Ümit Avcı

Artık bir gelenek haline geldi, derbilerde ev sahibinin maçı gülerek bitirmesi. 2011’den bu yana bu iki takım, rakip sahada diğerini yenemedi.

Dün de Galatasaray rotasyon olarak rakibinin gerisindeydi belki ama o kadar iyi hazırlanmıştı ki derbiye zorlanmadan galip geldi. Zaten az oyuncuyla oynamak da Ergin Ataman sistemi için sıkıntı değildi.

Fenerbahçe’nin Vesely-Udoh ikilisiyle başlamasını Ataman avantaja çevirmek için, dış şutu olmayan bu ikiliden hangisi dışarıya açıldıysa onun savunmacısını, ikili oyunlarını kesmesi için yardıma gönderdi. Hücumda da dış şut tehditi olan isimleri kullanarak, Vesely’nin erkenden faul problemine girmesini sağladı, istediğini aldı. Tabii bunda Fenerbahçe kısalarının potaya gidememesi ve çareyi dışarıdan aramasının da etkisi vardı.

Galatasaray’ın maçın genelinde uzun beşle sahada kalmasını Micov-Schilb ikilisi sağladı. Schilb, kalitesini derbide sahaya yansıtırken, Micov’un basketbol aklı fark yarattı. Fenerbahçe adına maçın başında Kaliniç, bu iki forvete karşı panzehir olabileceğinin mesajlarını vermişti aslında ama o da sahada sadece 10 dakika kaldı.

İşin mücadele tarafında da Galatasaray ağır bastı. Taraftarı arkasına alan sarı

Beşiktaş Sompo Japan, antrenör değişikliğinin ardından çıktığı 2. maçı da kazandı. Yağızer Uluğ yönetiminde önce Eurocup’ta PAOK’u deviren siyah-beyazlılar dün de Belediye’ye şans tanımadı.

Spor Toto Basketbol Ligi 4. hafta mücadelesinde Beşiktaş Sompo Japan, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni 103-91 yendi, 2. galibiyetini elde etti.

İki takımın da hücumda çok etkili başladığı ve potaya gittikleri her toptan sonuç çıkardığı karşılaşmanın ilk çeyreği ev sahibinin 25-23’lük üstünlüğü ile tamamlandı.

Belediye, ikinci çeyrekte de hücumdaki ritmini bozmadı, Denmon’ın öncülüğünde müthiş bir üç sayı temposu yakaladı, 9’da 7 isabetle oynadığı 16. dakikada 39-30 öne geçmeyi başardı.

Ancak siyah-beyazlı ekipte Seeley ile rakibine yanıt verdi, Cenk’in son saniye üçlüğüyle devreyi 52-50 önde bitirmeyi bildi. İlk yarıda, üç sayı isabetleri ve rakibin boş döndüğü anlardaki hızlı hücumları ile dikkat çeken Belediye, 3. devrede bu avantajı rakibine kaptırdı. Hem hızlı hücum sayıları bulan, hem de art arda üçlükler atan Beşiktaş son çeyreğe girilirken 78-69’luk üstünlüğü yakaladı. 4. periyotta Lampe’nin mükemmel basketbolu devam etti, Beşiktaş da her geçen saniye farkı artırmayı bildi.

Spor Toto Basketbol Ligi’nin 3. haftası büyük bir sürprizle kapandı. Torku Konya’yı sahasında konuk eden sarı-lacivertli ekip, rakibinin son çeyrekteki 3 sayı bombardımanına çare bulamadı, ligdeki ilk yenilgisini tattı.

Turkish Airlines Euroleague’de Fransa deplasmanında Strasbourg’a farklı yenilerek şaşırtan Fenerbahçe, Torku Konya’ya da sahasında kaybetti, Spor Toto Basketbol Ligi’nin 3. haftasında mağlubiyetle tanıştı: 74-73.

Konya ekibi aslında maça çok kötü başlamış, 6 dakikada sadece 2 sayı bulmuştu ama Fenerbahçe de hücumda gününde değildi, buna karşın ilk periyodu 18-11 önde bitirdi.

İkinci periyotta iki takımın da hücum sıkıntısı devam etti. Özellikle Fenerbahçe, üç sayı çizgisinin gerisinden 8’de 1, saha içinde ise 25’te 8 ile hücum edince, farkı bir türlü açamadı, devreyi de 31-26 galip tamamladı.

