İş çevrelerinden duyduğum sözler anlamlı; bunları sizinle paylaşmak istiyorum.TÜSİAD Başkanı Tuncay Özilhanın konuşması, Basın Bürosundan yapılan açıklamaya göre kurumu bağlıyor olsa da, üyeler arasında görüş farklılıkları korunuyor.Asker polemiği TÜSİADda kurumsal iletişim sorununu alevlendirdi. TÜSİADda bundan sonraki tartışma içeride yaşanacak, gündem belli oldu.Divanda düzenlenen acil yemek ve Özilhanın tele görüşmelerinin ardından ortaya dökülen dikkat çekici vurgular...Ekonomik krizi aşmaya başladık, yeniden bir istikrarsızlığa gitmemeliyiz.Türkiyenin Iraka asker göndermesi, ABDnin Kuzey Irakta PKKya karşı net tavır almasına bağlı. Uygulanan ekonomi programının arkasında IMF, siyasi paketin arkasında da AB var. ABnin tezkere oylamasından sonra Türkiyeye yakınlaşması da bir durum. Sivil toplum örgütlerinin "asker gönderilmemesi" yönündeki baskısı hükümeti ABD karşısında rahatlatır. Türk sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) ile Dışişleri Bakanı Abdullah Gül arasında medya üzerinden tekziplerle yaşanan "Iraka asker gönderme - me" gerginliği ortaya çıktı. Türkiye ABD ile bölgede stratejik ortaklığını koruyor. Ortadoğu haritasında ABDnin karşısında bir tutum, Türkiyenin konumunu sıkıntıya sokar. Bazen kitle siyaseti ve baskı guruplarının dar anlamda çıkarları farklılaşabilir. Bunların üzerinde bir dış politika belirmeli: Bin yılık Rusya dış politikası gibi.Halktan alınan oy "iktidar" olmaya yetmediği durumlarda; TÜSİAD, TOBB gibi baskı gruplarının desteğine ihtiyaç artar.Henüz birinci kongresini bile yapmamış bir partiye "iyi gidiyor" diyerek açık çek verenler, "desteği" hak görüyorlar. Ve diğer görüşler... Başbakan Erdoğan ile Washingtonda, Atinada, Romada, Comoda, Bürükselde, Pariste, Berlinde ve diğer AB ülkelerinin başkentlerinde Türkiye lobisi yapan TÜSİAD ile hükümetin dış politikası ne zaman çatışıyor?Hükümetler ne zaman karşı görüşleri bir "tartışma platformu" olarak algılama refleksi gösterirler? syilmaz@milliyet.com.tr Ve beliren iki soru...
