Tülin Şahin

Eğer yorgunsanız, bol güneş ışığı alan bir mekan seçin.

Güzelliğinize güzellik katmak için ilk defa gideceğiniz mekanın ışığını iyi seçin. Saç ve makyajınızı istediğiniz kadar iyi yapsanız da, gittiğiniz mekanın ışığı kötü ise siz de kötü görüneceksiniz demektir
Tüm dünyada kadınlar arasında yayılan bir trend var.Gidecekleri mekanları ışığına göre seçmek! Peki neden? Çünkü bir mekanın ışığı kaderimizi belirleyecek kadar önemli. Belki bir iş toplantısı, belki bir ‘date’ belki de bir arkadaş buluşması. Saç ve makyajı istediğiniz kadar iyi yapın, hatta dünyanın en iyi makyözü yapmış olsun makyajınızı, ışık kötü ise siz de kötü görüneceksiniz demek. Yapacak hiç bir şey yok.

İyi ışık, TV ve fotoğraf çekimlerinde çok önemli

Allık sürmek gerçekten bir denge işidir. Hafif ve hızlı bir hareketle doğal duracak şekilde sürmelisiniz. Allığı doğru uygulamadığınızda ‘güzel bir makyaj’ yerine ‘boyalı’ bir görüntü ortaya çıkabilir.
Allık sanki spordan yeni çıkmışsınız da yanaklarınız kızarmış gibi durmalı. İşin sırrı doğru uygulamayla allıkla bu doğallığı yakalayabilmekte. Yanaklarınıza bir çimdik atın ve orada nasıl bir renk oluşuyor ona bakın. Kimi yanaklarda pembe kimi yanaklarda ise kırmızılık oluşur. Oluşan renge göre allığınızı seçin! Çünkü bu sizin doğal renginiz demektir. Allık da doğal durmalı. Amaç yanaklarda şeritler oluşturmak değil. Hangi ten grubunda olduğunuz da çok önemli. Soğuk ten grubuna sahipseniz pembe ve gül kurusu tonlarını seçmelisiniz. Sıcak ten grubuna sahip iseniz turuncu/mercan/kiremit tonları sizde muhteşem duracaktır.

ORTA BOY FIRÇAYLA UYGULAYIN
* Krem veya likit allıkları parmak uçlarını kullanarak veya bir süngerle sürün.
* Pudra allıkları orta boy bir fırçayla sürmelisiniz asla küçük bir fırçayla değil.
* Allıkların içinde çıkan fırçaları asla kullanmayın. Kare şeklinde ve küçük oldukları için kötü sonuç verir.
* Çenenizi çok mu sivri buluyorsunuz? Toprak tonlarında bir

İşte kabusumuz! Hiç bitmeyen savaşımız! Genç- yaşlı, şişman-zayıf ayrımı yapmıyor. Tamamen yok etmek şimdilik tıbben mümkün değil.
Baharı beklediğimiz şu günlerde sizlere, selüliti en aza indirmek için önerilerde bulunacağım. Hayatınızda spor, uyku kadar vazgeçilmez olmalı. Haftanın üç-dört günü spor yaparsanız, selülitle savaşta bir adım öne geçebilirsiniz. Selüliti kendinizden uzak tutmak istiyorsanız, dengeli bir beslenme planında bol sebze ve meyve olmalı.

SU JİMNASTİĞİ İŞE YARIYOR
* Kuru cilt selülitleri daha belirgin hale getirir. Bu yüzden cildinizi bol bol nemlendirin.
* Günde sekiz bardak su içmelisiniz.
* Spor sonrası inceltici kremler kullanabilirsiniz.
* Ben haftanın üç-dört günü aqua gym (su jimnastiği) yapıyorum. Yaz ayları bu aktivite haftanın her günü olabiliyor. Ayrıca açık havada bisiklete biniyorum ve yürüyüş yapıyorum. Özellikle su jimnastiği gerçekten çok işe yarıyor. Bir saat boyunca suyun içinde jimnastik hareketleri yapılıyor.

Günlük koşuşturma içinde bir davete ya da önemli bir toplantıya giderken her zaman uzun uzun hazırlanacak vakit olmaz. Çoğu zaman fön çektirecek, manikür yaptıracak, makyaj tazeleyecek fırsat bulamayız. İşte böyle zamanlarda bu ipuçlarını hatırlayın

Saçınız formuna kavuşşun
Saçlarınız yağlandı ve basık görünüyor ama kuaföre gitmeye de hiç vakit yok. Hemen diplerine bebek pudrası dökün ve saçınızı iyice karıştırın. Pudra yağı anında emecek ve saçlarınız daha gür görünecek.

Mimik çizgileri gizleyin
Gün sonunda mimik çizgileriniz yüzünüzde makyajla birleşince kötü bir görüntü oluşturuyorsa, hemen çizgilerin üzerine güçlü bir nemlendirici sürün. Sorun anında ortadan kalkmış olacak.

