Serpil Çevikcan

Serpil Çevikcan

scevikcan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Türk askerinin Sünni gruplarla peşmergelere eğitim verdiği Musul yakınlarındaki Başika Kampı, son olarak 7 Ocak saldırısıyla gündemdeydi.

Türk askerlerinin üslendiği yer Gedu bölgesi.

Ankara’nın, geçtiğimiz 3 Aralık’ta güvenlik gerekçesiyle kampa çok sayıda asker ve ateş destek unsurları göndermesi Irak merkezi hükümetiyle ilişkilerinde ciddi bir krize yol açtı. ABD, Rusya ve İran’ın destek verdiği Bağdat yönetimi, Türkiye’yi BM Güvenlik Konseyi’ne şikâyet etti.

Zamanlaması manidar iki saldırı

Şapkayı önüne koyan Ankara, 14 Aralık’tan itibaren kamptan kısmen çekilmeye başladı. Bu faaliyetin adı, “yeniden tanzim” olarak duyuruldu.

Haberin Devamı

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, yapılan takviyeyi, “eğitici” konumundaki askeri güçleri IŞİD ve PKK tehdidinden korumak olarak açıkladı. Gelişmelerden Musul Valiliği’nin talebi ve Irak hükümetinin bilgisi olduğunun altı çizildi.

Cumhurbaşkanı ve Başbakan, Irak’ın toprak bütünlüğüne en çok saygı gösteren ülkenin Türkiye olduğunu vurguladılar. “Irak hükümeti, gerekli tedbirleri aldığında Türkiye’nin orada kalmasına da ihtiyaç kalmayacaktır” dediler.

Kampa, Bağdat’la yaşanan krizin ardından iki saldırı gerçekleşti. İlki, kısmi geri çekilmenin başladığı tarihi izleyen günlerdeydi; 16 Aralık 2015’te. Ucuz atlatılan IŞİD saldırısında dört askerimiz yaralandı.

İkinci saldırı ise daha organize ve eller tetikte olmasa çok ağır sonuçları olabilecek bir tarzda gerçekleşti.

60 IŞİD militanı sızma harekâtıyla kampa saldırmaya çalıştı. Sonuç; ileri güvenlik hattı sayesinde Türk askerlerinin burnu dahi kanamadı, 18 IŞİD’li öldürüldü.

İlk saldırı geri çekilme düğmesine basıldıktan hemen sonraydı.

İkincisi ise ABD Başkanı Barack Obama’nın, Irak Başbakanı Haydar el İbadi ile görüşmesi ve ardından yaptığı, “Türkiye Başika’dan çekilmeli” açıklamasının dumanı tüterken gerçekleşti.

Zamanlamalar manidar.

Son bilgilere göre Türk Silahlı Kuvvetleri’nin 2015 Mart’ından bu yana Başika bölgesinde eğittiği ulusal muhafızların sayısı 2 bin 441. Ayrıca 2 bin 308 peşmerge de eğitimden geçirildi.

Haberin Devamı

Genel tablo böyle.

Karşı bloğun tezleri

Başika, hem Güneydoğu’da hem de Kuzey Suriye’de, sınır hattında alarmda olan Ankara için üçüncü bir teyakkuz noktası.

Ankara’nın; Irak, Kuzey Irak ve tabii Musul özelinde masada olması yaklaşımıyla şekillenen Başika hadisesinde karşısındaki bloğun tezleri diplomatik kaynaklarca şöyle sıralanıyor:

- Kamptaki varlığın takviye edildiği 3 Aralık’tan sonra işin rengi ve ağırlığı değişti. Başlangıçta sayısı 100’ü bulmayan Türk askeri varlığı önce küçük küçük gruplar halinde yapılan takviye ediliyordu. 3 Aralık’tan sonra farklı bir boyuta taşındı.

- Kamptaki silah ve ateş destek unsurları artırıldı. (Bu noktada, Mahmur’da koalisyon unsurlarınca oluşturulan kampa Alman askeri unsurlarıyla birlikte gönderilen susturucuların bile yanlışlıkla gönderildiği için Almanya’ya apar topar geri yollandığı notunu ekleyeyim.)

- Mahmur’da eğitim amaçlı oluşturulan koalisyon kampına Türk askeri varlığının dahil edilmesi ve Başika’daki kampın kapatılması talebine Ankara’dan hâlâ olumlu bir yanıt verilmedi.

Haberin Devamı

- Irak merkezi yönetimi, başından beri kampın yerinin yanlış olduğu yolunda uyarıda bulundu. IŞİD’in hedefinde olduğunun altını çizdi.

Bu alt başlıkların üzerinde, Türk askeri varlığının Musul’un yanı başında konuşlanması gerçeği var.

Otorite boşluğunun hüküm sürdüğü, çok başlılık ve çok farklı askeri gücün yer aldığı bir bölgede ABD’nin kurduğu senkronizasyonun bozulması riski ise Ankara ile temel çelişki noktası.

Ancak halihazırda üzerine titrenilen bir kamp ve buradaki askerlerin korunması zorunluğu var.

Yarı yarıya çekildik

Kamptaki mevcut durum ve son saldırıdan sonra artırılan güvenlik önlemlerine ilişkin olarak aldığım bilgileri de paylaşmak isterim.

Kuruluş aşamasında 80 askerin bulunduğu kamp mevcudu 3 Aralık’taki takviye kararıyla birlikte, tankçı personelle birlikte 800 civarına çıkarılmıştı.

Bunların büyük bölümü eğitimden sorumlu özel kuvvetler mensupları, kalan kısmı ise güvenlikten sorumlu komandolardan oluşuyordu. Komandolar Siirt 3. Komando Tugayı’ndan transfer edilmişti. Takviye kararıyla tank sayısı 25’e yükseltilmişti.

Aralık ortasında başlayan geri çekilmenin ardından asker sayısının minimize edildiği haberleri kamuoyuna yansıdı.

Buna karşın kamp takviye kararından sonra, ancak yarı yarıya bir azalma gerçekleştiği, bir başka deyişle 400 civarında askeri varlığın hâlâ yer aldığını öğrendik. Mevcut tank sayısı ise iki.

M-60 tanklarının gece görüş yeteneği de var.

Ayrıca fırtına obüsleri de konuşlanmış durumda.

Drone’larla koruma

Güvenlik kaynakları, kampın açık bir hedef olduğunu, ilk iki saldırının bertaraf edilebildiğini, ancak olası daha etkin saldırılara karşı komandolar ve özel kuvvetlerden oluşan ileri emniyet unsurlarının varlığının büyük önem taşıdığını kaydediyor.

Bu nedenle, IŞİD’in son büyük saldırı girişiminin ardından kampı korumak için ek tedbirler alındığını da öğrendik.

Bu çerçevede sızmalara karşı gece görüş olanakları artırılmış durumda. Ayrıca bölgede drone’larla (insansız hava aracı) havadan gözetleme imkânları geliştirildi.

Başika’daki askeri varlığımız, “Irak’la ilişkiler” parantezinin içinde kalamayacak kadar geniş etkileri olan bir gerçeğe dönüşmüş durumda, ancak bu durum orada tek bir asker de kalsa teyakkuzda olunması gerektiği gerçeğini değiştirmiyor.