Serpil Yılmaz

Serpil Yılmaz

syilmaz@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Sizi Anayasa referandum sürecinde gerilen TÜSİAD-Erdoğan ilişkisinin tamir edildiği genel kurula götüreceğim...
40’ıncı yılını idrak eden TÜSİAD, sinirleri alınmış Genel Kurul toplantısını renkli kılmak için parlak bir fikir buluyor ve TÜSİAD’ın kurucu başkanı Feyyaz Berker ile 24 yaşındaki en yeni üyesi Hacı Sabancı’nın aynı sahneyi paylaştığı bir sunum gerçekleştiriyor.
Berker’e kısa bir süre önce gönderdiği, Arap dünyasından yazarların 1922 yılında kaleme aldığı “Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın Hayatı” kitabı nedeniyle teşekkür borcum var. Tam da bunu söylemeye çalışırken, aramızdaki diyalog “Okumadan sizi aramak istemedim, kitap çok etkileyici, çok teşekkür ederim...” sözlerim ile hiç de beklenmedik bir mecraya doğru sürükleniyor.
Berker “Aaaa aldın mı?” diyerek muzip bir ifadeyle, hiç de fikir sahibi olmadığım bir başka kitap öyküsünü anlatmaya başlıyor. Berker tepkilerimden aynı kitaptan söz etmediğimizi anlasa da, açtığı konuyu tamamlamakta kararlı görünüyor. O sırada DEİK kitabının birinci cildinin ilk dağıtımını yaptığı yemekte bir arada olduğumuz Radikal yazarı Jale Özgentürk de gelince, sohbet renkleniyor.
Berker, sözlü tarih derlemesi olarak hazırlanan “olay kitabın” öyküsünü anlatmaya başlıyor:
“Biliyorsunuz, Mehmet Altun’un yazdığı Dış Dünya Anahtarı-DEİK kitabının birinci cildini kendim hazırlamıştım. Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu’nun (DEİK) yönetiminde olduğum 1985-1997 yıllarını yazmıştık. Rifat Hisarcıklıoğlu (TOBB Başkanı) beni arayıp, “Madem bu kitap işine başladınız, devamının yazımını da organize eder misiniz?” diye sordu. Bunun üzerine DEİK’in 1997 yılından günümüze kadar olan sürecini tanıklarla konuşarak yazdık, bastırdık. 28 Aralık 2010’da yapılan DEİK Olağan Genel Kurul toplantısında dağıtılmak üzere kitabı TOBB yönetimine teslim ettik. 1000 adet kitap basıldı ama o genel kurulda dağıtılmadı...”
Berker, “Kitap neden dağıtılmadı?” sorumuza “Beğenmedikleri bölümler varmış... Kitapta iş adamlarının, diplomatların, siyasetçilerin DEİK ile ilgili görüşleri yer alıyor, kimilerinin ifadelerini beğenmemişler. Herkes kendi görüşünü yansıtmakta özgür” yanıtını veriyor.

TOBB, Feyyaz Berker’in DEİK kitabını dağıtamadı

Aramızda; DEİK’in etkinliğinin tartışmalı olduğu ve TUSKON’un dış ekonomik ilişkilerde hükümet nezdinde daha etkin bir pozisyon aldığı yolunda iş dünyasından gelen eleştirileri anıyoruz.
Dün Berker’in “Onlar dağıtmazsa, ben dağıtacağım” dediği kitaba ulaşıyorum ve içinde DEİK’in işleyişine, örgütlenme modeline yönelik oldukça sert eleştirilerle karşılaşıyorum. Eleştiriler daha çok DEİK’in yaygın ve sivil niteliğinin sorgulanması noktasında birleşiyor.
Sözlü tarih çalışması olarak değerlendirebileceğimiz kitapta iş dünyasını, hükümetin uyguladığı enerji ve dış politika konularına ilişkin saptamaları da dikkat çekiyor. Ekonomi dünyasının son 13 yılda yaşadığı örgütlenme sürecine de ışık tutuluyor. Rahmi Koç ve Bülent Eczacıbaşı’nın görüşlerine rastlamadığım kitapta, Hisarcıklıoğlu’nun DEİK’e bakışı eleştirilere yanıt niteliği taşıyor:
“115 değerli kişiden derlediğimiz bilgilerden geniş şekilde yararlanıldı” dediği kitapta, Hisarcıklığolu’nun son sözü “Hedefimize ulaşma yolunda devletimizle, iş insanlarımızla, üniversitelerimizle ve halkla birlikte çalışmamız, yarınlarımıza umutla bakmamızı sağlayacaktır. İşte, DEİK’in de vizyonu ve misyonu budur.”

