Serpil Yılmaz

Serpil Yılmaz

syilmaz@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Piyasa ekonomisinin ortaya çıkan sorunlara karşı çaresiz kaldığı noktada ekonomistlerin şaşkınlığı artarken, dünya kamuoyunda "zenginlerin" düzenine muhalefet yükseliyor. Yalnız Türkiye'de değil, dünyada da bugün en önemli sorun yoksullaşma ve gelişmişlik farklılıkları.. Yalan dünya! Friedman'ın para teorisi ekonomistlerce kullanılmaya devam ediyor.Bilinmesinden öte tartışılması gereken "etkin bir süreçten" söz etmeyi önemsiyorum.Öteki Türkiye!...Bu kavramı; yoksul - zengin uçurumunu anlattığı gerekçesi ile benimsedik.Sze bir başka "Öteki Türkiye'nin" varlığını göstermek istiyorum. Yoksulluğun, eğitim ve sağlık gibi temel alanlardaki çarpıklığın ilacını bulmaya çalışan Türkiye'yi!Bu Türkiye bir ekonomik model üzerine çalışıyor ve geliştirebildiği oranda da üretimden gelen gücü (Bir ülkenin kapitali para değil; onun doğal kaynakları, iş gücü ve teknolojisinin toplamı varsayımından hareketle) planlıyor.Neden böyle bir "Öteki Türkiye" oluşuyor?En başta yoksullaşma, ekonomik sorunların yol açtığı siyasal çözülme ve rejim tehdidi baskısının atılamaması.Ve siyasal tabanı besleyen yoksullaşmanın, rant ekonomisi içinde çözümlenemeyeceği saptaması. Elimdeki bir kaynak; para politikasının babası sayılan Friedman'ın, teorisini kanıtlamak için İngiltere'nin 1921 - 1950 yılları arası istatistiki değerlerini kasıtlı olarak değiştirerek kullandığının saptandığını, 15 Aralık 1983 günü "The Guardian"ın da bu bilgiyi ilk sayfada manşetten verdiğini belirtiyor. Yoksullaşma sürüyor Mustafa Sönmez'in dün gazetemizde yayımlanan araştırması, bu sürecin yakınında olduğumuzu da ortaya koyuyor:2002'de en varlıklı yüzde 1'lik haneye ayda 13 bin 280 dolar girerken, en yoksul yüzde 1'lik haneye ayda sadece 56 dolar giriyor. Böylece iki gelir grubu arasındaki fark 237 kata ulaşıyor. 15 milyon ailenin 4.5 milyonunu oluşturan en alttaki gelir grubu, gelirden yüzde 9.2 oranında pay aldı ve aylık geliri 245 dolar düzeyinde kaldı. Türkiye'yi liberal ekonominin kuralları ile tanıştıran Turgut Özal'dan sonra, belki de hiç bu kadar alternatif ekonomik model üretmeye yakın olmamıştık. Öneri paketi Piyasa ekonomisini, Bağımsız Devletler Topluluğu'nun (BTD) yaptığı gibi bırakıp, KAPALI EKONOMİYE dönmek.Kapalı ekonomi kuralları içinde, ithalatı sadece "olmazsa yaşanmaz" mallara nitelik ve nicelikleri en azlarda hesaplanarak kısıp, ithalat/ihracat dengesini buna göre kurmak.Bütçeyi "statik ve dinamik" diye ikiye ayırıp devleti statik bütçenin yani mal üretiminin, dışına çıkartarak küçültüp, sadece statik bütçe içine hapsetmek.Madem ki paramız convertible'dır, öyleyse yabancı para kurlarında alım - satım kurlarının arasını gerektiği kadar açıp, ihracatımızda açılacak AKREDİTİFLERİN TL CİNSİNDEN OLMASINI ŞART KOŞMAK.Ekonomiyi çevirmek için, hedeflenen GSMH'yi saptayıp, gereken para miktarını GSMH/4 olarak saptamanın doğru olup olmadığını tartışmak. Şimdi sizi gerçekten şaşırtacak "Öteki Türkiye" önerilerini sıralıyorum: syilmaz@milliyet.com.tr Bu önerilerle ilgili size söyleyeceğim son söz ise; akademik çevrelerin çalışması ile sınırlı olmayıp, iş dünyasının kalelerinde şekillendiği.