Fenerbahçe, ikinci yarının başında topu boyalı alanda Udoh ile buluşturmaya başladı, ABD’li oyuncunun art arda sayılarıyla farkı 12’ye çıkardı. Ancak Brazelton ile iki üçlük bulan Konya bir kez daha maça tutundu, son çeyreğe sadece 3 farklı geride girdi: 54-51.

Faullerle boyun eğdi

Fenerbahçe, hücumdaki sıkıntılarına çare bulabilmek için iki guarda döndü ancak

Galatasaray Odeabank, Eurocup F Grubu’ndaki 2. maçında Abdi İpekçi’de konuk ettiği Yunanistan’ın AEK takımını 89-65 yendi.

Ergin Ataman, oyun kurucu pozisyonunda McCollum’u kenarda oturtup, Sinan ile maça başlarken, savunmayı sertleştirdi. Hücumda da Lasme-Green ikilisiyle etkili olan temsilcimiz boyalı alanda 10’da 8 isabet bulduğu ilk periyodu 22-11 üstün bitirdi.

İkinci çeyrekte kenardan gelen Göksenin-McCollum ikilisiyle art arda üç sayılık isabetler bulan Galatasaray, 13. dakikada farkı 31-11 ile 20 sayıya yükseltti. Konuk takım Sakota ile maça tutunmaya çalışsa da Dorsey’in de katkısıyla kenardan gelen isimlerinden 29 sayı bulan temsilcimiz, devreyi de 48-27 üstün bitirdi.

İkinci yarının başında AEK 10-0’lık bir seri buldu ve umutlandı. Ancak 25. dakikada Sinan’ın üçlüğüyle 3. çeyrekteki ilk basketini bulan Galatasaray, aynı oyuncu ile 56-37’de bir kez daha farkı 20 sayının üzerine çıkardı ve son periyoda da 64-37 galip girmeyi başardı.

Hairston diskalifiye

İki takımın da genelinde daha az süre tanıdığı isimlere şans vererek tamamladığı 4. periyotta, 5’te 5 üç sayı isabetiyle oynayan Göksenin ile farkı korumayı başaran Galatasaray, salondan 89-65 galip ayrıldı.

Galatasaray Odeabank ile Anadolu Efes arasındaki karşılaşmanın sonucunu net şekilde oyun kurucular belirledi. Bir takımda Euroleague sertliğini ve tecrübesini yaşamış Granger, diğer yanda ise geçtiğimiz sezonu Çin liginde geçirmiş, ilk kez bu düzeyde bir organizasyonun içine gelmiş McCollum vardı. Aslında hazırlık döneminde de, sezonun ilk bölümünde de beğeni toplamıştı genç guard ama Efes düzeyi için henüz hazır olmadığı gözlendi. 13’te 2 ile oynaması, takımının sadece 60 sayıda kalmasının nedeniydi. İşin kötüsü savunmada da kayıptı. Granger, son bölümde yıldızlaşırken, yine savunmasında o vardı.

Aslında 2. yarının başında ilk kez düşünülen Şafak önemli işler yapmıştı. Onun ön alanda Sinan ve Micov ile birlikte yaptığı baskı, takımının 10 sayı geriden gelip öne geçmesini sağlamıştı. Ancak Ergin Ataman, maçın sonunu hücum edemediklerini hesaba katarak McCollum ile bitirince, o da belki de bir daha hiç rastlamayacağımız kadar kötü bir maç geçirince yenilgi kaçınılmaz hale geldi. McCollum potansiyeli yüksek bir isim, zayıf fiziğine rağmen daha iyi noktalara gelecektir ama şu an erken olduğu Efes karşısında net şekilde gözlendi.

Efes cephesinde ise sakatlıkları süren Krstic,

TÜBAD-Banvit Turnuvası’ndaki ilk maçında G.Saray’ın karşısına çıkan Bandırma ekibi, hücumdaki etkili performansı ile sonuca ulaştı. 17 üç sayılık isabet bulan Banvit’te 12 oyuncunun 11’i skora katkı yaptı.

Banvit ile Galatasaray arasındaki karşılaşmanın tamamını önde götüren Bandırma ekibi, salondan 92-81 galip ayrıldı, yeni sezon öncesinde en ciddi hazırlık olarak gözüken TÜBAD-Banvit Turnuvası’nda umut saçtı.

