Ne demek bu?- Kürtlere özerklik veren Temel Yasayı herkesten ve Türkiyeden gizlediler! Ankara başka kaynaklardan elde etti bunun metnini!Metni alınca Dışişleri Bakanı Gül, Powella mektup yazarak tepkisini belirtti.Türkiye bu metni nasıl elde etti? Eminim ki, Iraklı Şiilerden...Bakın, en büyük Şii lider Ayetullah Sistani Amerikalı Bremerle bile görüşmeyi reddediyor. Sadece iki kişiyle görüştü: Biri BM Genel Sekreteri Koffi Annanın temsilcisi Lahtar Brahimi, öbürü Türkiyenin Irak temsilcisi Büyükelçi Osman Korutürk...***GEÇEN ay Kuveytteki "Iraka Komşu Ülkeler Toplantısı"nda Abdullah Gül, Irakın Kürt Dışişleri Bakanı Hoşyar Zebariye etnik federasyonun yol açacağı tehlikeleri anlatıyor.Zebari ise diyor ki:- Federasyon coğrafi olacak. Fakat, teşekkürle belirteyim ki, Türkiyenin himayesi altında biz Kürtler on yıldır adeta devlet kurduk, tek eksiğimiz uluslararası tanınmamız yok...Irakta imzalanan Temel Yasa, Kerkükü ve petrolü Kürtlere vermiyor, peşmergelerin ordu gücü olmasını engelliyor, mahalli polise dönüştürmeyi öngörüyor... Ama geçen on yılda Çekiç Güçün himayesinde Kürtlerin sağladığı kazanımları da güçlendiriyor.Ankara bundan kaygılı, bölgenin zamanla etnik bir savaşa sürüklenmesinden endişe ediyor.***GAZİ PAŞA Ocak 1923te Kuzey Irak konusunda gazeteci Falih Rıfkıya diyor ki:"İngilizler orada bir Kürt hükümeti kurmak istiyorlar. Bunu yaparlarsa, bu düşünce bizim sınırlarımız içindeki Kürtlere de yayılır. Buna engel olmak için sınırı güneyden geçirmek gerekir..."Zaten Kuzey Irak Misakı Milli kapsamındaydı.Fakat Lozanda bu sağlanamadı, mesele Milletler Cemiyetine havale edildi. Mecliste birçok milletvekili Lozanı bu bakımdan eleştirirken Gazi gibi aynı endişeyi dile getirdi.1926ya gelindiğinde şartlar büsbütün değişmişti. Türkiye, Milletler Cemiyetinin çizdiği bugünkü Irak sınırını kabul etti... Ve işte Türkiye şimdi aynı endişe ile karşı karşıya!Atatürk dehasıyla öngördüğünü o günkü şartlarda nasıl gerçekleştiremediyse, geçen on yılda da hükümetler Kuzey Iraktaki oluşumu gördükleri halde bunun önünü alamadılar.***ÇEKİÇ GÜÇ şemsiyesi altında Kuzey Irakta Kürtlerin fiilen devletleştiği bir gerçek. Çekiç Güçün görev süresi MGK tavsiyeleriyle uzatılmıştı. Ben de yazılarımla bunu savunmuştum. Çünkü o zaman öncelik PKK ile mücadele idi.Çekiç Güç Türkiyenin elinde Barzani ve Talabaninin PKKya karşı vaziyet almasını sağlayan bir etkendi... Çekiç Güç olmasaydı Kürtlerin Saddamın insafına terk edilmesi Kürt meselesini uluslararası bir sorun haline getirirdi... ABDnin başına Bushun geçeceğini on yıl evvel kimse bilmiyordu.Daha bir yıl önce, meşhur tezkere oylamasında, tezkerenin reddi halinde "saha inisiyatifi"nin Barzani ve Talabaniye geçeceğini birçok kimse önemsemedi, başka açılara önem verdi. Cumhurbaşkanı Sayın Sezer "uluslararası yasallığı" vurguladı mesela...Her neyse, 1923teki endişe, şimdi yine Türkiyenin gündeminde!İrtica falan boş paranoya! Türkiyenin bundan daha önemli meselesi yoktur!Yapılacak nedir?Irakta etnik dengelerin dengeli kurulmasına çalışmak, Türkiyede siyasi istikrarı iyi koruyarak ekonomik ve sosyal gelişmeyle iç entegrasyonumuzu güçlendirmek, AB üyeliği sürecinin iktisadi ve siyasi dinamiklerinden yararlanmayı becermek, ABD ile ve Ortadoğu ile ilişkilerimizi daha da geliştirerek uluslararası ortamda güçlü olmak ve daha niceleri... t.akyol@milliyet.com.tr ANKARA Amerikanın Iraktaki Kürt politikasından ciddi olarak rahatsız. Evvela "Amerika kapalı çalışıyor, açık ve şeffaf değil."