Galatasaray için büyük ümitlerle başlayan sezon adeta kâbusa döndü. Ligde bir türlü istediği ritmi tutturamayan sarı- kırmızılılar, Şampiyonlar Ligi’nde de başarılı olamadılar. Real Madrid karşısında oynanan kötü futbol ve alınan ağır mağlubiyet, Galatasaray’a çok büyük bir darbe vurdu. Gaziantep deplasmanından alınan galibiyetle bir anlamda yara saran sarı- kırmızılılar, bu sefer de art arda gelen sakatlıklarla sarsıldılar. Dün gece Medipol Başakşehir karşısındaki mağlubiyetle bir darbe daha alan Galatasaray, iç sahadaki 41 maçlık yenilmezlik serisini de sona erdirmiş oldu.
Fatih Terim’in Medipol Başakşehir karşısındaki kadro tercihinde eksik futbolcular etkili oldu. Ancak Terim, Gaziantep maçındaki 3-5-2 dizilişinden vazgeçmedi. Gelgelelim benim açımdan daha çok dikkat çeken, eksik Galatasaray karşısında Okan Buruk’un savunma ağırlıklı bir orta sahayı tercih etmesi oldu. Medipol Başakşehir’in 60. dakikaya kadar vasatı aşamamasının temel nedeni de bu tercihti. 60. dakikada sakatlanan Mahmut’un yerine Gulbrandsen’in oyuna girmesi Başakşehir’e hücumda ivme kazandırdı. Nitekim genç Berkay Özcan hamlesinden kısa bir süre sonra konuk takıma golü getiren isim de Gulbrandsen oldu.
Öncelikle, büyük önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ebediyete intikal edişinin 81. yılında sevgi, saygı, minnet ve şükranla anıyorum. Sadece Türk değil Dünya tarihini de değiştiren eşsiz lider Atatürk’ün ilke ve inkılapları, her zaman yolumuzu aydınlatmaya devam edecektir.
Hafta içerisinde Şampiyonlar Ligi’nde Real Madrid karşısında ağır bir mağlubiyet alan Galatasaray için Gaziantep Futbol Kulübü karşılaşmasından alınan galibiyet bir teselli oldu. Bu üç puanla birlikte özellikle ilk yarıda ortaya konan futbol da sarı- kırmızılı taraftarlar için bir umut oluşturdu.
Elbette bu futbolda Fatih Terim’in oyuncu tercihleri de etkili oldu. Gaziantep karşısında üç stoperli bir oyun anlayışını tercih eden tecrübeli teknik direktör, Ahmet Çalık, Emre Taşdemir, Ömer Bayram ve Adem Büyük’ü ilk on birde sahaya sürdü. Esasen sonucunu da aldı. Ahmet Çalık, Emre Taşdemir ve Ömer Bayram çok güzel bir futbol ortaya koydular ve sahanın en iyileri olarak geceye isimlerini kazıdılar. Ayrıca, sarı- kırmızılı taraftarlarda gelecek adına alevlenen umudun fitilini de ateşleyen bu oyuncular oldular.
Galatasaray’ın kadrosu çok önemli futbolculardan oluşuyor. Ama bu futbolcular şimdiye kadar sahada
Geçen hafta deplasmanda Kayserispor’a yenilerek liderlik şansını tepen Fenerbahçe, bu haftanın açılış maçında evinde Kasımpaşa’yı mağlup ederek maç fazlasıyla liderlik koltuğuna oturdu.
Maça hızlı başlayan sarı- lacivertliler, rakip sahada yaptıkları presle Kasımpaşa üzerinde büyük bir baskı kurdular. Bu baskı sonucu kazanılan penaltıyla 1-0 öne geçen Fenerbahçe karşısında ilk 12 dakika ileriye dahi çıkamayan Kasımpaşa, bu dakikadan sonra yavaş yavaş oyunda dengeyi kurdu ve bir kişi eksik oynadığı bölümde dahi oyuna ortak olmayı başardı.
Bu anlamda Fenerbahçe’nin maç boyunca en büyük problemi, üçüncü bölgede verimli kullanılamayan toplar oldu. Gerçekten de üçüncü bölgeye kolay gelen sarı- lacivertli futbolcular, o bölgede topları verimli kullanamadılar ve atak sonlandırmada sıkıntı yaşadılar. Bu nedenle de Kasımpaşa’nın bir kişi eksik oynadığı bölümde farkı açamadılar. Hatta konuk takım, bir kişi eksik oynadığı bu bölümde skoru 2-2’ye getirmeyi de başardı. Ama savunmadaki kademe hataları kısa bir süre yeniden mağlup duruma düşmelerine neden oldu.