Öncellikle işin hijyen kısmına dikkat etmek gerekiyor. Kozmetik alışverişine çıktığınızda yanınızda ürünleri denemek için mutlaka fırça ve sünger bulundurun. Her bir ürünü kendi fırçalarınızla deneyin. Yanınıza fırça/sünger almayı unuttuğunuz gün ise imdadınıza pamuk ve q-tips’ler (ucu pamuklu çubuklar) yetişsin.
Mağazalarda sergilenen deneme ürünlerinin temiz olup olmadığına dikkat edin. Mağazadaki fırçalarla ürünü alıp yüzünüze sürmeyin. Çünkü binlerce kez kullanılmış oldukları için bakteri barındırma oranları yüksektir. Kalem, maskara ve far gibi deneme ürünlerini sakın gözünüze sürmeyin. Çünkü göz bölgesi çok hassastır ve olmadık tepkiler verebilir. Far denemek istediğinizde üzerini hafifçe üfleyin, bu daha önceki kullanılan fırçanın bıraktığı izleri yok edecektir. Kendi fırçanızla göz kapağınıza az bir miktar sürebilirsiniz. Ama hemen bir göz makyaj temizleyicisiyle sürdüğünüz bölgeyi temizleyin. Marka yetkilisinden göz kaleminin ucunun bir kalemtraş ile açılmasını isteyin. Böylece daha önceki kullanımdan eser kalmayacaktır.

Dağınık topuz
Sam McKnight “Dağınık topuzda uyguladığımız bu stille, saçlardaki bağları gevşetiyoruz” diyor. Tasarımcı “Saç modellerinde hem yetişkin hem de çocuksu bir stil yarattıklarını söylüyor. “2010 İlkba- har/Yaz sezonunda, kıyafetlerin bitirilmemiş havası vardı” diyen McKnight bu nedenle saçların da aynı şekilde görünmesini istediğini anlatıyor.

Nasıl yapılır?
1.Yumuşak bir baz elde etmek, kıvırcıklığı kontrol etmek için şampuanın yanı sıra saç kremi de işe yarar.
2.Havlu ile kurulanmış olan saça, bir golf topundan daha fazla olmayacak şekilde saç köpüğü sürün.
3.Yuvarlak kıllı bir saç fırçası kullanarak saçı düzgünleştirecek şekilde fön makinesiyle kurutun.
4.Saçı iki kısma ayırın. Ön kısım kulağın arkasından tepeye ve oradan da doğrudan diğer kulağınızın arkasına uzanan saçınızı tokayla tutturun. Geri kalan saçı arkada tepede bir at kuyruğu olarak bir saç lastiğiyle toplayın.

BİRİNCİ GÜN
İşte Paris’teyiz. Geleli 45 dakika oldu. Hiç vakit kaybetmeden ekip olarak kendimizi sokağa attık, Eiffel Kulesi önünden merhaba. (çoook soğuk dememe gerek var mı acaba?)
Saat tam 12.30. Öğle yemeği için ekibi çok sevdiğim Fauchon’a götürmeye karar verdim. Madeleine meydanındaki Fauchon’un vitrini Chanel’in yemek versiyonu gibi. Sandviçler, pastalar, peynirler... Bu kadar mı güzel sunulabilir? Burada bir kadeh şarap eşliğinde sebzeli fusilli makarnanın ardından kahve keyfi yaptım. Epey bir yürüdükten sonra oldukça yorulduk ve akşamüstü otelimize dönmeye karar verdik. Ama Louvre Müzesi’ne uğramadan olmaz, değil mi?

İKİNCİ GÜN
Saat 12.15, Paris Hotel de Crillion’un lobisindeyiz. 15 dakika erken geldik. Kahve içmek için iyi bir fırsat diyoruz ekip olarak. Paris Haute Couture Haftası’nda Dilek Hanif 2010 İlkbahar/Yaz koleksiyonu defilesi bu otelin Marie Antoniette salonunda. Kuliste hummalı bir çalışma var. Dilek Hanif’in atölyesi olduğu gibi kulisteydi. Şundan emin olabilirsiniz ki hiçbiri uyumadı! Ama tüm bu yorgunluğa ve strese rağmen yüzlerinden gülümseme eksik olmadı. Hepsinin ellerine, yüreğine ve gönüllerine sağlık.

Saç makyaj sırası
Hemen saçımın yapılması

Biz çalışan kadınlar hep zamanla yarıştığımız için pratik olmak zorundayız. Bu durum ilginç çözümleri de beraberinde getiriyor. Yanımda makyaj çantam dışında her zaman bir ‘acil bakım’ çantası taşırım. Sizlere de tavsiyem bu çantadan iki tane yapmanız. Biri çantanızda diğeri ofisteki çekmecenizde dursun. Belki o gün kıyafetinize uygun olsun diye çanta değiştirdiniz ve acil bakım çantanızı unuttunuz. Günlük koşuşturma sırasında sık sık benim başıma geliyor, bu nedenle bir çantayı da arabama koydum.


İçinde neler var?
Göz damlası
Ağrı kesici
Seyahat boy saç speyi