Üzülerek belirtmeliyim ki, Fenerbahçe’nin şu andaki durumunu en iyi anlatan başlık bu. Fenerbahçeli futbolcuların durumu kabullenmiş görüntüleri de bize bunu gösteriyor. Esasen en kötüsü de bu!
Gerçekten de bir alt ligdeki Ümraniyespor karşısındaki Fenerbahçe, maçın neredeyse hiçbir bölümünde ruh, istek ve hırs ortaya koyamadı. Sarı- lacivertliler, oyunda net bir üstünlük kuramadılar. Hatta Fenerbahçeli futbolcular, sanki ilk maçı kaybeden ve karşılaşmadan iki farklı galip ayrılması gereken kendileri değilmiş gibi bir görüntüdeydiler.
Büyük umutlarla getirilen Ersun Yanal da kötü performans sergilemeye devam ediyor. Kazanmak zorunda olmasına rağmen, kırmızı kart gören Skrtel’in yerine yine bir stoper olan Sadık’ı sahaya sürmesi ve on dakika sonra Şener’i çıkartması bunun en güzel örneği. Kaybedecek bir şeyi olmayan ve kazanması gereken Ersun Yanal’ın, Skrtel’in atılmasından hemen sonra Soldado’yu oyuna alıp, geride üçlü defansla devam etmesi bence daha doğru olurdu.
Bu arada Ümraniyespor karşısındaki mağlubiyeti ve elenmeyi kırmızı karta bağlamak da doğru olmaz. İkinci yarıda, maçın on bire on bir oynandığı bölümde Volkan Demirel’in kurtarışlarının Fenerbahçe’yi oyunda
Ligin ilk yarısında taraftarlarına hüsran yaşatan ve ilk devreyi 17.sırada yer alarak düşme hattında kapatan Fenerbahçe, ikinci yarıya da kötü başladı. Açık konuşmak gerekirse, Bursaspor maçı Fenerbahçe açısından fizik, kalite ve mental eksikliğin dakika dakika kendisini gösterdiği bir karşılaşma oldu.
Maç tempolu bir şekilde başladı. İlk dakikalarda öne çıkan taraf daha çok Bursaspor’du. Ama yeşil- beyazlılar, Aytaç Kara’nın pozisyonu dışında net bir pozisyona giremediler. Çünkü hızlı oynamak adına aceleci ve telaşlı oynadılar ve bunun da etkisiyle atakları sonlandırmayı başaramadılar.
Fenerbahçe ise önce Bursaspor’un temposuna karşılık verdi, ardından da Soldado’nun güzel golü ile öne geçti. Her ne kadar ilk yarıda topa daha çok sahip olan Bursaspor olsa da, sarı- lacivertliler de fena bir ilk yarı geçirmediler. Fenerbahçe’nin ilk yarıdaki en büyük eksikliği topa fazla sahip olamama ve pas yüzdesinin düşüklüğüydü.
Samet Aybaba’nın ikinci yarının başında yaptığı iki değişiklik, maçın seyrini tamamen değiştirdi. Latovlevici’nin yerine oyuna giren Lima sağ kanada, Saivet’in yerine dahil olan Yusuf Erdoğan ise sol kanada geçti. Tunay Torun da santrafor arkasında yer aldı.
Spor Toto Süper Lig’in ikinci yarısının başlangıç maçı olan Akhisarspor - Beşiktaş karşılaşması oldukça güzel bir mücadeleye sahne oldu. Gelgelelim Akhisarspor’un maç kadrosunda 13 yabancı futbolcu bulundurarak kural ihlali yapması, bu güzel karşılaşmanın önüne geçti. Beşiktaş, bu kural ihlalinden dolayı belki de 3- 0 hükmen galip sayılacak.
Oysa gerçekten güzel bir karşılaşma oldu ve konuşulması gereken futboldu. Öncelikle maç çok hızlı başladı ve 13 dakika boyunca yoğun bir tempoda oynandı. Ancak, sahaya daha iyi yayılan, pas oyununu iyi oynayan ve tehlikeler yaratan Akhisarspor’du. Bununla birlikte Dorukhan’ın güzel vuruşuyla golü bulan Beşiktaş oldu. Bundan sonra da maç daha farklı bir hal aldı. Beşiktaş’ın ikinci yarıya golle başlaması ise maçın gidişatını tamamen değiştirdi. Siyah- beyazlılar, ikinci yarıda 2-0’ın da etkisiyle çok daha efektif bir oyun ortaya koydular. Bu oyun, üçüncü golü getirdi. Akhisar’ın tek sayısı ise sonucu değiştirmeye yetmedi.
