Yâr bana bir nefes medet

24 Haziran 2023

1517’de Mısır’ı fetheden Yavuz Sultan Selim, Roda Adası’nda bir gölge oyununu seyreder. Sultan, İstanbul’a dönerken oyuncuya “Sen de bizimle gel, bu oyunu oğlum da görsün eğlensin” der. Bu anlatı gölge oyununun XVI. yüzyılın başında Mısır’dan bize geldiğini göstermektedir.

Gölge oyununun Türkiye’ye Mısır’dan geldiğine dair kesin bir kanıt vardır.

Karagöz özelliği açısından Türk halk edebiyatının ayrılmaz bir bütünüdür. Halk edebiyatı üzerine incemeler yapan araştırmacılar Türk seyirlik oyunlarına ayrı bir bölüm ayırmışlar ve bu tür eğlenceleri üç dalda incelemişlerdir. Meddah, Karagöz ve Orta oyunu… Bazı araştırmacıların dördüncü bir dal olarak kuklayı da ekledikleri görülmektedir. Günümüzde daha çok çocuk oyunu olarak nitelense de gerek Türklerde gerekse başka İslam ülkelerinde zengin bir kukla geleneği vardır.

Günümüzde Karagöz üzerine pek çok yayın yapılmasına rağmen bu konuda tartışmalar devam

Yazının Devamı

Dizin veya index hakkında

11 Haziran 2023

Dizin, sözlüklerde; “Bir kitap ve derginin içindeki kişi ve yer adı, konu vb. hususları, geçtikleri yerleri belirtmek suretiyle gösteren ve aynı kitabın arkasına konulan veya ayrı bir kitapçık hâlinde alfabetik liste, endeks, indeks” olarak açıklanmaktadır. Günümüzde o kadar çok kitap yayınlanıyor ki ilgi duyanların hemen hepsini baştan sona okuması mümkün değil. Genelde bilimsel araştırma yapanların en büyük sıkıntısı bu  kitapları okumak ve nerede ne okuduğunu hatırlamaktır. Bazı kitapların satır aralarında kaybolan bilgilerin daha sonra “Nerede okumuştum!” diye aranması kabul edilebilecek bir davranış değildir. Çocukluğundan beri kitaplarla haşır neşir olan biri olarak, yaşım ilerledikçe dizini olmayan kitaplardan daha önce nerede neyi okuduğumu bulmak giderek zorlaşıyor.

Okuyucuya değer vermek

Kitap alırken veya bir yerlerde rastladığım bir kitabı gözden geçirirken, adının yanı sıra yazarının kim olduğuna eğer tercüme ise tercümeyi kimin yaptığına özellikle bakarım. Olmazsa olmaz baktığım bir diğer husus ise

Yazının Devamı

Her vatandaş için gerekli medenî bilgiler

10 Haziran 2023

Afet Hanım’ın (İnan) kaleme aldığı “Vatandaş İçin Medenî Bilgiler” kitabı günümüzde ilkokuldan başlatılarak tüm okullarda okutulması gereken bir kitaptır. Günümüzden doksan üç yıl önce gerek görülen böylesi bir kitabın Millî Eğitim müfredatında yer almamasının eksikliğini hep birlikte yaşıyoruz

1929 yılında “Türk Çocuklarına Yurt Bilgisi Notları” adlı küçük bir el kitapçığı yayımlanır. Bu kitapçık, 1930 yılında “Seçim, Vergi, Askerlik-Şirketler ve Bankalar” konularında ayrı birer kitapçık olarak yeniden basılır. Aynı yıl bir bütün hâlinde “Vatandaş İçin Medenî Bilgiler” adıyla tekrar yayımlanır. 141 sayfalık bu kitabın ilk baskısı bende yok, kitaplığımda bulunan genişletilmiş üçüncü baskısını zaman zaman okurum. İlkokulda “Yurttaşlık Bilgisi” adı altında bir ders okudum mu hatırlayamıyorum, ancak ortaokulda okuduğumu hatırlıyorum. Hemen her şeyi saklamama rağmen ne yazık ki ilkokul, ortaokul ve lise karnelerimi

Yazının Devamı

Anabasis

4 Haziran 2023

Bazı kaynaklarda “On Binler’in Dönüşü” olarak da isimlendirilen “Anabasis”, MÖ 401 yılı mart ayında Ksenophon’un Sardes (Sart) kentinden yola çıkışı itibariyle başlarından geçen olayları anlattığı bir kitaptır.

Suikast iddiası

Pers Kralı Dareios (Darius) Olhos’un iki oğlu olur. Bir süre sonra küçük oğlu Kyros’u Anadolu kuvvetlerinin başkomutanlığına getirir. MÖ 404 yılındaki vefatından önce oğullarını yanında görmek ister. Artakserkses zaten yanındadır, küçük oğlu Kyros ise dost olarak kabul ettiği kendinden önceki Anadolu satrapı Tissaphernes ile birlikte Babil’e gelir. Dareios vefat edince tahta büyük oğlu Artakserkses çıkar. Tissaphernes Kyros’un suikast hazırladığını söyleyerek kralı uyarır. Bu uyarı üzerine kral kardeşi Kyros’u öldürmek ister. Ancak anneleri Parysatis, Artakserkses’i ikna ederek, Kyros’un görevine iadesini sağlar.

