıçdaroğlu, CHP tabanından HDP’ye oy kaydığı iddialarını gerçekçi bulmazken, “Bize oy versinler, barajı kaldıralım” diyerek, HDP tabanına sesleniyor.
Kılıçdaroğlu seçim gezilerine Almanya’dan başlama gerekçesini, “İşçilerimizin en çok yaşadığı yer. Almanya’ya iyi anlatabilirseniz Hollanda’ya, Fransa’ya da anlatılabilir” diyerek açıkladığı sohbetinde şu mesajları verdi:
- TABANDA KAYMA YOK: (CHP tabanından HDP’ye kayış olduğu yorumları var. Böyle bir kayış var mı?) Hedefler doğru ve mantıklıysa, üretilen çözümler yerli yerindeyse bizden bir oy kayması beklemek doğru değil. Tabanımızdan oy kayması bir yana, gelecek oylar var. Sorun yaşayan ve sorunu aşmak isteyenler CHP’ye oy verecek. Şu bir gerçek. Var olan siyasi partiler yasası, Türkiye’de milli egemenliğin Parlamento’ya yansımasına imkân vermiyor. Barajı kaldırmayı istikrarlı savunan tek parti biziz. Bize oy versinler barajı kaldıralım. Böylece her siyasi partinin kendini özgürce Parlamento’da dile getireceği bir ortam yaratılır.
‘Çok başlı durumda’
- AKP DAĞINIK: (Cumhurbaşkanı ile hükümet çatışması görüntüsüne ilişkin değerlendirmeleri nasıl görüyorsunuz?) AKP tam bir dağınık parti görünümünde. Karar alma mekanizması yok, siyasette ve ekonomide çok başlılık var. Bir bakanın söylediğinin tam tersini başka bakan söylemekte. Başbakan ‘Cumhurbaşkanı’nı, Cumhurbaşkanı’nı ABD sözcüsü yalanlayabilmekte. Böyle bir hükümet anlayışı var. Tarihimizde Cumhurbaşkanı’nın sözlerinin başka bir ülke tarafından yalanlanmasını ilk kez görüyoruz. Oturup, yalan söylüyorsunuz, başka bir ülkenin yetkilisi yalan söylediğinizi açıklıyor. Onurumuzu incitiyor.
‘Kampanyamız kendi mecrasında ilerliyor’
- KOALİSYON TARTIŞMASI DOĞRU DEĞİL: (Koalisyon tartışmalarına ne diyorsunuz?) Her siyasi partinin amacı tek başına iktidar olmaktır. Biz de tek başına iktidar istiyoruz. Ülke tehlikeli bir noktadadır. Ülkenin en yetkili ismi, ‘Kriz var, 3 yıldır patinaj yapıyoruz’ diyor. Ülkeyi buradan çıkaracak olan bir güç var. Adı CHP’dir. Oy versinler, tek başımıza iktidar olalım. Bu sorunları birlikte aşalım. O yüzden bu aşamada koalisyon tartışmasının doğru olduğunu sanmıyorum.
- YÜZDE 35 SAVUNMASI: (Yüzde 35 açıklamanız eleştiriliyor?) AKP yüzde 34 ile iktidar oldu. (‘Gelin oy verin gitsinler’deki ‘gitsinler’ atılmış doğru mu?). Reklamcıların işi. Alkışlar da bitti mesela. Belli bir sistematik içinde değişiklikler oluyor. Kampanyanın kendi mecrası böyle. Başlangıçla son arasında fark olacak. Kampanyamıza çok olumsuz bir tepki gelmedi. Anlatacağınızı kısa ve halkın anlayacağı dilde anlatmak gerekiyor.
- “KENDİM YAZDIM” ELEŞTİRİSİ: (Başbakan bizzat kaleme almış. Sizin bizzat kaleme aldığınız bölüm var mı?) Kendim yazıyorum diyorsa Başbakanlık yapmıyor demektir. Talimat verirsiniz yazarlar, kontrol edersiniz, kabul ederseniz baskıya gönderirsiniz. Biz hep beraber tartıştık, konuştuk beraber yaptık.
