Karaman’ın bağcığı ve ekonomik gelişmişlik!

5 Eylül 2021

Maçın başları... Türkiye, Karadağ’a karşı etkili oynuyor, zaten skor tabelası da 2-0 lehimize.

Ve futbol işte... Maçta 40’ıncı dakika. Top rakibe geçmiş iken, orta sahanın hemen gerisinde milli futbolcumuz Kenan Karaman kafasını öne eğmiş kramponunun çözülen bağını bağlamakla meşgul. Ve gol... 2-0 öndeyken yediğimiz gol öncesi kadraja takılan işte bu kare; maçın 2-2’lik skorla bitmesinin ardından akıllara kazınıyor.

A Milli Futbol Takımı’nın 2022 Dünya Kupası elemelerinde yaptığı bu kötü başlangıç sonrası Şenol Güneş’i hocalıktan gönderenler mi dersiniz, başta Kenan Karaman olmak üzere futbolcuların üzerine yüklenenler mi...Ortalık yangın yeri. “Maç bitti, tartışmalar bitmedi” derler ya, işte o biçim.

Atatürk’ün tavsiyesi

Bir futbol maçında alınan bir beraberlik, bir yenilgi ya da bir galibiyet nasıl oluyor da milyonları böyle etkisi altına alabiliyor?

Futbol elbette keyifli, önemli, gelir getirici olabilir fakat başta ekonomik zorluklar ve dünya medeniyetleri seviyesine gelinmesi

Yazının Devamı

Hayatını değiştirmek isteyene ‘reçete’

29 Ağustos 2021

Bitmek bilmeyen korona salgını, aşı karşıtlığı, orman yangınları, sel felaketleri, Suriye-Afganistan bağlantılı göçmen krizi, eğitim karmaşası, hayat pahalılığı gibi son dönemde yaşantımıza kabus gibi çöken olumsuzluklar bir yandan günlük yaşama dair içimizi karartırken, diğer taraftan da geleceğe dair umutların azalmasına yol açıyor.

Bardağın dolu tarafına bakıp “hayat varsa, umut vardır” diyerek geleceğe dair umutlarımızı yüksek tutmamızda büyük fayda var. Ancak enseyi karartmadan yola devam etmek elbette herkes için çok kolay olmayabiliyor. Bu sebeple, özellikle böylesine karamsar dönemlerde geçmişte yaşananlar ve geçmişte yazılanlar; biraz rahat nefes almamızı sağlayabilir, hayata bakışımızı iyileştirebilir. Bunun için başvurulacak adres ise belli; başucu kitapları.

“Hadi canım sende! Bir kitap ya da farklı bir bakış nasıl hayatımızı değiştirecek?” diyenlerdenseniz; sizinle bir örneği paylaşmak isterim.

Hatta bu örnekten hemen sonra, bir başucu kitabı olan ve usta yazar Walter Isaacson imzalı “Benjamin Franklin”

Yazının Devamı

Z Kuşağı başımıza bir çorap örüyor!

22 Ağustos 2021

Başımıza taş yağacak mı bilemiyorum ama başımıza bir çoraplar örüldüğünü kesin olarak söyleyebilirim.

“Ekonomi” zaten yeterince karmaşık, bu sebeple kafaları daha da karıştıran işlerle meşgul olmayalım diyoruz ancak siz adına Z kuşağı mı dersiniz yoksa yeni ekonomi mi; bir yerlerde çok, ama çok garip bir şeyler döndüğü alenen ortada.

Bugün sizlere “yeni dünyadan” bahsedeceğim.

Sakın yanlış anlamayın lütfen; öyle çok bilmiş havalarında, tepeden bakarak değil; ben de daha yeni öğrendiklerimi sade bir dille size aktaracağım. Ve kripto paralardan bahsedeğim...

DOLARLAR HAVADA UÇUYOR

O meşhur Bitcoin ile hayatımıza giren kripto paraların (kağıt değil, demir değil; altın hiç değil) değeri son yıllarda bilinmez bir şekilde yükseliyor, milyon hatta milyar dolarlar havada uçuşuyor derken; bir de başımıza türlü türlü “coin”ler çıktı!.. (Coin’in kripto para aleminde kelime karşılığı paraya denk geliyor.)

Bitcoin, Ethereum, Doge, Ripple, Bitci, Paribu’lara kulağımız yeni yeni alışırken,

Yazının Devamı

Şükrü Bey kardeşim bugün ne yazalım?

19 Ağustos 2021

- Günaydın Şükrü Bey kardeşim. Ne yazalım bugün, gündemde neler öne çıkıyor?

- Hocam günaydın...

Milliyet’in usta ekonomi yazarı Güngör Uras ile yaptığımız bu görüşme rutinimiz idi. Güngör Hocam ile yaptığımız ufuk açıcı sohbetleri; neler olup bittiğini anlatırken yaşadığı heyecanı; büyük coşkuyla yaptığı seyahatlerini; tanıştığı herkes ile kurduğu iletişimi unutamam. Hocam çok çalışmayı, umudu hiç yitirmemeyi ve bardağın dolu tarafına bakmayı yeğlediği yazılarında, gelecek adına hep Türkiye ile ilgili uyarılarda bulundu. Zamansız yazıları bize zor zamanlarda ışık tutuyor. Vefatının üçüncü yılında Büyük Usta Uras’ın Milliyet Gazetesi’nin ekonomi sayfalarında kaleme aldığı yazılarından pasajları,
minik ön notlarımla birlikte aktarmak isterim...

***

En önemli sorunumuzun “ucuz işçilik” olduğunu her platformda anlatırdı. Çözümün eğitim yapısı değişikliği olduğunu söylerdi.

