Türkiye yılda 700 milyon dolarlık altın takı ihracatı gerçekleştiriyor. Bir 700 milyon dolar da, turistik yörelerden yapılan satışlardan sağlanıyor. İç piyasa satışları da aynı oranda gidiyor. Şubat krizinden bu yana altıncılar, iç piyasa satışları yüzde 50lere varan oranda düşünce, dış piyasaya ağırlık verdiler. Bunların başında Atasay Kuyumculuk geliyor.Atasay adı üzerinde biraz durmak istiyorum. Üçüncü kuşak kuyumcular dersem abartmış olmam. Denizlililer... Dede Atasay sarraf. Oğul Atasay Kamer ise mesleğe, bir otomobilin içinde takıları aktif pazarlama yöntemi ile satarak başlıyor. Kapalıçarşıda atölye kuruyor.1980lere gelindiğinde, altın legal düzene sahip değil. Atasay Kamer, dönemin Başbakanı Turgut Özal ve rahmetli Adnan Kahveci ile altın ithalatının düzenlemesi için uğraş veriyor. Merkez Bankası altın ithal ediyor, kuyumcular da aldıkları bu altınları işleyip ihraç ediyorlar.Dış piyasanın yolu açılınca Atasay Kamer, Türkiyenin standartlar sorunu olduğunu görüyor ve altın işlemeciliğinde fabrikasyona giriyor.Kuyumculara "fabrikasyon" lafı pek hoş gelmiyor. Ne kadar otomasyona geçseler de, el emeğini sıfırlamanın mümkün olmadığı bir alanda faaliyet gösterdiklerini vurguluyorlar.Atasay 1989 yılında Kapalıçarşıdaki bir grup kuyumcu ile fabrikada altın takı üretmeye başlıyor. Ondan sonra piyasada yeni yeni markalarla fabrika üretimleri başlıyor.Üçüncü kuşak Cihan Kamer babasının yanına geldiğinde, Atasayın bugün 4ü ABDde olmak üzere, 7 yurt dışı ofisini kuruyor. Ayrıca 4 ayrı gezici ekiple Hong Kongdan, Dubaiye kadar aktif pazarlama yapılıyor.Yasal düzenlemeler tamamlanmış, standartlar gelişmiş, üretim çeşitliliği artmış, taklit oranı yüzde 60lara kadar düşmüş, geriye markalaşma kalmış. Cihan Atasay, markalaşmanın yolunun bizzat kendi isimleriyle satış yapan mağazalardan geçtiğini görüyor.Nisan ayında Atasay kendi adıyla iç ve dış piyasada mağaza açma yoluna gidiyor. Türkiyede cirosu en yüksek kuyumcuları tesbit ediyor ve her ilde bunlardan iki tanesine isim hakkı veriyor. İç piyasada açılacak 250 Atasay mağazasının, yalnızca 10 tanesi kendilerine ait olacak. Yurt dışında da aynı yöntemi uygulayacaklar. Yurt dışında 750 mağaza açacaklarını söyleyen Cihan Atasay, altın denince akla Türkiyenin gelmesini sağlamayı hedeflediklerini vurguluyor. İtalyadan sonra dünyanın en büyük altın takı satıcısı Türkiye. Yalnız iki ülke arasındaki fark bir hayli büyük. Türkiye yılda 70 ton, İtalya 200 ton satış gerçekleştiriyor. ABDyi ise bu ölçüler içine hiç sokmuyorum. Amerikada bir kuyum mağazası, Türkiyenin gerçekleştirdiği 1 milyar 400 milyon dolarlık ihracat rakamını, tek başına satış cirosu olarak kaydedebiliyor. Zaten Türkiyenin de altın takı ihracatının yüzde 80i ABDye yapılıyor. Güney Afrikadan teklif Atasaya Güney Afrikadan da cazip bir teklif var. Zengin altın madenlerine sahip olan Güney Afrikada altın işlemeciliği gelişmemiş. O nedenle Güney Afrika hükümeti Atasaya burada üretim yapmaları koşulu ile 100 milyon dolar fon sağlamayı teklif ediyor. Atasay ise üretimini yurt dışına çıkartmak konusunda karar verebilmiş değil. Ayrıca Anadolu kökenli bir büyük grupla da Orta Afrikaya benzer bir yatırım için görüşmeye gidecekler.Atasay, altın takıda markalaşmanın bir yolu olarak, ABD QVC televizyon kanalını görüyor ve buradan yılda 12 milyon dolar satış yapıyor. Önümüzdeki aylarda, yine ABDde eticaret yapan bir alışveriş kanalı da kuracaklarını söylüyorlar.Atasayın serüvenine baktığımızda, ekonomik krizin şirketleri yurt dışına açılma konusunda ajite ettiğini görüyoruz. syilmaz@milliyet.com.tr Yurtdışı mağazaların önemli bir bölümü Avrupada olacak. Çünkü oradaki Türk kuyumcuların Atasay adını almaları daha kolay. ABDde ise bir mağaza zinciri satın almak veya büyük bir magaza zincirinde faaliyet göstermek sözkonusu.
Özay Şendir
‘Diyalektik bir şey’ olarak Lozan tartışması...
16 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Sosyolojik hatalar!
16 Mayıs 2025
Zafer Şahin
Sanatçılar ‘Terörsüz Türkiye’ istemiyor mu?
16 Mayıs 2025
Abdullah Karakuş
Krizler, görüşmeler ve sonuçları
16 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
İttifak’ta görüş ayrılığı çıkmadı
16 Mayıs 2025