Fenerbahçe’nin de on kişi kaldığı bölümden sonra ise kalite farkı ve Kasımpaşa’nın uzun süre on kişi oynamasının verdiği
Kayserispor- Fenerbahçe karşılaşmasının sonucu, 10. hafta itibariyle iki takımın da hikayesini önemli şekilde etkiledi. Kayserispor, ligdeki ilk galibiyetini alarak tehlikeli bölgeden çıkmak adına umutlandı. Fenerbahçe ise bu mağlubiyetle liderlik şansını kaybetti.
Esasen karşılaşmaya iyi başlayan taraf Fenerbahçe’ydi. Maçın başında pas oyununu çok iyi oynayan sarı- lacivertiler, ilk yarının ortalarından itibaren de hücum zenginliği yaratmayı başardılar. Fenerbahçe bu devrede öne geçebileceği gibi iki, üç fark da yapabilirdi. Keza sarı- lacivertliler, ikinci yarıda da net fırsatlar yakaladılar. Ancak gerek son vuruşlardaki beceriksizlikler gerek direkler gerekse de Kayserispor kalecisi Lung, bunların gole dönüşmelerine izin vermedi.
Fenerbahçe, maçın geneline baktığımızda belki çok çok kötü bir futbol oynamadı. Ama sarı- lacivertlilerin futbollarında bir takım sıkıntılar da vardı. Öncelikle kanatlardaki Rodrigues ve Moses, santrafor Vedat Muriqi’yi besleyecek ve destekleyecek bir oyun oynayamadılar. Oysa Denizlispor maçı, Vedat Muruqi’nin olduğu bir oyunda hava toplarının önemini göstermişti. Gelgelelim Rodrigues de Moses da Vedat Muriqi’yi ne havadan ne de yerden
Fatih Terim, Beşiktaş derbisinden farklı bir on bir çıkarttı Çaykur Rizespor karşısına. Esasen tecrübeli teknik direktör, bu sinyali Beşiktaş karşılaşmasının ardından yaptığı açıklamada vermişti. Bu nedenle Çaykur Rizespor karşısındaki on bir tercihini, Şampiyonlar Ligi’ndeki Real Madrid maçı nedeniyle bir rotasyon olarak yorumlamak tam anlamıyla doğru olmayacaktır. Nitekim Fatih Terim’in Rize karşısındaki kadro tercihinde rotasyon olarak bir tek Nzonzi’yi nitelendirebileceğimizi düşünüyorum. Onun dışındaki isimlerinse kulübe cezasına çarptırıldıklarını söylemek sanırım yanlış olmayacaktır.
İşte farklı bir kadroyla sahaya çıkan bu Galatasaray, Çaykur Rizespor’u 2-0 yenerek bir anlamda yara sarmış oldu. Lakin sarı- kırmızılıların, özellikle ilk yarıdaki futbolları hiç tatmin edici değildi. Galatasaray’ın en büyük şansı, Çaykur Rizesporlu Talbi’nin 15.dakikada kendi kalesine attığı gol oldu. Rizesporlu futbolcular bu golden sonra konsantrasyonlarını kaybettiler ve oyundan düştüler. Bunun bir sonucu olarak da ilk golden çok kısa bir süre sonra penaltı ve ikinci gol geldi.
Çaykur Rizesporlu oyuncular, ancak 23. dakikadan sonra kendilerine gelip rakip yarı sahada yeniden
Ligde ve Avrupa’da sıkıntılı günler geçiren Beşiktaş, Galatasaray derbisini kazanarak rahat bir nefes aldı.
Karşılaşmanın ilk yarısı hareketli ve tempoluymuş gibi gözükse de vasat bir futbola sahne oldu. Devrenin başında daha fazla öne çıkan taraf ev sahibi Beşiktaş’tı. Galatasaray ise ancak 23. dakikadan sonra kendisini hissettirmeye başladı. Nitekim sarı- kırmızılılarda o dakikaya kadar sadece sol kanat çalıştı. Bu nedenle de öne çıkan isim Babel oldu. 23. dakikadan sonra Galatasaray’ın oyununu sahaya daha fazla yayabilmesiyle diğer futbolcuları da görmüş olduk! Ancak yukarıda da belirttiğim gibi futbol vasatı aşamadı.