Geçirdiği tehlike ve uğradığı hakaretten sonra Anadolu’ya dönen Kyros ağabeyinin kulluğundan nasıl kurtulacağını ve onun

Yazının Devamı

Halıların dili olsaydı...

3 Haziran 2023

İnsan meramını bir şekilde ifade etme imkânına sahiptir, bunun ille de bir söz olarak ifade edilmesi gerekmez, özellikle dış dünya ile irtibatları az olan toplumlarda düşünceleri ifade edecek farklı yollar geliştirilmiştir. Bizim kültürümüzde de halı bu ifade tarzının bir başka yoludur. Günümüzde yalnızca desen ve renk açısından değerlendirilmeye çalışılan halıların, bir de dili olsaydı kim bilir bize neler neler anlatırlardı?

“Halı dokumasını bilmeyen kadına yemek yasaktır.” - Eski Türk Atasözü

Çoğunlukla yere, bazı durumlarda sedir ve kerevet üzerine, bizim kültürümüzde az rastlanmakla birlikte duvara asılmak üzere yün veya ipekten dokunmuş kısa tüylü yaygılara halı denir. Halının kökeni konusunda çok sayıda iddia olsa da yapılan kazılar sonucu ilk halı örneklerine göçebe Türklerin yaşadığı Orta Asya steplerinde rastlanmıştır. Geçmişi günümüzden üç bin beş yüz yıl önceye giden bu örneklerin en bilineni Moğolistan’da Selenga Nehri

Yazının Devamı

Dört Anlaşma II

28 Mayıs 2023

Don Miguel Ruiz’in “Dört Anlaşma: Toltek Bilgelik Kitabı”ndaki “Kullandığın sözcükleri özenle seç” başlıklı birinci anlaşmadan sizlere 4 Mayıs 2023 tarihli yazımda bahsetmiştim. Bu yazımda da ikinci anlaşma “Hiçbir şeyi kişisel algılama”dan bahsetmek istiyorum. 

Hiçbir şeyi kişisel algılama 

Don Miguel Ruiz’e göre insanın kendisiyle yapacağı ikinci anlaşma “Hiçbir şeyi kişisel algılama”dır. Günlük hayat içinde olup biten hiçbir şeyi kişisel algılamamamız gerekir. Kendimizi önemli bir insan olarak kabul etmek ve her şeyin bizim çevremizde oluştuğunu düşünmek en üst düzeydeki bencilliktir. Ne yazık ki gerek çocukluk gerekse eğitim sürecimiz içinde her şeyi kişisel olarak algılamayı öğreniriz. Hayatın merkezinde olduğumuzu düşünürüz. Ben, ben, ben, daima ben... 

Hey, sen aptalsın! 

“Yolda yürürken tanımadığınız biri size ‘Hey, sen aptalsın’ derse, bu bizimle değil, aptal sözünü söyleyen kişi ile ilgilidir. Eğer

Yazının Devamı

Piramitlerden alınacak ders

27 Mayıs 2023

İnsanlık var oldukça cazibesini kaybetmeyecek olan piramitler ve antik dönem anıtları Mısır turizmine olan katkılarıyla bizlere örnek olmalıdır. Biz de hemen hiçbir ülkede var olmayan soyut ve somut kültür varlıklarımızın farkına vararak yeni bir turizm anlayışı geliştirmeliyiz

İlkokulun sanırım dördüncü sınıfında öğretmenimiz bize dünyanın yedi harikasından söz etmişti. O gün bugündür hep merak ederim onları, zaman zaman yaptığım gezilerde dördünü ziyaret etme imkânım oldu. Halikarnassos (Bodrum) Mozolesi’nden geriye çok az şey kalmıştı ama kazı alanını dolaştım. Hatta bir dönem Bodrum gönüllülerinin onu tekrar inşa etmek için düzenledikleri toplantılara da katıldım. Efes’teki Artemis Tapınağı’nın yanına yaklaşmak bile zordu, çevresi bataklık hâline gelmiş olduğundan etrafını güçlükle dolaşabildim. Rodos seyahatimde Rodos Heykeli’nin yapıldığının söylendiği limanı dolaştım ve onun nasıl bir anıt olduğunu anlamaya çalıştım. Bir şans eseri, sevgili dostum Prof. Dr.

Yazının Devamı

Türklere güvendiler

21 Mayıs 2023

Değerli dostum, emekli büyükelçi Ender Arat uzun bir araştırma ve çalışma sonrası “Türklere Güvendiler” adlı bir kitap yayınladı. Uzun bir süre önce bana armağan ettiği bu kitap ve kitabında yer alan ülkemize güvenenleri tanıtmak için müze yapılması için harcadığı çabalara dikkat çekmek istedim. Bazılarına birlikte katıldığımız pek çok toplantı sırasında hemen her konuştuğumuz ilgili, böylesi bir müze için her türlü desteği vereceğini söyledi ama ne yazık ki sonuç hüsran oldu. Her karşılaştığımızda bitmez tükenmez bir şevk ile müze için yaptığı görüşmeleri anlatıyor. Ben de “İnşallah” diyorum ama bugüne kadar bir adım ileri gitmek ne yazık ki mümkün olmadı. Halbuki böylesi bir müzeye uluslararası ilişkiler ve yüce  gönüllüğümüzü göstermek açısından aciliyetle ihtiyacımız var.

Macarlar

Gelelim, hepimizin okuması gereken kitabın içeriğine. Ender Arat zaman içinde toplam otuz üç millet mensubunun,

Yazının Devamı