CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun bugün havalı bir çıkışla açıklayacağı vizyon belgesi ne anlama geliyor? CHP’nin iktidara geldiğinde uygulayacağı hem ekonomik hem sosyal politikalar hem de hukuk reformu anlamında neler yapacağına dönük yol haritası, taahhütler... Dolayısıyla, içeriği kadar 6’lı masanın buna bakışının ne olacağı da merak edilenler arasında. Evet, 6’lı masa da olsa sonuçta Cumhurbaşkanlığı dışında milletvekilliği seçimine odaklanma durumu da var ve her siyasi parti kendi duruşuyla seçime girecek, alacağı oy hesabında olacak. O yüzden oy oranını artırmak içinde tabanına, seçmene kendi ekonomik programını, terörle mücadele ve dış politikayla ilgili görüşlerini net olarak belli edecek, siyaseten de oy isteyecek ve sonucuna katlanacak. Nitekim daha önce İYİ Parti ve SP de duruşlarını ortaya koydular. Yani bu bütün partiler için geçerli ve olması gereken bir durum. Ancak masa denildiğinde algı anlamında şöyle de bir sıkıntı söz konusu:
6’lı masa henüz ortak yol haritasını net olarak ortaya koymadığı için her parti adına açıklanan farklı vizyon belgeleri seçimi kazanırlarsa Türkiye’yi yönetme konusunda problem yaratabilir mi? Mesela, masanın oy oranı yüksek iki paydaşı CHP ile İYİ parti arasında ekonomik sorunlar ya da terörle mücadele anlamında çok farklı bir bakış açısı olursa. Ya da diğer paydaşların farklı kırmızı çizgileri başka sorunlar yaratırsa gibi. Çünkü sonuçta 6’lı masanın ortak yol haritası denildiğinde sistemi değiştirme dışında her partinin vizyon belgeleri epey bir törpülenmiş olacak. Hangisi ne kadar törpülenecek? Kim, hangi konuda, ne kadar geri adım atacak? Dahası, bir de SP Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ve Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun çok net dile getirdikleri seçimi kazanmaları durumunda sistem değişikliği sağlanana kadar siyasi parti genel başkanlarıyla istişare ederek Türkiye’yi ortak yönetme durumu var. Yani gösterecekleri aday seçilirse yetkilerine rağmen kendi başına adım atmayacak. Masaya danışacak. Hal böyle olunca, yanıtı en merak edilen soru da malum:
Aday kim olacak? Zira yeni bir anayasa taslağında mutabıklar ama Akşener hâlâ Kılıçdaroğlu’nun adaylığı konusunda evet demiyor. Israrla kazanacak aday noktasında duruyor. Dolayısıyla, bugün açıklanacak CHP vizyon belgesi, 6’lı masanın buna bakışı ve aday kim olacak anlamında paradoksal bir durum söz konusu. Dün konuştuğum CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin’in bu konudaki görüşleri ise şöyleydi:
“Bunun 6’lı masayla bir ilgisi yok ki. Her siyasi parti gibi CHP kendi vizyonunu açıklayacak. İşte daha önce SP açıkladı, İYİ parti açıkladı. Onlar da bizi rahatsız eden bir şey yok ki. Mutlu olduk. Sonuç itibarıyla hepimiz farklı siyasi partileriz. Burada 6’lı masayı rahatsız edecek, sıkıntı yaratacak herhangi bir sorun yok. Tamamen hem ekonomi hem dünyaya, küresel sermayeye olan bakışımızı, duruşumuzu falan açıklayacağız. Bu 2020 yılında kurultay kararıyla alınmış ve son iki yıldır yapılan önemli bir çalışmadır. Tıpkı 1923, tıpkı 1959’daki CHP tarihine uygun alınmış yüzyıla uygun bir vizyon kararıdır. 6’lı masayı rahatsız edecek bir sorun yok burada.”
Kılıçdaroğlu’nun adaylık durumu açısından bu vizyon “Ben gelirsem bunları yapacağım” demek değil mi?
“Tabii ki o öyle değerlendirilebilir. Ama bu vizyon 6’lı masayı rahatsız etmez. Kılıçdaroğlu’nun adaylık durumu ise baştan itibaren bilinen şey zaten. Sağır sultan biliyor da 6’lı masadaki liderler mi bilmiyor.”
Kılıçdaroğlu adaylığını da açıklayabilir mi?
“Hayır, hayır, öyle bir şey yok. Kesinlikle böyle bir şey söz konusu değil. Şubattan önce adaylık açıklanması söz konusu olmaz. Şubattan önce hiç kimse aday ismi beklemesin.”
Varsayalım Kılıçdaroğlu masanın adayı oldu ve seçildi. Bir karar alırken gidip masadaki genel başkanlara mı soracak?
“Öyle bir şey yok. Niye soracak? Devletin bir işleyişi var ama ne bileyim bir anayasa değişikliği olursa bir fikir alışverişi yapılır ama onun dışında çok fazla sorulacak bir şey yok yani. Her kararda Erdoğan Bahçeli’ye mi soruyor?
Ama orada masa muhabbeti yok. Burada çok net olarak beraber yöneteceğiz deniliyor?
“Beraber yöneteceklerse her şey sürekli sorulacak değil. Sonuç itibarıyla bir bakanlar kurulu olacak ve bu bakanlar kurulunda hemen hemen her siyasi partinin temsilcisi olacak.”
Peki ya partiler ile 6’lı masanın ortak vizyonunun çelişmesi ya da olası keskin farklılıklar seçmenin kafasında karışıklık yaratırsa? Tekin’in bu soruya yanıtı da şuydu:
“Sonuçta siyasi partilerin bir araya gelmesinin temel nedeni sistem. Bu değiştiği zaman siyasi partilerin hepsi birbirleriyle rakip olacak.”
Yani diğerleri daha sonra...