- KASTEDİLEN ZARRAB’IN ONURU: (AKP’nin toplumsal sözleşmesinde 10 kez ‘insanlık onuru’ geçiyor, ne düşünüyorsunuz?) İnsan onurundan bahsediyorsanız, Berkin Elvan’ı da yazacaksınız. Ekmek almaya giden bir çocuğun öldürüldüğü Türkiye’de iktidarsınız ve sorumlusunuz. Sonra meydanlarda Berkin Elvan’ı yuhalatıyorsunuz. Herhalde orada kastedilen Reza Zarrab’ın onuru olsa gerek.
‘Anahtarı vermek için giderim’
- ÇANAKKALE’DE OLMAK İSTERDİK: Çanakkale’ye niye çağrılmadığımızı hükümete sorun. Elbette Çanakkale’de olmak isterdik. Çanakkale hepimizin ortak duygu alanını oluşturuyor.
- SARAY’A GİTMEM: Gül beni davet ederdi, ara sıra görüşürdük. Tabii bu, Erdoğan beni davet ederse gideceğim anlamına gelmez. Olağanüstü bir durum yoksa davetine icabet etmeyiz. Saray’a gitmem. Bina kaçak, devletin başı hukuk devletinde kaçak yerde oturmaz. Devlet gecekonduda mı oturur? 17 milyonun yoksul olduğu, insanların açlıktan öldüğü yerde kendinize saray yaptıramazsınız. Saray ile bütün dünyanın alay konusu oldunuz. Türkiye, alay konusu olacak bir ülke mi? Sadece ODTÜ’ye anahtarı teslim etmeye giderim.
- HAKARETTEN TUTUKLAMALAR: (Cumhurbaşkanı’na hakaret gerekçesiyle tutuklamaların artmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?) Kim olursa olsun hakareti uygun görmüyoruz. Eleştiri sınırları içinde insanların kendi düşüncelerini açıklaması demokrasinin gereği. Ancak bazen sert eleştiri hakaret olarak algılanıp insanlar hapse atılıyor. Bizim karşı çıktığımız bu. Politikacı, sert eleştirilere tahammül etmek zorundadır. Sert eleştiriye muhatap olan siyasetçinin de dönüp, kendisini de sorgulaması gerekir. Karşıdakinde böyle bir tepki yaratabiliyorsa onu da düşünmesi gerekir. Bir başka önemli nokta, Cumhurbaşkanı’nın toplumu kucaklaması lazım. Siz bir kesimini kucaklayıp diğer kesimini dışlarsanız bu tür tepkiler kaçınılmazdır.
‘Çanakkale’de üç şehit bıraktım’
Kılıçdaroğlu’nun katılacağı Düsseldorf’taki kapalı salon toplantısında büyük bir kalabalık vardı. Kılıçdaroğlu, daha salona gelmeden konser veren ve aynı zamanda CHP İstanbul Milletvekili sanatçı Sabahat Akkiraz, Çanakkale törenlerine muhalefetin davet edilmemesine tepki gösterdi. Akkiraz, birkaç türkü seslendirdikten sonra, “Bizi Çanakkale törenlerine davet etmediler diye anmayacak değiliz. Ben orada üç şehit bıraktım, ama bir vatan kazandık. Bu türküyü de onlar için söyleyeceğim, şad olsunlar diye” dedi. Akkiraz, bu sözlerinin ardından Çanakkale türküsünü söyledi.
Özay Şendir
“Erdoğan, Osmanlıyı diriltmek istiyor…”
11 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Şaşırtan Çin
11 Mayıs 2025
Zeynep Aktaş
Yatırımda yeni şifre: Hızlı nakit
11 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
Nükhet Duru: Fırınlanmadan, pişmeden kalıcı olunmaz
11 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
Vadeli lider vs. Vadesiz lider: Habemus Papam...
11 Mayıs 2025