Dorukhan’a ayrı bir paragraf açmak gerekiyor. Genç futbolcu, Beşiktaş’ın yükselen değeri olma yolunda hızla ilerliyor. Akhisarspor karşılaşmasında attığı gol kadar güzel futboluyla da beğeni topladı. Attığı golde ise
Taraftarların umutla bekledikleri santrafor transfer(ler)ini hala gerçekleştiremeyen Galatasaray, santraforsuz olarak çıktığı Ankaragücü karşılaşmasında rakibine gol yağdırdı. Tabii Sinan Gümüş’e haksızlık etmemek gerekiyor. Çünkü Ankaragücü karşısında santrafor olarak o görev yaptı ve de iki gol attı. Ancak Sinan’ın santrafor orijinli bir oyuncu olmadığı unutulmamalı. Ayrıca Ankaragücü maçının ölçü olarak alınmaması gerektiği de gözlerden kaçmamalı.
Ankaragücü zor günler geçiriyor. Kulübün içinde bulunduğu sıkıntılı durum futbolculara, dolayısıyla da sahaya yansıdı. Kısacası Ankaragücü, Galatasaray’a rakip olamadı. Sarı- lacivertliler sahada hiçbir varlık gösteremediler. Ancak bu durum Galatasaray’ın farklı galibiyetini gölgelemez. Çünkü sarı- kırmızılıların aldıkları bu farklı galibiyetin tek nedeni Ankaragücü’nün olumsuz durumu değildi. Galatasaraylı futbolcular maçın başından sonuna kadar büyük bir iştah ve hevesle oynadılar. Hatta öyle ki, maçın başında gelen golle karşılaşmaya adeta 1-0 önde başladılar. Goller geldikçe daha da iştahlanan sarı- kırmızılı futbolcular hak ettikleri farklı bir galibiyet aldılar.
Sinan Gümüş, attığı iki golle görevini iyi bir şekilde
Dün, yani 16 Ocak Çarşamba günü, İzmir ve Türk futbolunun köklü kulüplerinden Altay’ın 105. kuruluş yıldönümüydü.
Gerçekten de Altay, sadece İzmir’in değil, Türk futbolunun önemli kulüplerinden birisidir. Siyah- beyazlıların kuruluşları 1914 yılının karanlık günlerine dayanmaktadır. Celal Bayar’ın da kuruluşuna katkı sağladığı Altay’ın kurucuları arasında Mustafa Necati, Vasıf Çınar, Şükrü Saraçoğlu, Baha Esat Tekand, Talat Erboy, Esat Çınar ve Adnan Menderes’in eniştesi Nejat Evliyazade gibi önemli kişiler yer almıştır.
Altay, Birinci Dünya Savaşı yıllarında, karşılaştığı Rum ve Ermeni takımlarını mağlup ederek İzmirlilere haklı bir gurur yaşatmıştır. Altay’ın 1918`de İtalyan Garibaldi takımını 10 - 0 yenmesi üzerine İzmir’deki İtalyan konsolosu, Garibaldi kulübünü kapatmıştır.
Anadolu’nun işgali başladığında da milli direnişin meşalesi haline gelmiştir İzmir’in siyah- beyazlı kulübü. İzmir’in işgalinden bir gün önce Bahri Baba Parkında yapılan ünlü miting Altaylıların önderliğinde gerçekleşmiştir. Bu mitingde bulunan Hasan Tahsin, ertesi gün Yunanlılara ilk kurşunu sıkan kişi olmuştur.
Ardından yaşanan sıkıntı dolu yıllarda özellikle Vasıf Bey ile Necati Bey
Galatasaraylı taraftarlar, Ocak ayındaki transfer dönemine büyük bir heyecanla başladılar. En büyük beklenti de santrafor transferiydi.
Lakin sarı- kırmızılılar transfer dönemine oyuncu alarak değil, oyuncu göndererek girdiler. Serdar Aziz ve Eren Derdiyok’tan kendilerine kulüp bulmaları istenirken, Rodrigues de Arabistan’ın yolunu tuttu.
