Bu tuzaktan kurtulalım ‘AMERİKAN RÜYASI’

25 Mart 2018

Dünyada 2.2 milyar kullanıcısı olan Facebook’un yaptıkları ortada.

‘Kişisel bilgileri kullandırmak’, üstelik bunun Trump’ın Başkanlığı ile sonuçlanan kritik bir seçimde oyların üzerinde etkili olmasına aracılık etmek. ‘Kullanıcı ne yapar’ bilinmez ama ‘yatırımcı tepkisi’ net oldu. Facebook hisseleri bu hafta 58 milyar dolar’ değer kaybetti.

Aslında bu olay teknolojinin nasıl güçlü bir silah olduğunun açık kanıtı.

Yaşananların bizi de etkileyen kritik yanına dikkat çekmek istiyorum.

Gelin şu listeye birlikte bir göz atalım;

- Masamızdaki bilgisayarlarımız... Microsoft’un Windows’unu veya Apple’ın macOS işletim sistemini kullanıyoruz. İkisi de Amerikan!

- İnternette göz atalım... Google, Facebook... Amerikan!

Yazının Devamı

1915 Çanakkale’nin finansman mucizesi

21 Mart 2018

Ebru Özdemir, Çanakkale Köprüsü’nde zorlu süreci atlattıklarını söyledi. Başar Arıoğlu, “Köprü ekonomiye 16 milyar dolar katkı yapacak. 2035’te proje devletin olacak” dedi.

1915 Çanakkale Köprüsü’nde pazar günü inşaat ve taahhüt noktasında tarihi bir an yaşanırken, çok değil bu tarihten birkaç gün öncesinde gerek projenin finansmanı gerek Türk ekonomisi ve özel şirketlerimizin gücüyle ilgili oldukça kritik bir dönemeç atlatıldı. İki Türk, iki Güney Koreli inşaat grubunun üstlendiği bu dev projeye yerli, yabancı 24 kuruluş 2.3 milyar euro’luk finansman sağlarken, bunun 3’te 2’si uluslararası bankalardan geldi.

Türkiye’nin dış dünyayla ilişkileri düşünüldüğünde, finansmanda Avrupa kanadından aslında çok büyük beklenti yoktu. Bu yüzden öncelik Güney Kore oldu. 1 milyar euro’luk büyük bir paket buradan sağlanınca, projenin iki Türk ortağı “Limak Grubu” ve “Yapı Merkezi” önce Kuveyt’e ardından Çin’e çıkarma yaptı. Bu ülkelerdeki etkili kuruluşlardan önemli kaynak sözü alındı. Avrupalı ve Türk bankalar da halkaya eklenince, Limak Yatırım Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Özdemir’in deyimiyle “Bir mucize oldu” ve değil aranan 2.3 milyar euro, toplanan talep 3.6 milyar euro’yu aştı.

Adını

Yazının Devamı

‘YEDİ DÜVELLE SAVAŞ’ GEL DÖNÜŞÜME TAKIL

18 Mart 2018

Kentsel dönüşüm önemli konu. Çadırda yaşamayacağımıza göre, Türkiye gibi yılda 700-800 bin yeni konuta ihtiyaç duyulan bir ülke olduğumuz da düşünülünce konunun önemi daha da artıyor.

Son yıllarda adını sıkça duyar olduk ama sadece bu hükümet döneminde değil geçmişte de birçok kentsel dönüşüm modeli ülkemizde uygulandı.

Buna karşılık “Master Plan” olarak adlandırılan, büyük çaplı bölgesel projeleri içeren dönüşüm hayalleri hep yarıda kaldı (Bakınız; İstanbul’daki Fikirtepe örneği).

Devlet otoritelerinden yüksek sesle dillendirilen “Yaptım oldu. Yıkar geçerim. Yasal güç benim elimde. Bu iş ya olacak, ya olacak” tipi söylemler nedense hep kentsel dönüşümdeki ranta takıldı.

Tabii içinde rant geçince dönüşümün “deprem” ve “sosyal” etkilerini hatırlayan pek kalmadı.

