Yaman Törüner

Yaman Törüner

yaman.toruner@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Çözüm Bu sayı, Avrupa Birliği'nde (AB) 16.106 ve Japonya'da 13.557. Japonya'yı 839 adetle Güney Kore, 184 adetle Çin ve 108 adetle Tayvan takip ediyor. Türkiye, sıralamaya girememiş. Bu sayılar gösteriyor ki önümüzdeki yıllarda ABD, AB ve Japonya gücünü sürdürecek. Ama, nüfusa oranlanırsa, Japonya açık ara önde görünüyor. Japonya'da her bir milyon kişinin 106'sı stratejik icat yapabilirken, bu oran ABD'de 68 ve AB'de sadece 34. Sonuçta, icatların yaklaşık yüzde 37'i ABD'de yapılırken, AB üyesi 27 ülkede toplamın yaklaşık yüzde 29'u ve Japonya'da da yüzde 18'i kadar stratejik icat yapılıyor. Çin, şimdilik yeni icatlardan çok, yeni teknolojilerin pazarlanmasından para kazanıyor. Geleceğin dünyasını bilim, teknoloji ve yenilikler belirleyecek. Gelecekte hangi ülkenin daha zengin olma olasılığının bulunduğu, ülkelerde yapılan icatların sayısıyla belirleniyor. Olası icatların sayısı ise alınan patentlere paralel olarak gerçekleşiyor. Ancak, patent sayısından çok, sıradan olmayan ve uygulanabilir icatlar önem kazanıyor. Amerika Birleşik Devletleri'nde (ABD) 2003 yılında 19.701 uygulanabilir patent başvurusu yapılmış. 2005 yılı itibariyle, ileri teknoloji gerektiren ürünlerin yüzde 15'i Çin'den, yüzde 17'si AB'den ve yüzde 19'u ABD'den yapıldı. Ancak, 1999-2005 yılları arasında, Çin'in ihracatında, bu konuda yüzde 30 büyüme gerçekleşti. Bilgisayar ve ofis makineleri ihracatında Çin'in payı yüzde 28 civarında. Ancak, ilaç konusunda AB, yüzde 46 payla birinciliği kimseye bırakmıyor. ABD'nin ilaçtaki payı da yüzde 22 civarında. Yani, çokuluslu ilaç şirketleri, yatırımlarını bulundukları ülkelerden başka bir yere kaydırmamak niyetindeler.2006 yılında Türkiye, gayri safi milli hasılasının sadece yüzde 0.57'sini araştırma ve geliştirmeye ayırmış. Bu oran, 2005 yılı itibariyle, İsrail'de yüzde 4.71. Avrupa Birliği'nin geçen ay hazırladığı Bilim, Teknoloji ve Yenilikler (Key Figures 2007 on Science, Technology and Innovation) raporu buna benzer birçok açıklamalar yapıyor. Ar-Ge'ye ayrılan pay çok düşük Gelişmek, balık vermekle değil, balık tutmayı öğretmekle; tuttuğun balığın büyüklüğü ve kaça satabildiğin sayesinde mümkün olabiliyor. Bizim insanımız ise hâlâ kendisine balık tutmayı ve onu satmayı öğreteceklerle değil, kendisine balık verenlerle ilgileniyor.Politikacılarımız da az gelişmiş ve eğitimsiz insanlarımızı satın almak peşindeler. Onlara para, kömür, çarık, oyuncak vs. verip "oy"unu çalmak istiyorlar. Başta liderler olmak üzere, politikacılar, halkı bilinçlendirir, icat yapmaya yönlendirirlerse, kendilerinin yok olacağını biliyorlar. Seçtikleri milletvekili adayları da kendilerine uygun. Zaten, yabancılar da Türkiye'nin silkinmesini istemiyorlar. Millet çaresiz. Alternatifsiz bırakılmış durumda. Eski, yeni politikacılar beş yıl uğraşıp AKP ve CHP'ye bir alternatif geliştiremediler. Her zaman olduğu gibi, oylar "en az istemediğimiz parti"ye gidecek.Bize, "balık" verecek değil, "balık tutmayı" öğretecek; hatta, "büyük balık tutmayı" öğretecek; sonra da bunu "satma"yı öğretecek birileri olmalı. Sistem, işte bu alternatifi üretebilmeli. ytoruner@milliyet.com.tr İnsanları satın almak peşindeler