DENTAFOBİDEN KORKMAYIN!!!

1 Ekim 2016

Dentafobi Nedir?

Dentafobi diş hekimi korkusu anlamına gelen bir terimdir. Toplum tarafından dental anksiyete veya dental kaygı olarak da bilinir.

Diş sağlığı sorunlarının tedavisini geciktirdiği ve diş hekimlerini zorlayan bir durum olduğu için önemlidir. Bu nedenle dentafobi konusunda çok sayıda yapılmıştır.

Kimlerde Görülür?

Dentafobi her yaşta, her cinsiyette, her eğitim düzeyinde, her ekonomik düzeyde, her toplumda ve her kültürde görülür.

-Dentafobi her yaşta görülebilmekle birlikte, bu konuda yapılan çalışmalara göre en yüksek oranda 4-6 yaşları arasındaki çocuklarda görülür. Yaş arttıkça dentafobi görülme olasılığının düştüğü bildirilmiştir. Bunun nedenleri arasında yaş arttıkça sosyal etkileşimlerin artması, sağlık konusunda daha çok bilgiye sahip olma, bazı sağlık işlemleri ile ilgili deneyimler yaşama sayılabilir.

-Yapılan çalışmalar dentafobinin kadınlarda erkeklere göre daha yüksek oranda görüldüğünü ortaya koymuştur. Kadınların erkeklere göre ağrıya karşı daha hassas olmaları buna açıklık getirebilir. Bununla birlikte herkesin ağrı eşiğinin farklı olduğu da unutulmamalıdır.

-Eğitim ve gelir düzeyi yükseldikçe dentafobinin görülme oranlarının düştüğü

Yazının Devamı

Toplum Mu ? Sen Mİ?

11 Temmuz 2016

Bireysel olmak; biricik olmak bir olmak tek olmak demektir aslında ama toplumda o kadar çok bireysel görünüp toplumsal hareket eden insan var ki o kadar bireysellikten uzak, kendiliğinden uzak sürü psikolojisi ile beslenen o kadar kendi olamamış insan var ki ne siz söyleyin ne de ben söyliyeyim...

Bireysellik , biricik olamanın haricinde insanın kişisel ilgi ihtiyaç ve tatmin durumlarına göre tatminin yaşanması gereken durumdur ve bu bağlamda değişkenlik gösterebilmektedir.Benim ilgim olan başkasının ihtiyacı olurken , benim ihtiyacım olan başkasının ilgisi olabilir...

Toplumda mutsuz insanlar ilgi ihtiyaç ve kendi kişisel yaşam alan boşluklarını dolduramamışken (doyum sağlayıp doyamamışken) başka bi kılıfa bürünerek onun gibi olma, onun gibi davranma hatta o kadar çok alışıyor ki bu duruma belli bi zaman sonra bu insanlar kendileri ile bile yabancılaşıyorlar bu yabancılaşma sonrası kişi çeşitli patalojilere yakalanma durumunda buluyor kendini farkında olarak veya olmayarak…

Ruhu yaralanıyor ve bu yaralanmayı yaşamamak için :

-kendimiz olalım,

-gülmek istiyorsak gülelim,

-ağlamak istiyorsak ağlayalım,

-cenazemiz varsa sırf insanlar ağlamıyor diye ya da sessizce

Yazının Devamı

ADET ÖNCESİ SENDROMU ÖNLEMENİN 10 YOLU

21 Ocak 2016

Premenstrüel Sendrom, PMS

Eğer özel günleriniz yaklaşıyorsa ...Kendinizi dipte hissediyorsanız ve bunu önleyemiyorsanız ya da kontrolü kaybettiğinizi düşünüyorsanız işte bu yazı tam da size göre..:)

PMS yani halk arasında adet öncesi sendromu diye bilinen kimisinde yeme şeklinin değiştiği, kimisinde baş ağrılarının olduğu, kimisinde de duygu durumunun farklılaştığı dönemdir…Tüm dünyada ve bütün kültürlerde rastlanılan bir durumdur.Bu durumu yaşamak için kadın olmak ve adet görmek yeterlidir

1.)Doktora Gidin!