Canımı al, evimi!..

İşte bu yüzden, “Canımı veririm, 1 metrekaremi bile vermem”, “Benim evim en değerli yerde, diğerlerinden daha fazlasını isterim”, “Dünyaları verseniz evimi yıktırmam” diyenler sadece Fikirtepe gibi geliri düşük grupların yaşadığı bölgelerde değil, Bağdat Caddesi, Etiler gibi yüksek gelir gruplarının yaşadığı yerlerde de normal karşılanır oldu.

Kentsel dönüşümle ilgili sorunlar fazla, çözüm yolu çok yok. “Peki bu

Yazının Devamı

‘FLAŞ FLAŞ FLAŞ’ ATEŞ GİBİ SÖZLER

11 Mart 2018

Bu hafta Mersin’de düzenlenen İzmir Ekonomi Forumu’na katılan DenizBank’ın CEO’su Hakan Ateş’i dinlerken aldığım birkaç not günümüz ve gelecek denildiğinde Türkiye’nin neleri yapması, neleri yapmaması gerektiği noktasında önemli ipuçları veriyor.

Ateş diyor ki; “Finansal sistemimiz topal gidiyor. Türkiye’de bankaların durumu iyi ama sistemin ikinci ayağı olan “sermaye piyasaları” zayıf. Ülkemizde enerji ve altyapı projelerinin finansmanı ağırlıklı bankaların üzerinde 100 milyar dolarlık yük var. Yapılanlar güzel projeler fakat ilk yılları ödemesiz, 7 yıl vadeli kredilerden bahsediyoruz, biz bunları çeviremiyoruz. Yurtdışı piyasalarda da bu projelerin pazarlanması ve yeni finans enstrümanlarıyla kaynak yaratılması gerekiyor.”

“Bankalar çok kâr ediyor” söylemini hep duyarız. Evet ediyorlar da... Özel, kamu farketmez; kuruluş gayeleri “yüksek kâr” olan bankalar işlerini yaptıkları için hedef tahtasında (Kâr hırsından gözleri dönenleri bu söylemin dışında tutmak gerek.) Bankaların gayesini kâr değil “sosyal sorumluluk” olarak değiştirinceye kadar da inanın bu düzende, bu bankalar hep yüksek kâr elde edecekler.

Bankaların kârını aşağı çekmenin yolu; esnafından girişimcisine, tüccarından

Yazının Devamı

Çok havalıyız!

7 Mart 2018

Yaşanan krizlerin etkisini üzerinden atan Türk Hava Yolları, 2017’de 11 milyar dolar gelir elde ederken, faaliyet kârında ilk kez 1 milyar doları aştı. 2018’den umutlu olan THY, yeni havalimanıyla bu uçuşu sürdürmeyi planlıyor.

Art arda yaşanan krizlerin etkisini 2017 yılıyla birlikte üzerinden atmayı başaran Türk Hava Yolları (THY), toplam gelir, kâr rakamı, yolcu sayısı ve doluluk oranlarında ciddi mesafe kaydetti. THY’nin Yönetim Kurulu Başkanı İlker Aycı, “iyi bir 2017” geçirdiklerini ifade ederken, 2018’den de umutlu olduklarını söyledi.

“2017’yi, 2016’yı unutacak, 2015’i hatırlatacak, 15 yıllık muhteşem ivmemize yakışacak bir şekilde yaşamak istiyorduk. 2017 yılını başımız dik, alnımız açık kapattık” ifadelerini kullanan Aycı, ileri rezervasyonlara ve yaşanan hareketliliğe baktıklarında “iyi bir 2018” olacağını öngördüklerini de açıkladı. Aycı, “Tüm zamanların en iyi ocak ayını geride bıraktık. Şubat ayıda iyi geçti. Martta böyle giderse çok uzun bir aradan sonra yaşadığımız en iyi ilk çeyrek olacak” diye konuştu.

