Önce, Türkiye ve Ermenistan bir "tahkim anlaşması" imzalar. Tarihçi ve hukukçulardan bir Tahkim Kurulu oluşturulur. Bu kurula Türkiye ve Ermenistan eşit sayıda hâkim atar. Bu şekilde oluşan mahkemenin başkanını BM Genel Sekreteri ve Lahey Adalet Divanı Başkanı tayin eder...Sonra, Türkiye ve Ermenistan bu heyet önünde tezlerini savunur.Peki, "soykırım" kararı çıkar mı?Brüksel Üniversitesi Uluslararası Hukuk Uzmanı Prof. Ruşen Ergeç, tahkim fikrini ilk ortaya atanlardan biridir. 1915 olaylarının hukuken değişik tarzlarda nitelenmesinin tartışılabileceğini ama "soykırım" denilemeyeceğini anlattı. Soykırım olması için "soykırım kastı" gerekiyor.Prof. Ergeç, Kosova operasyonu için Sırpların NATO aleyhine açtığı soykırım davasında NATO'nun avukatıydı. Lahey Adalet Divanı'nın bu davadaki kararı özetle şöyle:"Evet, çok sayıda sivil Sırp öldürüldü ama fakat kasıt, Sırpları kısmen de olsa yok etmek değil, Arnavutları korumak olduğu için Sırplara karşı bir soykırımdan bahsedilemez." TÜRKİYE 1915'teki olaylar için "Uluslararası Tahkim"e giderse ne olur? Evvela tahkim ne demek? Bu durumda 1915 olaylarındaki "kast"ın ne olduğu önemli. Bunu anlamak için olayları "tarihsel süreç" içinde değerlendirmek bir zorunluluktur.Ermeni isyanlarının başlaması, Birinci Cihan Harbi'ne girişle Doğu Anadolu'da Ermeni saldırılarının tırmanması, Rus ordusuyla işbirliği, Kars, Ardahan, Zeytun, Van, Bitlis Sivas, Horasan olayları, ele geçirilen silah ve cephaneler... Osmanlı'nın "ordudaki Ermenilerin geri hizmetlere alınması"ndan başlayarak kademeli olarak aldığı tedbirler, nihayet "tehcir" kararı...Bütün çatışma ve ölümler, bütün "kıtal" ve "mukatele"ler bir sürecin parçalarıdır.Bu sürecin ortaya konulması ispat eder ki, Ermenilere yönelik "kıtal" hareketleri "bir ırkı yok etme" kastıyla yapılmış eylemler değil, uzun bir "mukatele" sürecinin çeşitli olaylarıdır.Ermeni milliyetçileri, bu süreci örtmek için "1915"i tek başına alıyorlar; öncesi ve sonrası yokmuş gibi! Öncesi ve sonrası? Tarihçi Prof. Zafer Toprak'ta tehcir sırasında devlet görevinde bulunan Ermenilerin uzun bir listesi var. Birkaç örnek: Sakızlı Armanak Efendi Divan-ı Muhasebat, yani Sayıştay İkinci Başkanı, sonra birinci başkan olacaktır.Mebusan Meclisi'nde Mali Kanunlar Encümeni Başkanı İstanbul mebusu Hallaçyan Efendi.Milletvekilleri Artin Boşgezeryan, Onnik Efendi, Aram Efendi, Azaryan Efendi.İstanbul İl Genel Meclisi'nde Bogos Şerbetçiyan Efendi, Dr. Cevahiryan Efendi, Dava Vekili Şimeon Efendi... Nazi Almanya'sında böyle şeyler düşünülebilir miydi?!Osmanlı bakanları arasında Agop Kazazyan, Sakızlı Ohannes, Mikael Portakal paşaları ve ünlü dışişleri Bakanı Gabriel Noradungyan Efendi'yi de hatırlayabiliriz.İttihatçılar iktidara geldiğinde hocalarla papazları kucaklaştırarak, "Türk, Rum, Ermeni / Gördük bu rûz-i ruşeni" diye marşlar yaptırmışlardı.Bu gerçekleri, bu sürecin bütününü görmeden doğru hüküm verilemez.Bugünkü "Soykırım" iddiası politik bir savaştır, çıkmaz sokaktır.Tekrar "rûz-i ruşen"ler görmek için politik savaş değil, karşılıklı anlayış ve saygı gerekir. Bunun en büyük engeli, etnik-şoven milliyetçi diasporadır. t.akyol@milliyet.com.tr Yüksek görevler
Özay Şendir
Futbolcu transferi değil terörsüz Türkiye
6 Temmuz 2025
Abbas Güçlü
Üniversite tercihi ve mezuna kalmak?
6 Temmuz 2025
Zeynep Aktaş
Bankalar atağa geçti endeks pozitife döndü
6 Temmuz 2025
Ali Eyüboğlu
Şehirde festival ve cezaevinde konser
6 Temmuz 2025
Güldener Sonumut
Almanya’nın sıra dışı nükleer hevesi
6 Temmuz 2025