Banvit, maça dış atışlarla başladı, Moerman’ın skorer oyunuyla 11-2 öne fırladı. Galatasaray, Dorsey ile ribauntları toplayıp Mccollum ile skor üretince ilk çeyrek 22-22 tamamlandı.

Çok hızlı tempoda oynayan Banvit, üç sayı yağmuruna devam etti, 21’de isabet bulduğu devreyi 53-41 üstün bitirdi. Yüksek tempoyla oynayan Banvit’in rakip potaya 40 şut yolladığı devrede sadece 3 top kaybetmesi, farkı oluşturan etkenlerdendi.

Hızını kesmedi

3. çeyrekte de aynı tempoda devam etti Banvit. 3 ABD’li guardı ile hızını hiç kesmedi. Kenardan gelen Nusret’in de etkili performansı ile 65-46’da farkı 19’a çıkardı, son çeyreğe de 74-61 galip girdi.

Yeni transferi Schilb’den yoksun mücadele eden G.Saray, son çeyreğe iki 4 numarayla başladı, daha agresif bir takım ile rakibin

Kabul edelim... Bu kadroyla, geçiş jenerasyonuyla, hele ki ilk turu 4. sırada bitirip ev sahibinin karşısına çıktıktan sonra ilk 8’in zor olacağını biliyorduk. Ancak şu da bir gerçek ki, 12 Dev Adam’dan en azından geçtiğimiz sezon İspanya’daki Dünya Şampiyonası’ndakine benzer bir direnç bekliyorduk.

İlk turda hedef maçlarımız var diyerek, gözardı ettiğimiz İspanya ve Sırbistan karşısında aldığımız ağır yenilgilerle hem moralimizi bozduk, hem de 3 maç kazansak da, bitirmek istemediğimiz yerde olduk!

Fransa’nın atletik bir takım olduğunu biliyoruz. Bu nedenle hücumumuzun önemli olacağını, çünkü Fransa’nın her durumda bizden daha iyi savunma yapacağını yazmıştım. Maalesef haklı çıktım. Sadece 53 sayı attık, ev sahibi Fransa’yı 52’de mi tutacaktık!

Fransa’yı coşturmamak için onları koşturmamak gerekiyordu. Bunun için de hücumda yapacağımız seçimler çok önemliydi, savunma yerleşmeden gelmemeleri gerekliydi. 15 dakika bunu iyi yaptık. İlk çeyreğin ortasında döndüğümüz 2-1-2 alan savunmasıyla rakibi durdurmayı başardık. Ancak art arda gelen top kayıpları, hücumdaki yanlış seçimler canımızı fazlasıyla yaktı, çünkü Fransa sete sette bulamadığı pozisyonları, yine koşarak yakaladı.

A Milli Basketbol Takımımız için olabilecek en zorlu rakip geldi. İnanıyorum ki, A Grubu’ndan Fransa dışında gelecek 3 takım da bize moral verecekti... Ancak şimdi önümüze bakmalıyız.

Bizim takımın konsantre olduğunda önemli işler yapabildiğini, hem İtalya, hem de Almanya karşısında gördük. İki maçta da sahaya ‘kararlı’ çıkmıştı oyuncularımız, istediğimizi aldık. Ancak her iki rakip karşısında da savunmada aksarken, onların savunma zaaflarını iyi kullanarak sonuca ulaştık. Yani atarak kazandık!

Fransa karşısında bu mümkün mü derseniz, kolay olmayacak. Çünkü karşımıza şampiyonanın en az sayı yiyen ekiplerinden birisi çıkacak. İlk tur maçlarının 4 tanesinde rakiplerine 70 sayıyı göstermedi Fransızlar. Yani bize ters gelen takım görüntüsüyle sahaya çıkacaklar. Peki biz onları savunabilir miyiz derseniz, o da zor gözüküyor. Savunmamızdaki en zayıf halka gözüken devşirmemiz Ali’nin karşısında ya De Colo, ya Parker, ya da Batum olacak! Dolayısıyla o bölgeye getireceğimiz yardımlar hayati önem taşıyacak. Burada özellikle Semih’e büyük iş düşecek. Dışarıya yardıma gittiğinde hemen yerine dönmesi gerekecek. Bir de Fransa’nın atacağı ceza şutlarındaki yüzdesi önemli, onlar da