Âİstanbul Devlet Opera ve Balesi'nde sular durulmuyor. Yekta Kara'nın görevden alınıp yerine Sedat Öztoprak'ın atanmasıyla baÅŸlayan tartışma (bu konuda birçok deÄŸerli kalem görüşlerini yansıtmıştı) sürüyor. Åžimdi de yıllardır kapalı giÅŸe oynayan eserlerin (Carmen, Aida, Sihirli Flüt gibi) dekorları sorun oldu. Milyarlık malzemeleri gözden çıkaran yeni yönetim, 300 milyon muhammen bedelle açık artırmaya hazırlanıyor. Sanat çevreleri bu kararı 'Eskinin izlerini tümüyle silmek' olarak yorumluyor. İşin daha da vahimi satılmasına karar verilen dekorların AKM arkasındaki açık bir yerde durması. İddiaya göre; tümü yaÄŸmur ve güneÅŸ altında korumasız biçimde! Onlarla bütünleÅŸen, yıllardır ayakta alkışlanan sanatçılar ise çaresizlik içinde...
     ÂBu hep böyle mi olur? Sanat çevrelerinin yorumu şöyle:
     Â"Belli zamanlarda bazı eserler repertuvardan kalkar. Ancak dekorlar hemen elden çıkarılmaz. İleride yeniden sahnelenebilecek ve de iyi durumda olanlar depoda saklanır. Ki; bunların hepsi kapalı giÅŸe oynamış ve geçen seneye kadar da oynamakta olan eserler. Ve opera binasının altındaki depo bunların hepsini kaldırabilecek büyüklükte. HoÅŸ devlet operasının bütçesi de iyidir. GerektiÄŸinde depo da kiralayabilir. Üstelik bunları sanatçılar yaptı, hepsi birer sanat eseri..."
     ÂAnlaşılır gibi deÄŸil. Devlet vatandaşına tasarruf çaÄŸrısı yapıyor ama; kendi uymuyor... Artı; gerçekten satılması kaçınılmazsa deÄŸerini korumak gerekmez mi?.. Çürüyen, yırtılan malı kim alır?
Yolda vergi avı
     ÂBu durumda suç kimde? Taşıyanda mı, yükletende mi? Bugüne dek gördüğümüz uygulama daha çok taşıyanı suçlayıcı. Yani kamyon ÅŸoförlerini. HoÅŸ o da para cezası ya da rüşvetle anında çözülüyor ya...
     ÂAma; gözden kaçan noktalar var. Öncelikle yük sahibinin trafik canavarı umurunda bile deÄŸil. Onun derdi ödeyeceÄŸi 10 seferlik taşıma ücretini üçe dörde indirmek. Artı resmi evraklarda eksik mal sevkiyatı göstererek vergiden kaçırmak. Kayıtlarda 10 ton mal çıktı görünüyor ama; giden 20 - 25 ton... Kıyak tezgah. Åžimdi sıkı durun, bunu yapanlar arasında maalesef devlet kurumları dahi var!!! Özellikle de rafinerilerden tanker çıkışlarında.
     ÂEmniyet Genel Müdür Yardımcısı, Trafik Hizmetleri BaÅŸkanı Nihat Kurtiç, böyle çalışan bazı firmaları tespit ettiklerini söylüyor. MüfettiÅŸlerin inceleme yaptığını belirten Kurtiç, şöyle diyor:
     Â"Tanınmış bir fabrikanın kayıtları incelendi. Aynı tarihte, aynı kamyonda, resmi belgede çıkışı yapılan mal miktarıyla trafik ekiplerinin tespitleri arasında büyük fark var. Bunu yaptıranlar da bazı iÅŸadamları."
     ÂÅžoförleri ve nakliyat firmalarını uyaran Kurtiç, 'Denetimler bu yönde sıklaÅŸtırılacak' diyor.
     ÂBu arada bir de sevindirici geliÅŸme... Kurtiç, otobüs firmalarının yüzde 90'ının düzene girdiÄŸini söylüyor. Demek ki; istenince oluyormuÅŸ.
Metro izlenimleri
     Â"Yürüyen merdivenler her zaman yürümüyor. Jeton giÅŸelerinde 3 - 4 banko var ve birden fazla eleman pek olmuyor. Son duraÄŸa gelince operatörün 'aracı boÅŸaltın' uyarısı son derece rahatsız edici. Sanki içeride kalmaya meraklı insan var. Ayrıca sıkıcı ve baygın bu ses yerine bir bayan sesi olamaz mı? Turnikeler ergonomik deÄŸil, jetonu atmak için yana eÄŸilmeniz gerekiyor. Çıkış turnike sayısı 3, giriÅŸ turnike sayısı 10 adet. Dolayısıyla çıkış tıkanıyor. Sanki çıkanın iÅŸi girenden daha az acil. Levent durağında bir çıkışın adı Merkez Bankası, fakat orada banka deÄŸil boÅŸ arazi var. Osmanbey durağındaki Rumeli Caddesi çıkışı da neredeyse Gazi Sineması'nda. Madem boÅŸ gidiyor o zaman neden vagon sayısı azaltılıp elektrik tasarrufu yapılmıyor?"
Yazara E-Posta: tbengin@milliyet.com.tr