Haberin Devamı

Üniversiteye giremezler, üniversiteler laikliğin kalesi.Çeşitli yargı kararlarında bunlar uzun uzadıya anlatılıyor. Hatta Danıştay, türban takan bir telefon memuresinin, tıpkı işgal veya boykot yaparak işyerinde çalışmayı engelleyenler gibi, "uyarısız işten atılmasına" karar vermiştir.Çok duyarlı olan Cumhurbaşkanımız Sayın Sezer, sadece "türban"ın değil, "başörtüsü"nün de kamusal alanda yasak olduğunu belirtir.Analarımız, ninelerimiz de başlarını örterdi; ama böyle değil, bunlar gerici!Resmi görüş böyle... TÜRBAN irtica simgesidir. Bunlar Türkiye'yi Ortaçağ karanlığına götürmek istiyorlar. "Referanslarının din olduğu" kıyafetlerinden belli; laikliğe de bilime de aykırı... Ama muhafazakârlar da bu kızların "analarımız, bacılarımız" gibi olmasını yadırgıyor. AKP'li Cavit Torun diyor ki:"Omuzlara sarkıtılan başörtüleri önceleri pardösülerin, sonraları ceketlerin altına alındı. Arkasından pardösüler çıkarıldı. Vücut hatları ortaya çıktı. Üstü kaval altı şişane diyeceğimiz görüntülerle karşı karşıya kaldık. Türbanlı genç kızlarımız erkek arkadaşlarıyla el ele, kol kola, hadi biraz daha ileri gidelim, gönül gönüle yollarda yürümekten geri durmadılar. O anlarda yer yarılsa da yerin dibine girsem dediğim zamanlar oldu..."Türbanlıların hepsi böyle değil ama analarımız, ninelerimiz hiç böyle değildi!Tarhan Erdem'in türban konusundaki araştırması Milliyet'te yayımlandı.(1) Araştırmadan rahatsız olan laikçi bir meslektaşımız kendi 'kanıtını' şöyle yazmıştı!- Bu araştırma yanlış, çünkü benim anam, ninem böyle değildi! Bu irtica simgesidir! Anamız, ninemiz... 1993, İzmir'de "1. Ulusal Sosyoloji Kongresi"; akademisyen sosyologlar çeşitli konularda bilimsel tebliğler sunuyor. Sosyolog Ayşenur İlyasoğlu türbanlıların "annelerimizden, ninelerimizden" farklı olduğunu söylüyor, türbanın "geleneksellikten bir tür emansipasyon" (serbestleşme) ve "modernleşmeye kendi usulünce katılım" aracı olduğunu anlatıyor! (2)Gerçekten, "analarımız, ninelerimiz" okumak için mücadele mi etmişler, erkek arkadaşlarıyla "el ele, kol kola" mı gezmişlerdi?Modernleşmenin kentleşme, orta sınıflaşma, kenardan merkeze gelme, eğitim, bireyleşme gibi dinamikleriyle türban arasındaki ilişkiyi sosyoloji bilimi daha 1993'lerde anlamış ama yargı bunu fark etmemiş, bir tek bilimsel araştırmaya referans yapmamıştır!Tarhan Erdem'in, Prof. Yeşim Arat'ın, Prof. Elizabeth Özdalga'nın araştırmaları da türbanla modernleşme dinamikleri arasındaki bağı ortaya koyar.Bizde Nilüfer Göle, dünyada S. N. Eisenstadt gibi sosyologlar, çağımızda "tek tip" değil, "çoklu modernlikler" (multiple modernities) oluştuğunu, bunun da "melez yaşantılar"a yol açtığını anlatır!Ama "Altı kaval, üstü şişane" diye, veya "Ninelerinize benzemiyorsunuz" diye aşağılarız!Batılılaşmış bir aile de gencecik kızlarının "erkeklerle el ele, kol kola" gezip tozmasını istemez. Modernleşmenin iyi ve sorunlu yönleri vardır; o başka mesele...Sorun "modernleşme"yi gardropta aramaktır!Modernleşmenin dinamiklerini yeterince incelemediğimiz için, imkânlarından yararlanmada, sorunlarını çözmede istikrarlı bir vizyon oluşturamıyoruz, yasaklarla enerji kaybediyoruz, lüzumsuz kavgalar yapıyoruz!1) Milliyet, 27 Mayıs 2003.2) Cilt 2, sf. 619-622. t.akyol@milliyet.com.tr Bilimin dili