Çünkü ancak uzmanı olduğu doktor sizin durumunuzu bilir ve buna göre bir yol haritası çizer.

2.)Spor Yapın!

Yapılan her türlü egzersiz seratonin dediğimiz mutluluk hormonunun açığa çıkmasına sebep olur ve bu sayede kendimizi daha iyi hissederiz.

Yazının Devamı

EVLENİRKEN DİKKAT ETMEMİZ GEREKENLER

25 Aralık 2015

İki kişinin ev arkadaşlığının ötesinde birşeydir evlilik...Hani derler ya iyi günde kötü günde her zaman yanında olacağına ettiğin yemindir evlilik..Sadece bedensel değil ruhsal da sevebilmektir evlilik...Aldatılmayan insanlar topluluğudur evlilik...Sevmek,sevilmek en önemlisi saygı duymak ve duyulmaktır evlilik...Karşılıklı tahammül etmektir evlilik...Toplumun kutsal kurulu düzenidir evlilik...Seçmek istediğin hayattır evlilik...Hayatını paylaşmak insanla geçirdiğin ömürdür evlilik…

Evlilik…

Kimine göre evlilik mutluluk kaynağı olabilirken kimine göre evlilik içinden çıkılamayan bir kabustur.Evliliği mutlu gidenler herkese tavsiye ederken evliliği evliliği mutsuz gidenler hiç kimseye tavsiye etmezeler hatta bekarlık sultanlıktır derler.

PEKİ NELERE DİKKAT EDELİM?

İfadesi tamda evlilik için söylenmiştir.Aslında baştan tüm olmsuzluklarını ve hatalarını ve hatta bize uygun olmadığını bile düşündüğümüz halde belki düzelir umuduyla belki de aşık olduğumuz için gerçekleri görmemize rağmen bize olumsuz gelen durumları hiç önemsemeyiz sadece olumlu özelliklerini görür, evlilik yaparız ve tabi sonrasında aşk bittiğinde deriz ki biz ne yapmışız? Çok değişti .. ya da evlilik aşkı

Yazının Devamı

KARAR VERMEDEN ÖNCE DİKKAT EDİN

30 Kasım 2015

Doğru karar verin!

Çünkü hayatımıza yön verirken aldığımız kararlar hayatımızı etkiler.

Gergin anınızda karar vermeyin!

Gerginken aldığınız kararlar o ana odaklanır ve o anı rahatlatmak için bulunan çözümler olduğu için ve alındığından genel hayatımızın gidişatına yönelik olmaz ve de mutsuzluk yaratır.

Ruh ve Benden sağlığınız yerindeyse karar verin!

Ruh ve beden sağlığımızın iyi olmaması durumunda verdiğimiz kararlar çok sağlıklı olamayacağı için sağlıklı sonuçlar da doğurmayacaktır.

Kararın geçmiş ve geleceğinizi etkileyeceğini unutmayın!

Karar verme geçmiş bir davranış ve gelecekle ilgili sonuçları yansıtır. Karar verme, farklı aşamalardan oluşan akla , düşünce sistemine uygun ve bilinçli bir seçim yapma sürecidir. Bu yüzden aynı durumda herkesin karar verme yetisi ve düşünce sistemi farklı olacağından vereceği karar da farklı olacaktır.

Yazının Devamı

KADINA ŞİDDET!!! NEDEN!!!

14 Kasım 2015

1.)Erkek kadına şiddet uygular!!!

Çünkü diğer konularda ondan üstün olmadığını o an için kabul eder yetersizlik yaşar ve bu yetersizliği de kabul edemediği için her türlü fiziksel şiddete başvurur!

2.)Ne olursa olsun şiddetin insan hayatında yeri olmaz!!!

Olamaz olmamalı bunu normal gibi karşılamak normalleştirmek bir toplumsal soruna yol açar dikkat etmemiz lazım. Toplumda caydırıcı cezalar verilmediği takdirde bu tür olayları maalesef ki daha göreceğiz…

3.)Erkek kendi egemenliğini göstermek için şiddete başvurur!!!

