2. tur maçında Slovakya’yı 3-0 mağlup eden Almanya, rahat bir şekilde çeyrek finale yükseldi.
Esasen Almanlar maça fırtına gibi başladılar ve henüz 8.dakikada sakatlıktan yeni çıkmasına rağmen oynamak isteyen Boateng’in güzel golüyle 1-0 öne geçtiler.
Fakat bu gol de Alman fırtınasını dindirmedi. Mesut Özil’le bir de penaltıdan yararlanamayan Panzerler, iki gol daha bularak maçı 3-0 kazanmayı bildiler.
Elbette bizim açımızdan daha önemli olan, bir önceki gece Quaresma’nın attığı golle Portekiz’i çeyrek finale taşımasından sonra bir diğer Beşiktaşlı Mario Gomez’in de Slovakya ağlarını havalandırmasıydı.
Euro 2016’da, futbol hayatını Türkiye’de sürdüren oldukça fazla futbolcu var. Fakat bu futbolcuların performanslarında bir ilginçlik söz konusu. Quaresma ve Mario Gomez, ülkemizdeki başarılı futbollarını milli takımlarında da istikrarlı bir şekilde sürdürüyorlar. Lakin diğer pek çok futbolcunun Türkiye ligindeki performanslarının çok üzerinde olduklarını görüyoruz. Bu durumda da insan ister istemez ‘’ acaba bu isimler ligimizi küçümsüyor ve Türkiye’de kendilerini çok kasmıyorlar mı ?‘’ sorusunu düşünmeden edemiyor!
Bu tartışma Türkiye’de Euro 2016 sonrasında ve hatta
Euro 2016’da ikinci tur maçları bugün başlıyor. Bildiğiniz gibi biz maalesef 2.turda yer alamıyoruz.
Aslında her ne kadar işimiz son maça kalsa da, işin bu şekilde sonuçlanacağı ilk maçta, hatta hazırlık maçlarında belliydi. Hazırlık maçları sonunda belki Euro 2016’ da bazı şeyler değişir diye umduk. Gelgelelim, grup maçlarında daha kötü bir milli takım izledik.
Türk Milli Takımı’nın bu başarısızlığının nedenlerini daha önce defalarca yazdım. O nedenle papağan gibi aynı şeyleri tekrarlayıp sizleri sıkmak istemiyorum.
Lakin, sizlerin de bildiği gibi aklı başında herkes Fatih Terim’i uyardı. Fakat teknik direktörümüz, hatta futbol direktörümüz olan Fatih Terim hiç kimseyi dinlemedi ve bildiğini okudu. Ta ki, son maça kadar. Çek Cumhuriyeti maçında yapılan bir iki değişiklik takımın şeklini değiştirdi. Fakat İrlanda’nın İtalya’yı yenmesi hevesimizi kursağımızda bıraktı.
Skorer’de büyük duayen Şansal Büyüka’nın yazısını okumuşsunuzdur. Milli takımın başarılı olması için her şey yapıldı. TFF, Fatih Terim’in bir dediğini iki etmedi. Almanya şampiyonluk primini üç yüz bin Euro olarak belirlemişken TFF’nin sadece gruptan çıkma primini beş yüz bin Euro olarak belirlediğini ve bu
Fatih Terim’in formayı gönül bağı olduğu futbolculara değil, hak edene vermesi gerektiğini defalarca yazdık. Fatih Terim, nihayet İsmail Köybaşı, Volkan Şen ve Emre Mor’a ilk on birde yer verdi ve Arda’yı da farklı bir pozisyonda oynattı.
Bu doğru hamlelere takımın coşkusu da eklenince galibiyet kaçınılmaz oldu. İşte şimdi insan ister istemez sormadan edemiyor: ‘’ Ey Fatih Terim, daha önce aklın neredeydi? ‘’
Gerçekten de doğru kadroyla maça başlayan millilerimiz coşkulu bir futbolla oyunu daha maçın başında rakip kaleye yıktılar ve bunun sonucunda da henüz 10. dakikada 1-0 öne geçmeyi başardılar. Emre Mor’un bu goldeki performansı neden bu futbolcunun ilk on birde oynaması gerektiğini de gözler önüne seriyordu.
