Paradan para kazanan bir arkadaşım var; hep kriz bekler. Krizde nasıl para kazanılır, defalarca anlattı ama kafam basmıyor. Hep mi uykusuz bir anıma denk geliyor, nedir? Yeterli uyumayanların beyni gün içinde aniden durabiliyormuş ya, o hesap.
Gerçi ben genellikle bilim dünyasının üzerinde anlaştığı yeterince uykunun çok üzerinde uyurum. Benim beynimin neredeyse hep durgun olmasını neye bağlayacak bilim adamları?
Belki benim gibi çok fazla uyuyanların beyni gün içinde de uyumaya devam ediyordur. Seyrek olarak da gün içinde aniden çalışmaya başlıyordur.
Geçenlerde aniden beynim çalıştı mesela, şaşırtıcıydı.

Bu yasak da kriz sayılır mı?
Aslında öyle çok da uzun boylu çalıştı denemez. Sigara içen biri olarak sigara yasağını bir tür “kriz” olarak algılamama, bu krizden para kazanılabileceğini fark etmeme yetecek kadar bir süre çalıştı...
18 Mayıs Pazar günü, Üsküdar-Beşiktaş motorunda, yasaksız son bir sigara içerken, aniden...
“Bu işte çok para var” dedim sevgilime.
“Hangi işte?” diye sordu sevgilim, normal olarak.
“Sigara yasaklarında” dedim ben.
Sigara yasaklarının değiştirdiği bir dünyada insanların en çok neye ihtiyaç duyacağını bulmamız gerek, hepsi bu.
“Sigarayı bırakmaya ihtiyaç var” dedi sevgilim.
“Hayır, hayır. Zaten herkes sigarayı bırakma, az içme vesaire üzerinden plan yapıyor. Israrla içmeye devam edenleri düşünmeliyiz biz. Beni düşün...”
O esnada sigaramın külünü sigara paketinden çıkardığım jelatine silkmekteydim.
Yere izmarit atmayan bir kimse değilim. Denize atmıyorum, kıyamıyorum. Motorun içine, motordaki kül tablalarına da atmıyorum. Çünkü onları da sonradan denize döktüklerini düşünüyorum nedense.
Benim beynim Boğaz havasına karışan sigara dumanıyla birlikte yeniden uykuya dalarken, sevgilim elimdeki jelatine bakarak gülümsedi: “Evreka!” 

Hokus pokus, kaybol pislik
Sigara içenler her ahval ve şeraitte sigarayı yakıverirler. Küllük var mı, yok mu, nereye söndüreceğim, nereye atacağım falan... Bunlar ancak sigara bitmeye yakınken akla gelir. Bu yüzden de sigara içenlerin iyi bildiği bir şeydir, izmarit endişesi... Sigara biterken, tiryakiyi bir düşüncedir alır. Ne yapacak izmariti?
Yere atacaksa bile, genellikle çaktırmadan atmaya çalışır insanlar. Sigara içmeyenlerdenseniz, içen birini biraz izleyin, eğlenirsiniz. Kol yavaşça yana sarkıtılır, sanki atmayacakmış da elinden düşüvermiş gibi izmariti yere bırakıverir bazısı.
Bazıları mazgal kollar.
Kimi de yana sarkmış koluna, hafif bir açı verip bir arabanın altına doğru fırlatıverir falan...
İzmaritin yere atılamayacağı durumlarda uygulamak üzere, neredeyse tüm sigara içenlerin başa bela izmaritlerle ilgili hal çareleri de vardır.
Sigara yanmaz bir yüzeyde söndürülür, izmarit de paketin jelatinine sarılır.
Söndürecek bir yer yoksa eğer, peçete ya da kağıt mendil birkaç kez katlanıp kalınlaştırıldıktan sonra sigara araya sokuşturulup hızla ezilir.
Paketin içinde az sigara kaldıysa, sigaralar çıkarılıp paket kül tablası olarak kullanılır.
İçinde sıvı olan tüm kağıt bardaklar, tiryakinin gözüne bardaktan ziyade küllük gibi görünür.
Bazen düz bir yüzeye, ucu yukarıya gelecek şekilde dik konur sigara, ateşinin kendi kendine geçmesi beklenir.
Sigara içmenin bünyeye verdiği bin tane zarar var zaten, bir de üstüne izmarit endişesi...

