Meslek odamın dikkatine

19 Ağustos 2023

“Dün bu köşede yayımlanan yazının devamıdır...” 

TAÇ Vakfı 

Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu ihtiyaç duyduğunda zaman zaman üyeleri bir komisyon olarak görevlendirirdi. “Korunması gerekli kültür varlıklarına yapılacak müdahalelerin ölçek ve derinliğini belirtmek üzere” bir ilke kararı oluşturulması gündeme geldiğinde, böyle bir komisyon oluşturdu. Ama uzun süre bu komisyon herhangi bir çalışma yapmadı. Bu ilke kararının gerekli olduğunu düşünen Türkiye Anıt Çevre ve Turizm Değerlerini Koruma (TAÇ) Vakfı Bilim Kurulu’nun birkaç ay süren çalışma ve dünyadaki örnekleri de dikkate alarak hazırladığı metin 14.01.1978 tarih ve 10200 sayılı “İlke Kararı” olarak yürürlüğe girdi. Bugüne kadar ne Kültür Bakanlığı bürokrasisinin ne de bu konuda söz sahibi olduğunu iddia eden çoğu kişinin bilmediği ve öğrenmemekte ısrar ettiği nokta; “Bu kararın yapıları tasnif etmediği, yapılara yapılacak müdahalelerin

Yazının Devamı

Mimarlar Odası’na açık mektup

18 Ağustos 2023

11 Ağustos 2023 günü Beşiktaş, Kuruçeşme’de restorasyonu yapılmakta olan bir binanın askıya alınan kâgir duvarı çökerek genç mimar adayı Atilla Aydın’ın hayatını kaybetmesine neden oldu. Genç meslektaşıma rahmet, ailesine baş sağlığı dilerim. Son deprem dolayısıyla bu tür can kayıplarına aşina olduğumuz için olsa gerek birkaç gazetenin iç sayfalarında ve birkaç televizyon kanalında haber olmanın dışında herhangi bir reaksiyon oluşmadı. Bu tür onarım faaliyetleri için öncelikle Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu kararı gerekir. Koruma Bölge Kurulları mesleklerinde yetkin, deneyim sahibi, eserleri ve akademik çalışmalarıyla çözüm öneren kişilerden oluştuğu takdirde başarılı bir çalışma yapabilir. 

Başlangıç 

1967 yılından itibaren bir dönem var olan özerk kurulun toplantılarına katılıp onların çözüm önerilerini dinleyip, pek çok şey öğrendiğim için gerçekten kendimi çok şanslı hissederim. Daha öğrenciydim, şantiye stajımı yapmak

Yazının Devamı

Yedi gezegen

13 Ağustos 2023

“De ki: Hiç bilenle bilmeyen bir olur mu? Ancak akıl sahipleri bunun farkındadır.” 

Zümer Suresi, 9. Ayet. 

“Avrupa’da özellikle Fransa’da XVIII. yüzyılın ilk yarısında Osmanlı’ya karşı entelektüel çevrelerde artan merak neticesinde Republic of Letters / Edebiyat Cumhuru adlı kültürel hareketin mensupları arasında Osmanlıların ve kullandıkları tabir üzere Türklerin edebiyatları (literatür) ile ilgili öğrenme arzusu belirmiştir. Bu çevrenin üyelerinden biri olan Marquis de Caumont’un (Marquis de Avignon) merak etmesi üzerine Fransa’nın İstanbul sefaretinde çalışan Peyssonel adındaki görevli ile uzun yazışmalar ve temasların neticesinde Osmanlı yüksek bürokrasisi ile irtibat kurulur ve kimliği açıklanmayan ulemadan bir zata bu konuda bir eser yazdırılması talep edilir. Böylece 1739 yılının ilk aylarında Kevâkib-i Seb’a yani Yedi Gezegen adlı risale ortaya çıkar.” (s. 19) 

Bibliothèque National  

Ekmeleddin İhsanoğlu “Kevâkib-i Seb’a / Yedi Gezegen”

Yazının Devamı

Günah keçisi

6 Ağustos 2023

“Günah keçisi”; bütün kusur ve hataların üstüne yüklendiği kişileri belirtmek için  kullanılan bir tabirdir. Günah keçisi kavramına çeşitli toplumlarda değişik zaman dilimlerinde rastlanır. 

Eski Ahit’teki “Kefaret Günü” ayinlerinde, Musevi toplumunun günahlarının simgesel olarak bir erkek keçiye yüklendiği, kura ile seçilen keçinin “Azazel” isimli kötü ruhu yatıştırmak ve Yahudi kavmini günahlarından arındırmak için Kudüs yakınlarındaki bir uçurumdan aşağıya atıldığı söylenir. 

Erken dönem Grek mitolojisinde de keçi ayaklı bir tanrı vardır. Çobanların ve sürülerin tanrısı olarak bilinen bu kişi üst yarısı insan, alt yarısı ise keçi şeklinde tasvir edilir. “Pan” adı verilen bu tanrı kültü bütün Yunanistan’a yayılmış hatta Grek dünyasının dışına taşmıştır. Diğer ulusların mitolojisinde keçi yer almakta mıdır? Doğrusu bilmiyorum. 