30.dakikadan sonra Çekler’in baskısına uğrasak da bunları savuşturmayı bildik. İkinci yarıda Ozan Tufan’la bulduğumuz ikinci gol ümidimizin sürmesini sağladı.
İsmail Köybaşı, Volkan Şen ve Emre Mor gibi formda futbolcular bu takımda daima ilk on birde olmalıydılar. Eğer diğer maçlara da bu şekilde çıksaydık iddia ediyorum o kötü sonuçları almazdık. Fakat maalesef futbolun gerçekleri teknik direktörümüzün egolarına yenik düştü.
Fatih Terim, Çek Cumhuriyeti
Bir kurumun yöneticisi o kurumdaki çalışanlardan en fazla verimi almak ister. O nedenle de onları en verimli olacakları pozisyonlarda çalıştırır. Normal şartlarda bir teknik direktör de futbolcularından en fazla verimi almak ister ve bu nedenle de oyuncularını en başarılı olabilecekleri mevkilerde oynatmaya özen gösterir.
Fakat nedense Fatih Terim bu şekilde davranmıyor. Elbette herkes bunun nedenini çok iyi biliyor. Maalesef hocamız çok yüksek bir egoya sahip ve bu nedenle yanlışta ısrar ediyor. Bunun faturasını ise Türk Milli Takımı ve Türkiye ödüyor.
Hırvatistan maçından sonraki yazımda da belirttim. Stoperler devşirme, Caner, Arda ve Burak Yılmaz’ın ciddi maç eksikleri var. Yani Euro 2016 için seçilen kadro da, ilk on birde sahaya sürülen kadro da yanlış.
İspanya’dan yediğimiz ilk iki golde de Mehmet Topal’ın çok ciddi hatası var. Çünkü Mehmet Topal bir stoper değil. Mehmet Topal, yıllardır ön libero oynuyor. Yani arkasında iki stoperle oynamaya alışmış. O nedenle toplara ve rakibe müdahalesi daha farklı. Oysa şimdi arkasında sadece kaleci var. Türkiye’nin en başarılı ön liberosunu stoperde oynatıp hem ona hem de takıma zarar vermeye ne gerek var?
Hakan Balta da
Fransa- Romanya maçıyla açılan Avrupa Futbol Şampiyonası, ikinci gününde dev bir maça sahne oldu. Tamamı İngiltere’nin üstünlüğüyle geçen karşılaşmanın uzatma dakikalarında Rusya’nın bulduğu beraberlik golü maçın sürpriz bir sonuçla bitmesine neden oldu.
Oldukça genç bir jenerasyonla turnuvaya katılan İngiltere’de en dikkat çeken Rooney’in yeni pozisyonuydu. İngiliz futbolcu tecrübesiyle yeni yerinde sırıtmayıp iyi bir maç çıkarsa da, orijinal yerinde oynasaydı sanırım daha verimli olabilirdi.
Evet, maçın tamamı İngiltere’nin üstünlüğüyle geçmesine rağmen, İngilizler golü ancak 73.dakikada bir duran toptan buldular. Bunun temel nedeni son vuruşlardaki beceriksizlikti. Kanat oyuncuları çok iyi toplar getirdiler, Rooney de kimi zaman ceza sahasına güzel paslar attı ama İngiliz futbolcular bir türlü o bitirici son vuruşu yapamadılar.
Bence santraforda oynatılan Kane de çok verimli olamadı. Çünkü topla çok fazla buluşamadı. Ayrıca sürekli gol bölgesinde bulunması gereken bir futbolcunun neden bütün duran topları kullandığını da anlayamadım.
Gelgelelim Eric Dier, 73.dakikada mükemmel bir frikik golü attı. Bu gol belki de İngiltere’nin bundan sonraki frikiklerini Eric Dier’in
Türk Milli Takımı, ilk maçına yenilgiyle başlama geleneğini sürdürdü. Fakat bu sefer fark, oynanan futboldu. Milli Takımın ortaya koyduğu futbol ilerisi için hiç ümit vermedi.
Yakından takip eden okurlarım bilirler. ‘’ Ben demiştim ‘’ tarzı söylemlerde bulunmayı hiç sevmem. Lakin Euro 2016 başladığı gün Skorer’de kaleme aldığım ‘’ Euro 2016 Başlarken ‘’ başlıklı yazımda yazdığım her şey gerçekleşti.