İzmarit tepelerini aş da gel
Sigara yasaklarından sonra artık sigara içenler sigara içebildikleri her yerde sigara yakıverme hususunda daha da cevval olacaklar. Kim takar izmariti?
Oysa yere izmarit atmak da yasak, cezası var...
Gerçi kapalı alanlarda sigara içmenin yasak olduğu hangi Avrupa ülkesine gittiysem, yerler izmarit doluydu.
Oralarda da kesin yasaktır yere izmarit atmak.
Yine de atılıyor işte.
Şimdi Türkiye’de de iyice abarır bu durum.
Yakındır, İstanbul’da yollarda izmarit tepelerinin üstünden atlayıp zıplayarak yürümek zorunda kalabiliriz.
Zaten sigarayı yasaklamışlar, tiryakinin canı burnunda, patlamaya yer arıyor; yere izmarit atmaya para cezasını hemen uygulamazlar herhalde.
Ama bir süre sonra Avrupa’da ve Türkiye’de de işi sıkı tutmaya başlar, yere izmarit de attırmazlar.
O zaman ne yapacağız?
İşte o zaman sevgilimin aklına gelen fikre bayılacağız.
*   *   *
Ticaret bizim işimiz değil. Müteşebbis ruhlu değiliz, ne yapalım. En azından bu fikri kamuoyuyla paylaşayım diye sevgilime rica ettim. Şöyle bi’şi:
Belki görmüşsünüzdür, küçücük, kapaklı kül tablaları var. İşte o küçük kül tablalarının şeklini şemalini biraz değiştirip malzemesini hafifletip anahtarlık yapmak.
Bir ara prezervatif kutusu-anahtarlıklar vardı hani, silindir şeklinde, metalik gri...
Bizim ilk aklımıza gelen, o tür bir şeydi.
Sevgilim anahtarlıktan sonra kül tablalı çakmağa zıpladı. Oradan da sigara kitine kadar geldi iş. Mini kül tablalı çakmağın yanına bir ya da iki tane de sigara...
Sigara yasağı İngiltere’de de birilerinin zihnini açmış belli ki, orada bunu yapmışlar bile, internette satıyorlar.
Ama henüz Avrupa’da yaygın değil.
Demedi demeyin; sigara yasaklı her ülkede yaygınlaşması an meselesi. 

Yasak mı daha caydırıcı, flört mü daha cazip?
“İtalyan erkekler çok yakışıklı” diye bir dünya efsanesi var. İtalya’ya gittiğimde, ister-istemez gözlerim arıyor -nerede bu yakışıklılar?
Bir akşam bir restoranda üç İtalyan erkek gördüm. Eh’ler yani, hiç yakışıklı İtalyan görmedim diyemem en azından.
Bu arada masadaki iki erkek, üçüncüyle “çaaak” yaptı -yakışıklı ama kıro olabilirler mi?
Ve sırtına vurarak falan, böyle bir merasim, onu uğurladılar.
Nereye?
Kapı önüne, sigara içmeye...
Nitekim biraz sonra adam sigaradan döndü. Yanında çok hoş bir kadınla birlikte, sohbet ederek...  Sonra ikisi de kendi masalarına gittiler.
Biz kalktık, olaylar nasıl gelişti bilemiyorum.
Şahit olduğum hadise ender rastlanan bir şey değil, hatta adı bile kondu, “smirting” deniyor. Sigaranın yasak olduğu kafe-bar-restoran kapılarında sigara içerken flörtleşme hali...
Türkiye’de şu anda yürürlüğe giren işyeri vesairede sigara içme yasakları sırasında sigarayı bırakan bırakır... Bir yıl sonra kafelerde falan yasaklanınca, görürsünüz, kapıda flört imkanını keşfedip sigaraya başlayan erkekler sayesinde, Türkiye’de tiryaki sayısı, yasaklardan önceki sayıyı bile sollayıp geçebilir.

manik depresif köşe

Haberin Devamı

Sigara yasağı asıl olarak sigarayı bıraktırma sektörünü hareketlendirdi tabii. Sigarayı bıraktırma merkezlerine koşan koşana. Şirketler de çalışanları için sigarayı bırakma seminerleri düzenliyor. Nikotin bantlarının satışı iki katına çıkmış. İçinde doğal nikotin bulunan patlıcanlı sigara bırakma içeceğine talep bir haftada yüzde 15 artmış. Tiryakinin nikotin krizini nakde çevirmeyi akıl eden tek kişi ben değilim.
Depresyondayım.