İkinci yarı ise bambaşka bir oyuna sahne oldu. Beşiktaş bu devrede takım halinde kazanmayı daha çok isteyen ve daha çok mücadele eden taraftı. Siyah- beyazlılar bunun neticesinde de haklı bir galibiyet aldılar.
İkinci yarıdaki futboluyla zafere uçan Kara Kartal’da, bu devredeki futbollarından dolayı tüm oyuncuları tebrik etmek gerekiyor. Ancak golü atan Umut Nayir’e ayrıca değinmek gerekir. Burak Yılmaz’ın yokluğunda sorumluluk almak kolay bir iş değil. Umut Nayir, gerek oynadığı futbol gerekse de attığı golle bu maçta tercihini kendisinden yana kullanan
Süper Lig’de sıkıntılı günler geçiren Beşiktaş, UEFA Avrupa Ligi’nde de darbe almaya devam ediyor.
Siyah- beyazlılar, sakat futbolcuların çokluğundan dolayı rotasyonlu bir kadroyla çıktılar Braga karşısına. Buna rağmen Beşiktaşlı futbolcular, maçın başında biri Boyd’un direkten dönen topu olmak üzere iki pozisyon yakaladılar. Ancak oyun olarak rakipleri karşısında net bir üstünlük kuramadılar. Nitekim kalelerinde pozisyonlar da verdiler. Oğuzhan’ın hatalı pası, oyun planını kendi sahasından hızlı çıkışlarla gol bulma üzerine kuran Braga’nın amacına ulaşmasını sağladı. Bu gol, Beşiktaş’ın moral olarak da çökmesine neden oldu.
İkinci yarıya da iyi başlayamayan siyah- beyazlılarda Abdullah Avcı, 67’deki Necip Uysal- Umut Nayir değişikliğiyle saha içi kurgusunda da değişikliğe gitti. Esasen bu kurgusal değişim, Beşiktaş’ın oyununa bir ivme kazandırdı ve siyah- beyazlılar Umut Nayir ile beraberliği yakaladılar.
Ancak bundan iki dakika sonra Adem Ljajic’in kaçırdığı penaltı tam bir kırılma noktası oldu. Beşiktaşlı futbolcular kaçan bu penaltıdan sonra yaşadıkları mental çöküntü nedeniyle oyun olarak da gerilerlerken, Braga teknik direktörü aynı andan yaptığı iki değişiklikle bu
Denizlispor – Fenerbahçe maçının ilk yarısı oldukça vasat bir mücadeleye sahne oldu. Rakip kaleye ilk şutunu 29. dakikada çekebilen Denizlispor karşısında Fenerbahçe’nin en büyük sorunu yaratıcılık yoksunluğuydu. Tolga Ciğerci ile gelen gol ise bu anlamda tam bir ders niteliğindeydi.
Eğer Vedat Muriqi gibi uzun ve hava toplarında etkili bir oyuncunuz varsa, kanatları efektif kullanarak onu etkili bir silaha dönüştürebilirsiniz. Nitekim Isla’nın ilk etkili çıkışı sonrasında yaptığı güzel ortaya Vedat Muriqi’nin direkte patlayan kafa vuruşu ortalığı karıştırdı ve dönen topu Tolga Ciğerci ağlara bıraktı. Kısacası Vedat Muriqi’li Fenerbahçe, özellikle Denizlispor maçındaki gibi pozisyon sıkıntısı yaşadığı karşılaşmalarda, kanat varyasyonlarını daha çok denemeli.
Maçın genel hikayesini ise Emre Belözoğlu üzerinden yazmak gerekir. 39 yaşında ve kırık bir kaburgayla görevini en iyi şekilde yerine getiren Emre, ikinci yarıda da kaptığı topla takımının ikinci golü bulmasını sağladı. Ardından da yerini Deniz Türüç’e bıraktı. İşte o andan sonra Fenerbahçe’nin bütün düzeni alt üst oldu.
Fenerbahçe’nin oyun aklı, sahadaki beyni olan Emre Belözoğlu’nun oyundan çıkmasından sonra