Serpil Çevikcan

Serpil Çevikcan

scevikcan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Ak Parti dün 14 yıllık mazisinin ilk farklı kongresini gerçekleştirdi.

Tek genel başkan adayı ve tek liste ile gidilen bir kurultay görüntüsünün altında Ak Parti geleneğinde alışık olmadığımız türdeki iç sarsıntının sonuç verdiği bir kongre yaşandı.

Partiyi 1 Kasım seçimlerine götürecek genel başkanın şapkayı önüne koymasını gerektiren bir 72 saatin sonunda aynı genel başkan, ancak farklı bir parti yönetimiyle artık yeni Ak Parti tablosu var önümüzde.

Kongrenin özeti, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın son söz sahibi olarak liderliğinin, Ahmet Davutoğlu’nun genel başkanlığındaki Ak Parti’nin kaderini bir kez daha çizmesidir.

Haberin Devamı

Hedef, 1 Kasım seçimlerinde tek başına iktidar olduğuna göre seçimin sonucu Erdoğan’ın liderliği-Davutoğlu’nun genel başkanlığı denkleminde altüst oluşlara da gebedir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’la yakın çalışan, kader ortaklığı yapan, başdanışman olarak hizmet veren hatta aile içinden isimlerin büyük çoğunluğunu oluşturduğu MKYK listesine ilişkin analizleri haber sayfalarımızda okuyacaksınız.

Erdoğan’ın, adı genel başkanlık için geçen başdanışmanı Binali Yıldırım’la birlikte yine danışmanları Burhan Kuzu ve Bülent Gedikli, avukatlığını yapan Fatih Şahin ile Cemil Çiçek, Ömer Çelik, Faruk Çelik, Mevlüt Çavuşoğlu, Nurettin Canikli, Bekir Bozdağ, Numan Kurtulmuş, Yalçın Akdoğan, Efkan Ala, Mehmet Müezzinoğlu ve Ayşenur Bahçekapılı isimlerinin bu listede yer aldığını saymakla yetineceğim.

Davutoğlu’nun çekirdek ekibinden ve daha yeni kuşaktan Lütfi Elvan, Ali Sarıkaya, Taha Özhan ve Ertan Aydın gibi isimlerden hiçbirinin MKYK listesinde yer almamasına dikkat çekmek de manzarayı analiz açısından yeterli veri.

Tıpkı Bülent Arınç, Ali Babacan, Beşir Atalay, Mehmet Şimşek ve Hüseyin Çelik gibi partinin hafızası olan çok önemli isimlerin listede yer almaması gibi.

Başbakan Davutoğlu, liste krizinin yaşandığı bu sürece nasıl yaklaşmıştır sorusunun yanıtı önemli.

Bu soruyu kendisine yöneltsek, her gün şehit cenazelerinin geldiği, ülkenin bir bölgesinde olağanüstü şartların yaşandığı, batıda sokakların karıştığı, içte ve dışta bin bir türlü belayla baş edilmeye çalışıldığı bir dönemde olduğumuzu hatırlatarak cevap verirdi diye düşünüyorum.

Haberin Devamı

Davutoğlu’nun omuzlarındaki sorumluluğa bu açıdan da bakmak mümkün.

Fabrika ayarlarına bakış

Dün kongreden çıkan MKYK tablosu partinin fabrika ayarlarına dönme meselesine Erdoğan’ın nasıl yaklaştığının bir özeti.

Başbakan Davutoğlu’nun fabrika ayarları konusundaki yaklaşımının izlerini ise kongrede yaptığı konuşmadan çıkarmak durumundayız.

Davutoğlu, bunu, “kurucu değerler” olarak ifade etmeyi yeğledi.

Ak Parti’nin oylarının 5’te birini kaybettiği 7 Haziran seçimlerinden çıkardığı dersleri üç başlıkta özetledi.

İlk başlığı anlatırken güç zehirlenmesi demedi, ancak “kibir” diyerek, partinin milletin değil devletin diliyle konuşmaya başladığı yorumlarına bir özeleştiriyle gönderme yapmış oldu.

“Ortak akıl” ikinci başlığıydı.

Yeni parti yönetiminin kodlarının Davutoğlu’nun ortak akıl arayışına ne oranda cevap vereceğini göreceğiz.

Haberin Devamı

Davutoğlu’nun üçüncü başlığı ise Ak Parti’nin epeydir unuttuğu 3Y idi: Yoksulluk, yasaklar ve yolsuzlukla mücadele.

Kongre salonunda en çok atılan slogan, “Recep Tayyip Erdoğan” oldu.

Erdoğan için, kendisinin katılmadığı bu ilk kongrede, daha önceki kongrelerde yaptığı konuşmalardan özetler veren özel bir tanıtım filmi izlettirildi, sesinden Sezai Karakoç şiiri dinlettirildi.

Divan Başkanı Bekir Bozdağ’ın, “Gücümüz Erdoğan’a bağlılığımızdandır” cümlesi de Davutoğlu’nun konuşmasının hemen başında Erdoğan’a yaptığı atıf da not edildi.

Davutoğlu, sırtını Erdoğan’ın ağırlığıyla oluşan yeni parti yönetimine yaslayarak 1 Kasım seçimleri için yola çıkacak.

Dün kongreden çıkan tablo, Cumhurbaşkanı Erdoğan için de Başbakan Davutoğlu için de Ak Parti açısından da 1 Kasım’ın sahici bir kader seçimi olduğunu ortaya koyuyor.