Yaman Törüner

Yaman Törüner

yaman.toruner@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Strateji uzmanları 50 yıl sonrasının dünyasını şöyle tarif ediyorlar: 21. yüzyıl bir "globalleşme yüzyılı" olacaktır. Bu yüzyılda dünyada ne ABD'nin, ne de AB'nin veya başka bir gücün tam hakimiyeti olacaktır.Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi genişleyerek şu en güçlü devletlerden oluşacaktır: ABD, Çin, Rusya, İngiltere, Fransa, Almanya, Japonya, Hindistan ve Brezilya.200 eyaletten meydana gelen ABD'de eyalet sayısı 250 - 275'e yükselecektir.21. yüzyıl ülke birleşmelerinin yaşandığı yüzyıl olmaya adaydır. Çin - Tayvan, Güney - Kuzey Kore birleşecek, AB güçlenecek ve benzer birlikler kurulup gelişecektir.Bu yüzyılın temel güç dengesi ABD ve AB arasında yaşanacaktır.Ortadoğu yeniden şekillendirilecektir.AB Türkiye'yi ve Kuzey Afrika ülkelerini de kapsayacak biçimde sınırlarını genişletecektir.AB üyeliği Türkiye'nin sorunlu Ortadoğu bölgesinin dışına çıkmasını sağlayacaktır.Kıbrıs ve Ege sorunu tamamen çözülecektir.Arap dünyasının lideri Mısır olacaktır.Özbekistan, Tacikistan, Kırgızistan ve Kafkasya'daki petrol ve doğalgaz kaynakları önemini koruyacak; Rusya ile diğer ülkelerin rekabeti nedeniyle bu bölgeler "sorunları çözülememiş bölgeler" olarak kalacaktır.Karayip Adaları bölgesi de "sorunları çözülememiş ve uluslararası çıkar çatışmalarına açık bölgeler" arasında sayılabilir.ABD Gürcistan'a Rusya'nın olası askeri müdahalesini önleyici tedbirler almak ve Ermenistan'a mali destek vermek suretiyle, bu bölgedeki gücünü korumak isteyecektir.11 Eylül sonrası ABD ve Rusya artık karşıt güç değil, birer müttefiktir. İki devlet arasındaki ilişkiler düşmanlık değil, çıkar esasına göre yürüyecektir.Pakistan zayıflayacak; Hindistan güçlenecektir. Muhtemelen Pakistan bir bölüm toprağını Hindistan'a bırakmak zorunda kalacaktır."Terörle savaş" beklenmedik yapısal değişikliklere ve savaşlara yol açabilecektir. Yirmi birinci yüzyılın ortalarında dünyanın nasıl paylaşılacağı konusundaki tahminler, bugünü şekillendirmemiz ve diğer ülkelerin ne yapmak isteyeceklerini anlamamız bakımından çok önemli. Böylelikle, Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Avrupa Birliği'nin (AB) ne yapmak istediğini de daha iyi anlayabiliriz. Görünen o ki, bizim için AB'ye girmek hayati önemi haiz. Bu düş eninde sonunda gerçekleşecek. Ama, elimizi ne kadar çabuk tutarsak o kadar iyi. Kimliğimizi korumak ve ABD ile de ilişkileri çok iyi tutmak gerekiyor. ytoruner@milliyet.com.tr ***