Süleyman Ateş

Süleyman Ateş

suleyman.ates@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Sayın Hocam, Sizi çok iyi tanıyorum. Uzun süre Diyanet İşleri Başkanlığı yaptınız. Bugün cuma namazına gittim. Çok üzüldüm. Bazı kişiler en ön saflara geçip iki rekat cuma namazı kıldıktan sonra safları yara yara camiden çıkıyorlar. Cuma günü öğle vakti kılınan farz namazı iki rekat mı, altı rekat mı yoksa on altı rekat mı? Cuma namazı kıldıktan sonra öğle namazı kılmak farz mı? Diyanet İşleri neden cuma namazına bir standart getirmiyor. Saygılarımla. Muhittin KARAÇAVUŞOĞLU
Cevap: Cuma namazı iki rek’attır. Cemaatle kılınır. Cuma namazını kılan kimseden öğle namazı düşer. Çünkü Cuma namazı, o günün öğle namazıdır. Artık başka bir öğle namazı yoktur. Hutbeden önce iki rek’at sünnet vardır, dileyen kılar, dileyen kılmaz. Hutbeden sonra kılınan Cuma namazından sonra iki veya dört rek’at sünnet kılınır.
Sünnetler zorunlu değil, isteğe bağlıdır. Dileyen kılar, dileyen kılmaz, gider. Ama Cuma günü ayrıca bir öğle namazı yoktur, vallahi yoktur, billahi yoktur. Ama bu konuda Diyanet niçin kesin tavrını koymuyor, bilmediğinden değil, çekindiğinden, alışkanlıkları din haline getirmiş olanları gücendirmekten çekindiği için maalesef kesin tavrını koymuyor Diyanet. Oysa bunu yapması, yayınlayacağı fetvalarla konuyu halka açıklaması gerekir.
Dinin emrettiği şekliyle ibadet kolaylaştırılabilir mi?
Sayın hocam; 23.07.2012 tarihli yazınızı okudum. Günümüz çalışma hayatını düşündüğümüz zaman bu yazdıklarınız çok daha önem arz etmektedir. Madem ki dinimiz bu kolaylığı ve esnekliği sağlamakta, neden bizim diyanetimiz veya yetkililerimiz dinin emrettiği ve cevaz verdiği şekilde düzenleme yaparak ibadeti kolaylaştırma cihetine gitmemekte? İnanıyorum ki dinin emrettiği ve cevaz verdiği şekilde düzenleme yapıldığı takdirde oruç tutanların sayısında artış olacak ve insanlar ibadetlerini daha rahat yerine getirebileceklerdir.
Şayet yetkililerimiz sorumluluk veya vebalden endişe ederek zorlaştırmayı uygun görüyorlar ise bu düzenlemeyi dinimizin cevaz verdiği şekilde ve şu anki uygulamada olduğu gibi iki alternatifli yapıp insanların tercihine sunabilirler. Saygılarımla. Ferdağ Bölükbaş
Cevap: Dediğiniz doğru ama Diyanet büyük sorumluluk mevkiindedir. Genelde resmi makamlar çoğunlukça benimsenmiş olan ihtiyat prensibini esas alır ve asırlardan beri çoğunlukça benimsenmiş, kanıksanmış olan uygulamaya dokunmak istemezler. Onun için şimdilik Diyanetçe böyle bir düzenlemenin yapılacağını sanmam. Ama konunun uzmanları bu konuları yaza yaza bir gün resmi makamlar da kabul noktasına gelebilirler ama bu zaman alır.

Nasıl bir tövbe yapmalıyım?
Hocam, ben 41 yaşındayım ve bir hastalıktan ötürü ameliyat geçirdim ve malülen emekli oldum. Geçmişimde çok hatalar yaptım, içki içtim kumar oynadım. Şimdi ise ibadetlerimi yerine getirmeye çalışıyorum. Hocam içki için nasıl bir tövbe yapmalıyım?
Artık kumara da tövbe ettim. Kumar kul hakkına girer mi hocam, çok korkuyorum hesabını veremeyeceğim diye.
Şimdiden cevabınız için teşekkür ederim hocam. Saygılarımla. Y.Ç
Cevap: Geçen geçmiştir, yaptığın hatanın çeşidi ne olursa olsun, Allah, gönülden tevbe edenin tevbesini kabul eder. İçki içmişsiniz ve bunun için nasıl tevbe etmeniz gerektiğini soruyorsunuz. Tevbe ne demektir biliyor musunuz? Tevbe, yapılan hatadan veya günahtan dönmek, aynı hatayı bir daha yapmamaktır. O halde içki için yapacağınız tevbe bir daha içmemek ve eski hatalarınız için de Allah’tan af dilemektir. Allah kulunu affeder, yeter ki kul hatalarını bıraksın ve O’na yönelsin. Kul Allah’ı severse hiç şüphesiz Allah da kulu sever. Çünkü Cenabı Hak: “Bütün günahları bağışlayacağını” buyurmuştur.

Haberin Devamı


SORULARINIZI BEKLİYORUM: