Haberin Devamı

Üniversite gençliği hakkında da bir genelleme yapılamaz.Bunu niye yazıyorum? Önceki akşam İzmirdeki beş üniversiteden bin kadar genç hakkındaki gözlemlerimin "bütün üniversite gençliğini" yansıtmadığını belirtmek için...Hatta orada bin kadar gencin hepsini kapsayan bir genelleme de yapılamaz.Ben o gençler arasında gözlemlediğim "ideolojik" ve "slogancı" bir kesimden bahsedeceğim.* * *İZMİRE Milliyet gazetesinin Kariyerim toplantısı için gittik. Arkadaşımız Abbas Güçlünün Kanal Dde yayımlanan "Genç Bakış" programında da gençler, Milliyet yazarlarına sorular sordu.Aykırı sorular da sorsalar, medeni, meraklı, gerçekten öğrenmek isteyen pırıl pırıl gençleri tebrik ediyorum.Bunun yanında, gençlikte radikal, kestirmeci eğilimlerin olmasını normal sayıyorum. Hatta karmaşık olaylar karşısında ak-kara basitleştirmelerinin ve buna dayalı sloganların o yaşlardaki cazibesini de anlarım.Ama coşkuyla konuştuğu konuları hiç araştırmamış olmak!.. İşte üniversite öğrencisine yakışmayan budur.Bu tür sorulardan biri:- İsrail, Araplardan toprak satın alarak kuruldu. Ülke topraklarının yabancılara satılabilmesini nasıl içinize sindiriyorsunuz?!Böyle çeşitli sorular... Ateşli itirazlar... Emperyalizm, sömürücü yabancı sermaye falan...Hatta şöyle bir soru:- Üniversitemizin falanca laboratuvarında emperyalizm Irakta insanları öldürsün diye deneyler yapılıyor! Rektör hesap versin! Niye susuyor?!* * *UFAK bir anket olsun diye sordum:- İsrailin nasıl kurulduğu hakkında bir araştırma okudunuz mu?Çıt yok!İsrailin nasıl kurulduğunu okumak şart da değil. Ama "emperyalizmin Filistinde toprak satın alma oyunu" şimdi de Türkiyede oynanıyor diye bir şüpheniz varsa... Okumanız, İsrailin kurulması gibi fevkalade karmaşık ve çok yönlü hadiseler zincirini ve bunda "toprak satın alma"nın rolünü araştırmanız gerekmez mi?Bizde yabancılara taşınmaz mal satışına imkân veren düzenlemeyi, bunun şartlarını, kısıtlamalarını, devletin alabileceği tedbirlerin olup olmadığını da araştırmanız gerekmez mi?"Toprak satışı" gibi iki kelime, böyle muazzam ve dehşet verici bir sonuca varmaya yeter mi?Ciddi bir araştırma belki de bu soruya hak verdirecektir. Ama araştırmadan hüküm vermek?!Sağcı solcu, şucu bucu ne fark eder? Kuranın bilimi öven ayetlerini, Atatürkün bilimci sözlerini veya bilimsel sosyalizmin sloganlarını milyon defa tekrarlasak ne fark eder? "Araştırma duygusu, metodik düşünce, analitik zihniyet" gibi modern bilimi kurmuş ve Batıyı bugünkü kudretine ulaştırmış "düşünme metotları"nı özümseyemezsek, ne fark eder?!Karmaşık olayları "ak-kara" veya "dost-düşman" basitliğine indirgemek, politik katılık ve miyopluktan başka bir şey doğurmaz.Eğitim sistemimiz artık "gri" renginin değerini, yani çağdaş "belirsizlik mantığının" yaratıcılığını öğretmesi gerekiyor. Bu yöndeki reform çabalarının bir an önce hayata geçmesine ekmek su gibi muhtacız. t.akyol@milliyet.com.tr GENELLEMELER daima tehlikelidir. Hele de metotlu düşünmeyi bilmeyince, tesadüfi birkaç örnekten bir dünya çıkarabilirsiniz!