Yaman Törüner

Yaman Törüner

yaman.toruner@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Çözüm Bu gelişme, bir taraftan sağlık harcamalarını, diğer taraftan genç işgücü ve yaşlılara bakacak genç nüfus gereksinimini arttırıyor. Halen, Avrupa ülkelerinin gayri safi milli hasılalarının % 4.6 ila % 6.2'si sağlık harcamalarına giderken, 2050 yılında bu oranlar % 5.6 ila % 8.2 arasında olacak. 2005 yılında Avrupa'nın toplam nüfusu 728.389.000 iken, 2050 yılında nüfusun 653.323.000 olması bekleniyor. Avrupa gittikçe yaşlanıyor. Avrupa'da 1950-1955 yılları arasında, yılda ortalama 12.081.000 doğum sayısı varken, bu sayı 2000-2005 yılları arasındaki süre içinde 7.354.000'e düştü. 2050 yılında, Avrupa nüfusunun üçte biri 60 yaşın üzerinde olacak. Buna karşılık, 16 yaşın altındaki nüfus sadece % 13'te kalacak. 80 yaşını aşan nüfusta ise, % 180 büyüme var. Türkiye'de ise, durum tam tersi. 2005 yılında nüfusumuz 72.970.000 iken, 2050 yılında 82.662.000 kişiye ulaşacağız. Türkiye'de ortalama yaşam süresi erkekler için 69.1 yıl iken, kadınlar için 74.3 yıl. Türk insanı, Avrupa'da en yüksek ortalama yaşam süresi olan bir İsveçliden ortalama 9 yıl az yaşıyor. Türkiye'de 65 yaşını aşan bir kişi ortalama 13.5 yıl daha yaşamayı ümit ederken, Avrupa ülkeleri ortalamasında bu süre, 18.2 yıl. Üstelik kadınlarda, 19.9 yıla ulaşıyor. Türkiye'de günlük yaşamını sürdürebilir biçimde bir hayat geçirebilme yaşı ortalama erkekler için 62.3 yaş iken, kadınlar için bu rakam 64.1 yaş. Aynı süre, bir İsveçli için 73.3 yaş. Avrupa Birliği'nde yapılan araştırmalara göre, Türkiye'deki hızlı nüfus artışının en büyük zararı, sosyal güvenlik sistemlerindeki açıkların artarak sürmesi biçiminde kendisini gösterecek. Bizim Avrupa Birliği'ne girişimizin karşısındaki en büyük engel, yüksek nüfusumuz ve nüfusumuzun giderek daha büyüyecek olması. Genç nüfusumuz ise, onların iştahlarını kabartıyor. İsveçliden 9 yıl az yaşıyoruz Bu noktada, Avrupa Birliği'nde karar alınması sürecinin ve nüfus büyüklüğünün bu süreçteki etkisinin çok iyi incelenmesi gerekiyor. Çünkü, genç nüfusumuzun onlar için bir avantaj olacağını; nüfus artışının ise yönetim bakımından onlara bir dezavantaj yaratmayacağını göstermemiz lazım.Avrupa Birliği'nde kararlar, 4 aşamadan geçerek yürürlüğe giriyor. Bunlar, Konsey, Komisyon, Parlamento ve Bakanlar Konseyi. Parlamento, Avrupa Birliği halkı tarafından seçiliyor ve bu nedenle burada nüfus önemli rol oynuyor. Halen, Parlamento'da 732 üye var ve bunun 268'i en geniş gurup olan Hıristiyan Demokratlar. Bayan üyelerin sayısı ise, yaklaşık toplamın üçte birine ulaşıyor. Türkiye'nin Parlamento'da en geniş üye sayısı ile temsil edilen ülke olacak olması, dolayısıyla Müslüman üye sayısında giderek artma beklentisi ve kadın sayısının azalma olasılığı Avrupalıyı düşündürüyor. Avrupa Birliği'nde Parlamento'ya ilave olarak bir Senato oluşturulması ve Senato'ya veto yetkisi verilmesi, birçok şeyi kolaylaştırabilir. Senato'ya seçilme şartları, değişik kıstaslara bağlanabilir. Birleşmiş Milletler'de bile, Güvenlik Konseyi, bir bakıma bu görevi görüyor.Avrupa'ya uyum sağlarken, bir yandan da onların görüş açısı ile olayları değerlendirmek zorundayız. ytoruner@milliyet.com.tr Genç nüfusumuz avantaj