Erkek kendi doğası gereği kadından güçlü olduğunu zanneder (aslında kadınların acıya daha dayanıklı olduğu yapılan araştırmalarla bilinmektedir.) ve bu nedenle bilişsel, fiziksel, sosyal, toplumsal, cinsel vb daha birçok alanda kendinin üstün olduğunu zanneder ve böylelikle kendini üstün görmediği tarafları çeşitli şiddet türleriyle tatmin eder ve kendi egemenliğine ulaşır.

4.)Şiddet Öğrenilen bir eylemdir!!!

Şiddet ailede sosyal çevrede hatta medyada bile öğrenilen bir davanış şeklidir böylelikle sürü psikolojisi ile toplumsal şiddet olayları sürer gider.Bunu önlemek için her türlü şiddete karşı durmamız normal karşılamamız ve de nasıl ki öğrenilen b

Yazının Devamı

KENDİN OLMAK İÇİN 10 NEDEN

30 Ekim 2015

1.)Gereksiz Egolarınızdan Kurtulun!

Gereksiz ego özünde bir zayıflık belirtisidir.Çünkü ancak kendi içinde kırılan ve hala kendiyle barışamayan insanlarda görülür.

2.)İnsanlara Bağımlı Olmaktan Vazgeçin!
Çünkü Bağımlı olan insan hayatla tek başına baş edecek gücü bulamaz ve sonu mutsuzluk olur.
3.)Sizin Dışınızda Gelişen Olayların Sizi Üzmesine İzin Vermeyin!
Hayatı yaşarken farklı ortam kişi ve durumlarda bizim dışımızda gelişen negatif olayların da olabileceği ve bunların bizim elimizde olmadığını unutmayın.
4.)Kendi İç Sesinizi Dinleyin!
Hayatın koşuşturmacasından uzaklaşmaya çalışın.Çünkü siz uzaklaştıkça hayata karşı ilgi istek ve farkındalığınız artar.
5.)Negatif Ortamlardan Uzak Durun!
Sürekli negatif ortamlara maruz kalmak sürekli radyasyona maruz kalmak gibidir yavaş yavaş yaşam enerjimiz tükenir buna izin vermeyin.
6.)Kendi Değerinizin Farkına Varın!
Neler başarabileceğinizi düşünün.unutmayın yeterince istenilen her şey başarılabilir.
7.)Ani Tepkiler Vermeyin!
Sonunda üzülen siz olabilirsiniz bunu yapacağınıza

Yazının Devamı

SONBAHARDAKİ RUHUMUZ

15 Ekim 2015

Yazın kavurucu sıcağı içimizi ısıtan o güneşi ve o ışığı... Derken bir anda yazı hatırladık bu günlerde… Sıcaklar yerini bulutlu , yağışlı ve soğuk havalara bırakmaya başladı bile. Tabi bu durum kendi dengemizde de bazı değişimlere neden oluyor. Mesela daha bi’ kötü hissediyoruz, daha bi’ enerjimiz düşüyor, daha bi’ kırılıyoruz , daha bi’ alınıyoruz , daha bi’ kızıyoruz ve tabi daha bi’ tepki gösteriyoruz ya da tamamen sessizliğe bürünüp içimize kapanıyoruz.

Neden mi?

Cevap basit ; tamamen fizyolojik ve psikolojik değişimler. Güneşin bizi artık eskisi gibi ısıtmaması , mevsimin değişmesiyle birlikte ihtiyacımız olan seratonini ve eksilen enerjimizi yerine koyamama hali aslında… Vücudumuz fizyolojik ve psikolojik değişiklikler gösteriyor değişen mevsimle beraber… Bu değişime hem bedenimizi hem de ruhumuzu hazırlarsak değişikliğe daha kolay ve daha hızlı adapte oluruz. Mesela besinlerimizi seçerken vücudumuzun tam da ihtiyacı olduğu gıdalara yönelik tercihler yapmamız gibi ... Ruh-beden dengesinin mevsim geçişlerinde bize hissettirdiği o depresif ruh halini engellemek için ;

Neler Yapalım?

-Çikolatanın bitter olanını tüketin! Bitter çikolatada kakao oranı daha fazlayken

Yazının Devamı