Haberin Devamı

Kitaptan bazı örnekler
Yavuz Zeytinoğlu (DEİK İcra Kurulu Eski Başkanı): “DEİK’in bütçesini yürütme işi Odalar Birliği’ne kaldı. Odalar Birliği’nin ağırlığının artması, özel sektör kuruluşlarının DEİK’e karşı mesafeli davranmasına, temsilci göndermemesine ve maddi katkısını tümüyle kesmesine neden oldu. Bu kuruluşların bir kısmı kendi dış kurumları oluşturdu. TÜSİAD International kuruldu. DEİK’in dışarıya karşı Türkiye’deki bütün özel sektör kuruluşlarının tek temsilcisi olma imajı giderek yıprandı.

Haberin Devamı

Tuğrul Erkin (Avrasya İş Konseyleri Başkanı) DEİK içerisinde sorunuzu cevaplandıracak merci bulmakta güçlük çekiyorsunuz. İstatistik bilgileri tutacak araştırma gurubunun kuvvetlenmesi gerekir.

Haberin Devamı

Ali Kibar (TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi) DEİK’in yeni gelişen bazı çoğrafyalarda yeterince aktif olamaması veya siyasi otoritenin bazı farklı sivil toplum örgütlerinin bazı çoğrafyalardaki aktivitelerini destekliyor olması da, sanki DEİK’in eski etkinliğini bir nebze zafiyete uğratıyor gibi bir izlenim var. Bir taraftan DEİK, diğer taraftan TOBB, bir taraftan TÜSİAD, MÜSİAD, TUSKON ve onların altındaki diğer sivil toplum örgütleri... Siz ana iletişimin en önemli unsuru olan enformasyonu bunların hepsi üzerinden dağıtırsanız, kurumların farkı kalmıyor.

Akın Öngör (TÜSİAD Üyesi) DEİK, siyasal alan değil. TÜSİAD’ın TOBB’un DEİK’e karışmasına karşıyım. DEİK’te başkan sıfatıyla oturan kişinin otonom olması gereken iş konseylerini denetleyip, başlarında durmasına karşıyım.

Şarık Tara (Türk-Rus Toplumsal Forumu Başkanı) DEİK’in en baştaki görev tanımından bugüne bazı farklılıklar, gelişmeler olmuştur. Konsey başkanlarının daha çok sorumluluk alarak çalışmaları gerekir. Onlara bu imkânı büyük ölçüde vermek zaruridir.

Erkut Yücaoğlu (TÜSİAD YİK Başkanı) TOBB, DEİK, TUSKON gibi kurumların koordinasyonu ele alınmalıdır. TOBB ve DEİK yatırım projelerine müdahale etmeli, hükümet nezdinde bu politikaların gereği olan düzenlemelerin yapılmasını sağlamalıdır.

Mustafa Koç (TÜİSAD YİK Eski Başkanı) Türk-Amerikan İş Konseyi’nde 7 sene görev yaptım. Amerika’nın konumu tabii daha farklı. Orada daha çok politika üretiliyor. Ama Afrika pazarlarında, Ortadoğu’da ya da Orta Asya’da DEİK hakikaten ticari potansiyeli değiştirmek açısından fevkalade önem arz ediyor. Bundan sonra da öyle olmaya devam edecek.