Ülkemizde özelleştirme çalışmaları 1984 yılında, özal hükümetleri döneminde başladı. Şimdiye kadar 169 kuruluş özelleştirildi; bunlardan 152 tanesinde hiç kamu payı kalmadı.
1 Mayıs 2003 tarihi itibariyle, şimdiye kadar yapılan toplam özelleştirmeler 8 milyar dolar civarında. Özelleştirmeden sağlanan net katkı ise, 6.9 milyar dolar. Ayrıca, temettü gelirleri vs. var. Özelleştirme İdaresi'nin toplam gelirleri ise, 9.9 milyar dolar civarında gerçekleşmiş.
Aynı dönemde, Özelleştirme İdaresi'nin elindeki kuruluşlar için yaptığı harcama yaklaşık 6.3 milyar dolar. Kısaca, özelleştirmeden elde edilmiş olan toplam gelirlerin % 61'i, net gelirlerin neredeyse tamamı bu gelirleri elde etmek için harcanmış, gelirin bir bölümü de hala tahsil edilememiş; dağ fare doğurmuş.
Özelleştirme gelirlerinden sadece % 34'ü Hazine'ye devredilmiş. Bu da, yaklaşık 3.4 milyar dolar. Toplam harcamalar içinde Hazine'ye devredilen pay % 35.24 ve toplam harcamalar, toplam gelirlerin % 96'sına ulaşmış.
Öözelleştirme idaresi yönetiminde bulunan kuruluşlar için yapılan harcamalar, genel giderlerin % 50'sini, danışmanlık - reklam giderleri % 2.4'ünü oluşturuyor. Harcamaların % 11.2'si alınan borçların geri ödenmesine kullanılmış. Yani, bırakın gelir elde edilmesi Özelleştirme İdaresi borçlanıyor ve gelirlerinden bir bölümünü borçlarını geri ödemek için kullanıyor.
Özelleştirme idaresi gelirlerinin sadece yaklaşık % 70'ini satılan kuruluşlardan elde etmiş. Gelirlerin yaklaşık % 20'si bünyedeki şirketlerin temettüleri. Gelirlerin % 9.47'si ise, borçlanılarak elde edilmiş. Bu borcun % 2.59'unu önemli ölçüde Dünya Bankası kredisi oluşturuyor.
En büyük özelleştirme geliri 2000 yılında toplam 2.7 milyar dolar ile elde edilmiş. Bundan önceki en büyük özelleştirme 1998 yılında ve 1 milyar dolar civarında. 2001 yılında ise, sadece 120 milyon dolarlık bir gelir var. 2002 yılının geliri 540 milyon dolar.
Bu yıl satılacak kuruluşlar arasında, Petkim, Tüpraş, Tekel Sigara, Tekel İçki, Türk Hava Yolları, Seka (4+2), Tümosan, Tügsaş, Eti Bakır, Eti Gümüş, Eti Elektrometalurji, Gerkonsan, Taksan, Tzdaş, Sümer Holding(II) ve Ataköy Otel - Marina'yı kapsayan iddialı bir liste var. Ama, Petkim satışının şimdiden iptal edilmiş olduğu anlaşılıyor. Bu durumda, bu yıl özelleştirmeden iyi bir performans beklemek zor.
Sonuç şu ki:
Gerçek anlamda, özelleştirme 1990'dan itibaren başlamış ve yıllık ortalama 500 milyon dolar gelir elde edilmiş.
Bu gelirin elde edilmesi için gelirlerin 2/3'ü harcanmış.
Hazine'ye ancak gelirlerin 1/3'ü devredilebilmiş. Yani, Hazine yıllık ortalama yaklaşık 150 - 200 milyon dolarlık bir özelleştirme geliri elde etmiş ki, bu bir şey değil.
Özelleştirmeden her zaman beklenen gelir, pratikte elde edilenin yaklaşık ortalama 5 katı olmuş. Yani, hedefler gerçekleşememiş.
Portföydeki şirketlerin ucuz veya pahalı mutlaka satılması; bu satışların daha sonra hesabının sorulmaması lazım. Piyasa böyle oluşturulur. Bu prensip, hiçbir zaman gerçekleştirilememiş.
Satışa katılabilecek olanlar önceden çok sıkı elenmeli. Aksi takdirde, borcunu zaten ödemeyecek veya ödeyemeyecek olanlar yüksek fiyat verip, şirketleri ele geçiriyorlar. POAŞ'ta bu sıkıntı yaşandı. Şimdi de, Petkim'de yaşanıyor.
Satılan şirketler için aşırı fiyat yükseltilmesi olmamalı. Aksi takdirde, Aria'da olduğu gibi mal bir biçimde geri dönebiliyor. Maalesef, bu prensibe de hiç uyulmamış.
Anlaşılan, şimdiye kadar "özelleştirme" iyi yönetilememiş. En azından, beklenilen elde edilememiş. Eski hatalarda ısrar ediliyor. Süratli özelleştirme yapılamıyor. Çok sık iptaller yaşanıyor.
En iyisi, önce Özelleştirme İdaresi'ni özelleştirmek.
Bu da mümkün.
***
Not: Geçen haftaki son yazımda verdiğim iç borçlanma stok rakamları yanlışlıkla TL yerine dolar olarak yazılmıştır. Düzeltirim.