O yazımda Cenk Tosun’un ilk on birde maça başlaması gerektiğini yazmıştım. Fatih Terim de tercihini bu yönde kullandı. Fakat Cenk Tosun bile başarılı olamadı. Çünkü onu ileride bir türlü topla buluşturamadık. Kısacası orta sahadan geriye doğru felaket bir milli takım sahadaydı.
Maça Hırvatistan çok hızlı başladı. İlk on dakika Hırvatistan’ın baskısı altında boğulduk. Fakat 10.dakikadan sonra oyuna ortak olmayı başardık. Gelgelelim kanatları kullanamadığımız gibi rakip kaleye gitmekte ve olgun atak geliştirmekte çok zorlandık. Hırvatlar ise Türkiye kalesine gelmekte hiç zorlanmadılar ve 41.dakikada Luka Modric’in gelişine vurduğu topla da 1-0 öne geçtiler.
Bu yarıda kimi zaman yaptığımız pres, ileri çıkışlarımız ve Ozan Tufan’ın kafa vuruşu ile kısmen alev gibi parladık.
Avrupa Futbol Şampiyonası bugün Fransa’da başlıyor. Millilerimiz ise ilk maçlarına 12 Haziran Pazar günü çıkacaklar.
Şampiyona öncesinde oynadığımız hazırlık maçları beni çok umutlandırmadı. En büyük sıkıntımız stoper mevkiinde gözüküyor. Serdar Aziz’in sakatlığı Fatih Terim’i zora soktu. Görünen o ki kulübedeki stoperlere rağmen Mehmet Topal stoperde oynayacak. Ancak kulübedeki isimler de çok formda değiller. Oysa Ömer Toprak rahatlıkla bu milli takımda oynayabilirdi. Lakin Fatih Terim, Gökhan Töre hazırlık kampında yer aldığı için Ömer Toprak’ı aday kadroya çağırmadı. Umarım bu tercih bizleri turnuvada stoperleri konuşmak zorunda bırakmaz.
Sol bekte Caner Erkin’in yeri garanti gibi gözüküyor. Fakat onun da ciddi anlamda maç eksiği var. Slovenya maçında rakibin bütün pozisyonlarının sol kanattan geldiğini unutmayalım. Oysa İsmail Köybaşı çok iyi bir sezon geçirdi. Bence bunun değerlendirilmesi gerekiyor.
Orta sahadaki bolluğa karşın bence sıkıntılı olduğumuz bir diğer mevki santrofor pozisyonu. Burak Yılmaz’ın hazır durumda olmadığı belli. Fakat Fatih Terim’in birinci tercihi yine de Burak Yılmaz. Oysa Cenk Tosun hazır durumda. Bana göre Türk Milli Takımı ilk on birinde
Dünkü yazımda değerli Ercan Güven’in Aziz Yıldırım ile yaptığı röportaja değinmiştim. Bugün yeniden futbola dönüyor ve o röportajın satır aralarında yer alan önemli bir konuya değinmek istiyorum.
Değerli Ercan Güven’in bu çok önemli röportajından sonra Aziz Yıldırım’a pek çok konuda katıldığımı ve aynı Ercan Güven gibi benim de bazı konulara bakışımın değiştiğini belirtmiştim. Fakat o röportajda Aziz Yıldırım kaçan şampiyonluğun faturasını sadece hakemlere kesmişti. Ben bu görüşe katılmıyorum.
Evet, hakemler Aziz Yıldırım’ın bahsettiği hataları yaptılar. Fakat kaçan şampiyonluğun ‘’tek ‘’ nedeni olarak hakemleri göstermek doğru değil. Çünkü şampiyonluğun kaçmasında en büyük faktör dışarıdan değil, içeriden geldi. O faktör Vitor Pereira idi.
Gerçekten de Portekizli çalıştırıcı geldiği günden beri sürekli kendiyle çelişen ve tutarsız bir görüntü sergiledi. Onun yanlışları takımı hem oyun hem de disiplin yönünden olumsuz etkiledi. Van Persie gibi bir yıldız daha baştan kaybedildi ve böylece takımdaki huzursuzluk daha sezon başında başladı.
Bunun dışında Vitor Pereira’nın hatalı oyuncu ve sistem tercihleri nedeniyle kaybedilen puanlar şampiyonluk yolunda Fenerbahçe’ye en