“Yenilikçiliğe dayalı üretimi gerçekleştirecek kadroları (gençleri)

Yazının Devamı

Şişman Silenos, Kral Midas ve Bakkhos!

15 Ağustos 2021

Kuraklık tehlikesi, iklim değişikliği, yabani orman yangınları, büyük çaplı sel felaketleri...

Son dönemde art arda gelen tüm bu kötülükler sadece ülkemizi değil tüm dünyayı uçtan uca sarmış durumda.

Ülkelerin, şirketlerin ve insanların “az ya da makul ile yetinmemesinin, hep çok daha fazlasını istemesinin” yaşanan tüm bu olumsuzluklardaki payı büyük.  Peki hep daha fazlasını istemek yani o herkesin peşinde koştuğu zenginlik, mutluluk getiriyor mu?

“Gelir adaletsizliği”, “fakirlik” ve “yaşanan çevre felaketleri”ni düşünecek olursak, bu soruya kısa yoldan verilecek yanıt kesinlikle “Hayır, getirmiyor” olur.

Gelin görün ki; ülkeler, şirketler ve insanlar için kazın ayağı pek öyle değil.

Bilim kurgu film izler gibi yaşananları izlemek dışında kimsenin bu olaylar karşısında attığı etkili bir adım yok.

Politikacıların günü kurtaran söylemleri, dört bir yandan yağan amaçsız kampanyalar ve plansız eylemler maalesef ne bugün yaşananlara, ne de gelecekte yaşanması

Yazının Devamı

Yangınları ‘yeni hayat tarzı’ söndürür mü?

8 Ağustos 2021

Ormanlarımız yanıyor, canlarımız gidiyor.

Kabus gibi...

“Ateş düştüğü yeri yakar” biliyoruz ama düşen ateşi söndürmek için canını hiçe sayıp çaba harcayanlara teşekkür ile başlamak istiyorum. İnsanüstü bir azimle ateşe karşı bir kova suyla, pet şişelerle, itfaiye hortumunu sırtlayarak koşanların fotoğraflarına yakından bakınca Türkiye’yi Türkiye yapan gücü de görmüş oluyoruz.

Küresel ısınma kaynaklı aşırı yükselen hava sıcaklıklarının etkisi sadece ülkemizi değil dünyanın birçok coğrafyasını geniş çaplı yangınlarla karşı karşıya bırakmış durumda.

Üstelik bu yeni bir gelişme değil. Son yıllarda Avustralya ve Amerika, pek çok şehrini haftalarca kasıp kavuran yangınla mücadele etti.

Bitki örtüsü ve canlı varlığına büyük zarar veren bu yangınlar sonrası ormanlar zaman içinde kendini yaşatabilir ancak şu açık ve net olarak hiç unutulmamalı, giden canlar geri gelmeyecek. Sadece bu yönüyle bile dünyamız için, ülkemiz için büyük kayıp.

Yaşananla

Yazının Devamı

Dikkat; unicorn’larımız yurt dışına göçüyor!

1 Ağustos 2021

Küçük hatta basit bir iş fikrinden yola çıkarak; “doğru ekip”, “doğru iş planı”, “doğru vizyon” ile küresel bir girişim olma yolunda koşan şirketler; dünyanın neresinde olursa olsun yatırımcılardan yoğun ilgi görüyor. Elbette bu uzun maratonu başarıyla bitirebilmek pek kolay değil ancak yarışta hedefe koşabilmek için en etkili adım “yatırımcı” gücünü yakalamaktan geçiyor.

Risk ya da girişim sermayesi fonlarından gelecek olan bir yatırım turu sonrası; bu minik minik girişimler bir anda “unicorn” (mitolojide tek boynuzlu at / teknoloji aleminde start-up’lıktan 1 milyar dolar değere ulaşan şirkete verilen isim) olabiliyor.

Silikon Vadisi etkisi

Teknoloji dünyasının Hollywood’u ünlü Silikon Vadisi’ni arkasına alan Amerika Birleşik Devletleri (ABD) “unicorn” çıkarma alanında açık ara önde koşuyor olsa da; başta Çin ve bazı Avrupa ülkeleri de start-up’larını ‘unicorn’laştırma konusunda etkili adımlar atıyor.

Pek tabii Türkiye de bu iddialı yarışta yerini alıyor.

Yazının Devamı

‘Zenginleştikçe iyileşiriz’ dedik, yoldan çıktık!

25 Temmuz 2021

Ekonomide hiç de karmaşık olmayan bir teori vardır: “Damlama Teorisi”.

Üst gelir grubu yani zenginler daha da zengin olurlar ise, daha düşük fiyatlara daha fazla üretim yaparak çok daha fazla istihdam sağlarlar. Böylece “yukarıdan aşağıya doğru damlama” sayesinde alt gelir grupları da ekonomik büyüme ve refahtan daha çok faydalanırlar.

İçinde yaşadığımız dünyada nedense “aşağıya değil”, “hep yukarıya doğru damlayan” bir ekonomik modelde yaşıyor gibiyiz.

Fakirlik yerinde sayarken, zenginler zenginleştikçe zenginleşiyor.

Anne Manne;  “Ben Hakkında Bir Kitap – Yeni Narsisizm Kültürü” adlı kitabında bu teorinin temelinde bizlere pek de nazik olmayan bir metaforun yattığını hatırlatıyor ve şunları yazıyor:

“Ata doyacağı kadar yulaf verildiği takdirde, yola dökülen yulaflar da serçeleri beslemeye yarar. Günümüzde CEO’lar ile finansçıların, yulaf yemekten ne kadar şişeceği çok geçmeden ortaya çıktı bile. Her şeyi kendi çıkarlarına uygun olacak şekilde

Yazının Devamı