Tevrat’ta  

Gelelim “Günah

Yazının Devamı

Âşir Efendi Kütüphanesi yeniden hayat bulsun

5 Ağustos 2023

Bir dönem İstanbul’un önde gelen bağımsız kütüphanelerinden biri olan ve hemen önündeki caddeye ismi verilen Âşir Efendi’nin kendi konağının bahçesinde yaptırdığı dârülkurrâ ve kütüphane binası hoyrat ellere kalmış, sanki bir an önce yok olması beklenir gibi.

Geçen günlerde sevgili dostum Prof. Dr. Zeren Tanındı bana mesaj göndererek; “İstanbul’un bağımsız kütüphane binalarında bulunan kitap koleksiyonları ile ilgili bir araştırma” yaptığından bahsetti. Mesajın ekine Âşir Efendi Kütüphanesi’nin fotoğrafını eklemiş ve bu zarif binanın günümüzdeki hâlinin utanç verici olduğundan duyduğu üzüntüyü dile getirmişti.

Hemen karşı köşesinde 1986 yılında rahmetli Dr. Engin Yenal ile birlikte projelendirdiğim, Yapı Kredi Bankası Sultanhamam şubesinin bulunduğu bu yapı gerek konumu gerekse cephe düzeni açısından her zaman ilgimi çekmiştir. Sevgili dostumun gönderdiği fotoğraf gerçekten üzücüydü. Bir dönem İstanbul’un önde

Yazının Devamı

Erdemli şehir

30 Temmuz 2023

Geçen hafta Fârâbî’nin “İdeal Devlet” isimli kitabından bahsetmiştim. Bu kitabın bir bölümü geleceğe yön vermesi açısından hepimizi yakından ilgilendirmektedir. Kitabın XXVII. Bölümü, “Amir Organ Hakkında” başlığını taşımaktadır. Fârâbî, “Nasıl ki bedende, emredici organ tabiatı gereği kendisi ve özel nitelikleri bakımından bütün organların en tamı ise...” diyerek, erdemli şehrin yöneticisinde bulunması gereken nitelikleri belirtir.

“Erdemli bir şehrin yöneticisi, rastgele bulunmuş herhangi bir insan olamaz. Çünkü yöneticilik iki şeyle olur:

a. O insan, yaradılışı ve tabiatı bakımından yöneticiliğe istidatlı olmalıdır.

b. O insan, yöneticilikle ilgili iradi meleke ve tutumları kazanmış olmalıdır. Bunlar ise tabiat gereği yöneticiliğe istidadı olan insanda gelişip ortaya çıkacaklardır... Erdemli şehrin en üst yöneticisinin sanatının da hizmetkâr bir sanat olması ve başka herhangi bir sanat tarafından yönetilmesi mümkün değildir.”

XXVIII.

Yazının Devamı

Bir strateji oyunudur satranç

29 Temmuz 2023

Satranç, dikkat isteyen, çözüm yeteneği gerektiren, hayal kurma gücü isteyen, sabrı öğreten, ölçülü ve soğukkanlı davranmayı gerektiren, düşünme olanağı sağlayan ve yüz yıllar boyu insanların gelişimine destek olan bir oyundur.

Arapça “Satrenç”, Farsça “Şetreng” denilen ve iki kişi arasında oynanan “Satranç” oyununun günümüzden dört bin yıl önce Antik Mısır’da oynandığına dair bazı görsel belgeler bulunmaktadır. Bir tabla üzerinde yer alan üç boyutlu figürlerin görüldüğü bu resim gerçekten satranç tahtasını mı yansıtmakta? Benzer görüntüler Çin, Mezopotamya ve Anadolu’da da erken dönemlerde satranç oynandığını düşündürmekte ve bu görüşler tartışılmaktadır. Bu tartışmalar yeni bilgilerin ortaya çıkmasına bağlı olarak devam edecektir anlaşılan. Satranç oyununun nerede ve nasıl başladığına dair bilgiler ortaya çıkan arkeolojik bulgularla sürekli değişmektedir.

Yazının Devamı

İdeal devlet

23 Temmuz 2023

Bir Türk-İslam filozofu olan Fârâbî, 870-950 yılları arasında yaşar. Fârâbî klasik Helen felsefesi, özellikle de Helen siyaset felsefesi ile İslam siyaset düşüncesini birbiriyle uzlaştırmaya çalışan ilk filozoftur. Fârâbî’nin bu çabası gerek İslam düşüncesini gerekse kendisinden sonra gelen diğer filozofları derinden etkiler. Platon tarafından da ele alınan “İdeal Devlet” ideal toplum  öğretisiyle İslam’ın birçok temel görüşü arasında çarpıcı benzerlikler mevcuttur.

Fârâbî’ye göre, Helenler  felsefenin yaratıcısı değil, felsefe geleneğinin yalnızca bir halkasıdır. Felsefe öncelikle Kaldeliler arasında ortaya çıkmış, onlardan Mısır’a ve daha sonra da Helenlere intikal etmiştir. Helenlerden de Süryanilere geçmiş  ve nihayetinde Arapların eline, yani bir anlamda ana yurduna geri dönmüştür. (s. ix)

“İslam’ın çeşitli anlaşılma biçimleri veya anlaşılma seviyeleri mevcut olabilir ve nitekim de mevcuttur. Bu seviyelerden

Yazının Devamı