Rodrigues transferi Galatasaray açısından olumlu değerlendirilmeli. Rodrigues bu sezon tam anlamıyla randıman veremedi. Öte yandan Rodrigues’in transferinden gelecek para da, sarı- kırmızılıların yeni transferler için elini rahatlatacaktır.
Bu arada Belhanda’nın da yakın bir zamanda Al Ittihad ile anlaşması sürpriz olmayacak gibi gözüküyor.
Gelgelelim sarı- kırmızılılarda gelen oyuncu trafiği, giden oyuncularınki kadar hareketli değil. Şimdiye kadar sadece bir stoper ve sol bek transferi yapılabildi ki, bu futbolcular da şu an için tam bir muamma. Özellikle yeni stoper Marcao’dan beklenilen performans elde edilemezse, Serdar Aziz olayı sürekli gündeme gelecektir.
Galatasaraylı taraftarların en büyük beklentisi olan santrafor transferi ise şu an için henüz sonuçlanmadı. Bu da, sarı- kırmızılı taraftarların derin derin düşünmelerine
Fenerbahçe, belki de geçen haftaki Erzurumspor maçının ikinci yarısında yaşananların etkisiyle Antalyaspor karşılaşmasına kontrollü başladı. Ancak sarı- lacivertliler, eksik futbolcularından dolayı takım kurmakta zorlanan ve 18.dakikada Chico’yu da kaybeden rakipleri karşısında özellikle ilk yarıda hiçbir varlık gösteremediler. İkinci yarıda Mehmet Ekici’nin biraz hareketlenmesiyle yaşanan kıpırdanma da sonucu değiştirmeye yetmedi.
Fenerbahçe ilk yarıda, takım halinde topun arkasına geçen ve alan bırakmayan Antalyaspor’u açamadı. Doğrusu, açmak için bir çaba da göstermedi. Maçın başında Salih’in hatası sonucunda topla buluşan Soldado’nun kaleciden dönen şutu dışında hiçbir etkinlik ortaya koyamadı sarı- lacivertliler. Örneğin, koca devre boyunca bekler bir kenar ortası dahi yapamadılar. Oysa rakibi açmanın en temel yolu oyunu kenarlara yaymaktır. Fakat Fenerbahçeli futbolcular bu konuda hiçbir çaba göstermedikleri gibi, sıkışan oyunu açmanın diğer bir yolu olan şutu bile denemediler ya da deneyemediler!
İkinci yarıda Mehmet Ekici’nin biraz hareketlenmesiyle bazı şeyler değişti. Mehmet Ekici şut çekti, serbest vuruştan gol denedi, oyunu kenara yaydı, … Yani ilk yarıda yapılamayanları
Ligin ilk yarısını en az hasarla atlatmayı düşünen Galatasaray için, devrenin son maçı olan Demir Grup Sivasspor karşılaşmasından alınacak üç puan çok önemliydi. Nitekim ecel terleri dökülen ilk yarının ardından gelen 4-2’lik galibiyet, sarı- kırmızılı camiaya ligin ikinci yarısı için umut verdi.
Umut veren başka bir olay da, özellikle ikinci yarıda oynanan futboldu. Gerçekten de Galatasaray, uzun bir süre sonra neredeyse tam kadro olarak sahaya çıkmasına rağmen ilk yarıda sıkıntılar yaşadı. Diri Sivasspor karşısında orta sahada oyun kuramayan sarı- kırmızılılar, defansta da önemli hatalar yaptılar. Bunun sonucu olarak da kalelerinde iki gol gördüler. Sivasspor’un ilk golünde çıkarken topu kaptıran Ndiaye göze batsa da, gerek bu golde gerekse de Sivasspor’un ikinci golünde Galatasaray defansının çok ciddi bir yerleşim hatası söz konusuydu. Üstelik Galatasaraylı futbolcular, bu gollerin dışında da top kayıpları ve pozisyon hataları yaptılar. Sivasspor’un yıldızı Robinho, ilk yarıda neredeyse her topu aldı ve aldığı her topa vurmayı başardı. Bunlardan ikisi de gol oldu. Diğer taraftan Douglas da, çok etkili bir oyun ortaya koydu.
Galatasaray’ın ilk yarıdaki şansı, yediği