Serpil Yılmaz

Serpil Yılmaz

syilmaz@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Onlar her ağızlarını açtıklarında, Türkiye tarafındaki muhatapları "Aslında" diye başlayan cümleler kurup, "AB'nin Türkiye'ye yönelik çifte standart içinde olduğu" vurgusu yapma gereği duyuyorlar.Brüksel'de Türkiye-AB Karma İstişare Komitesi'nin (KİK) toplantısında da bunlar oldu. Avrupa Komisyonu Genişlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn ve Türkiye-AB Karma Parlamento Komitesi Başkanı Joost Lagendijk'in özellikle temel hak ve özgürlükler bağlamında, Türkiye'de yaşanan "olumsuzlukları" işaret etti. Lagendijk'in ifade özgürlüğü ile şiddete yönelik eleştirel sözlerine eklediği "Bu bir provokasyondur" tanımı, Avrupa'dan alışık olmadığımız bir sesi verdi.Lagendijk'in AKP hükümetini ihlallerden "muaf" tutan bu yaklaşımı, AB'de "Türkiye'de AB üyeliği istemeyenlerin oyunu" algılaması olduğunu açığa vurdu. AB'yi "doğru okumanın" pratiğini yapıyoruz. İnsan hakları, düşünce ve ifade özgürlüğü gibi kavramlar yazılı metin olmaktan çıkıp eylem alanlarında deneniyor ve bu deneyden AB organlarının yetkilileri "mutlu" olmadıklarını belirtiyorlar. AB Komisyonu Türkiye Delegasyonu Başkanı Hansjörg Kretschmer'in, "Devlet Bakanı Ali Babacan'ın açıkladığı AB müzakere heyetinin etkin bir yapı olduğu konusunda bazı soru işaretleri var" sözleri, TOBB, Türkiye-AB Karma İstişare Komitesi'nin (KİK) Brüksel'de 10. yıl kutlamalarına geniş katılım sağlama çabasını da açıklıyor. KİK heyetinin toplantı öncesi yaptığı basın toplantısında ortak bir mesajı var: "KİK, işçi ve işveren kuruluşlarıyla12 milyon çalışanı temsil ediyor. Türkiye'nin 3 Ekim'e gelinmesinde bizlerin çalışmasının rolü büyük, AB müzakere heyeti dışında bırakılmamalı."TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, 10. yılını dolduran KİK çalışmaları için "Farklı çıkar grupları olmamıza rağmen birlikte hareket ettik, uzlaşmayı Türkiye'de ilk kez bizim başardığımızın yeni farkına vardık" diyor.Neden acaba? Çünkü bu birlikteliğin AB nezdinde kıymetli olduğu anlaşıldı. İş dünyası müzakere heyeti dışında kalıp, alınan kararların "mağduru" rolünü benimsemiyor.KİK Eşbaşkanı Jan Olsson'un "KİK, müzakere sürecinde çok önemli ve özel birim olacaktır. Tüketiciler, çevreciler, engelliler, kadınlar, sendikalar, vs bütün bunlar gibi organize olmuş sivil toplum bir araya gelecek" sözleri, AB'nin bir "toplumların katılım" projesi olduğunu hatırlattı.KİK Eşbaşkanı ve DİSK Başkanı Süleyman Çelebi, bugüne kadar 29 rapor hazırladıklarını söyledi. Etkili heyet formülü KİK Eşbaşkan Yardımcısı Dimitriadis'i de eleştiriler karşısında "endişe" duyan Türk katılımcılarının tepkisine verdiği yanıt ilginçti:"Kendinizi kızgın hissedebilirsiniz, kızmayın; biz Avrupa'da her şeyi tartışıyoruz. Yunanistan'da biz de aynı sorunları yaşadık ve çözdük, Türkiye de çözer, kendinizi hiddetli hissetmeyin."KİK Türkiye heyetinden Hisarcıklıoğlu ile İKV Başkanı Davut Ökütçü, bugün Olli Rehn ile görüşecek. KİK heyeti Brüksel'de AB müzakere heyetinde temsil edilmeye kilitlenmiş durumda. Mesele Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ü, Rehn'in "Sizler çok önemlisiniz" sözlerinin ikna edip edemeyeceği. syilmaz@milliyet.com.tr Komşudan teselli