2018 kâr beklentisi

THY’nin Yeşilköy’deki merkezinde ekonomi gazetecileriyle kahvaltıda buluşan Aycı, 2018 beklentileri, yeni havalimanı için hazırladıkları sürprizler

Yazının Devamı

İki yılda yurtdışında 5 milyar $’lık ev aldık

4 Mart 2018

Ülkemiz 2000’li yıllarla birlikte başlayan reform hamlesinin ardından ciddi sermaye hareketlerine sahne oldu. Bir yandan Türk şirketler dev yatırımlar yaparak cirolarını katladı; diğer taraftan Avrupalı, Amerikalı, Uzakdoğulu gruplar adeta ülkemize akın etti. Dünya piyasalarında Türkiye gibi gelişmekte olan ülke ligindeki ülkeler lehine esen güçlü rüzgâr da etkiliydi, para bolluğunun yaşandığı bir dönemi hep birlikte yaşadık.

Tam 2014’e girmeye hazırlanırken olanlar oldu!..

Önce 17-25 Aralık’ta yaşanan olaylar, sonrasında içeride art arda gerçekleşen sosyal - siyasal hareketlenmeler; çevre ülkelerle (Suriye, Irak, Rusya, İsrail, Mısır, İran) yaşadığımız sorunlar ve krizler derken, işler bir anda tersine döndü.

Doktoru, CEO’su!

İşin ekonomi cephesine bakıldığında yaşadığımız son yıllar ilginç bir sermaye hareketine de yol açtı.

Türkler özellikle 2016 yılıyla birlikte yurtdışında adeta gayrimenkul avı başlattı. Geçmişte yurtiçindeki varlıkların alımı için kullandıkları paralarını bu kez yurtdışında değerlendirir oldular.

Türkiye’de kazandıkları parayı doktorundan müdürüne, patronundan bankacısına, siyasetçisinden CEO’suna binlercesi dolara, euro’ya, sterlin’e çevirdi ve yurtdışında

Yazının Devamı

Robotlarla savaşalım silahımız: Made in Turkey

25 Şubat 2018

Hayatımıza 2000’li yıllarla birlikte hızla giren teknolojinin başlangıçtan bu yana bizi getirdiği noktayı basit dille ifade etmek gerekirse sanırım şu beşli yeterli olacaktır.

Gelecek internette...

Gelecek mobilde...

Gelecek sosyal medyada...

Gelecek yapay zekada...

Gelecek robotların elinde!..

Analistlerin ve geleceği okuyan dahi işadamlarının “2050’ye kadar üretimde neredeyse hiçbir insan kalmayacak, tüm işi robotlar üstlenecek. Herkes şimdiden önlemini alsın” söylemi sonrası, belli etmeseler de herkeste bir korku var ancak bununla ilgili ne yapılacağından henüz pek kimsenin haberi yok.

“Dijital dönüşüm” adı altında uluslararası danışmanlık şirketlerine ve teknoloji devlerine bol bol para harcamak acaba yeterli olacak mı? Yoksa kendimiz de teknoloji anlamında bir şeyler yapıp, bu işten bir çıkış yolu bulabilecek miyiz?

Yazının Devamı

ODALARDA BAŞKANLIK SEÇİMİ YAPILACAK MI?

18 Şubat 2018

İş aleminde “başkanlık” önemli konu. Öyle ki bu koltuk Türkiye’de birçok güzel hikâyede ana aktör olmuştur.

Geçmiş zamanın birinde bir şehrimizde üç yakın arkadaş yolda yan yana yürürken arkalarından bir ses duyarlar: “Başkanım!..”

Göz göze gelirler. Biri belediye başkanı, bir diğeri ticaret odası başkanı, üçüncü isim şehrin köklü kulüplerinden birinin eski başkanıdır.

O an konuşmasalar da her birinin aklından şunlar geçer;

-Acaba bana mı seslendi!

-Yok canım Başkan’a seslenmiştir!

-Ama ben de Başkanım, bana seslenmiş olabilir!

“Dur bakalım” der, her biri göğüslerini de kabartarak arkalarından gelen sesin yaklaşmasını bekler.

Yazının Devamı