Yaman Törüner

Yaman Törüner

yaman.toruner@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bu açıklamanın arkasından da Başkan Akçakoca, zaman zaman kendilerine haksızlık edildiğini söyledi.İmar Bankasına el konulması sürecinde BDDKnın haklı ve haksız olduğu konular bulunuyor. BDDKnın resmi açıklamalarının ardından bunları irdelemekte ciddi yararlar var. Çünkü, BDDK şu anda en çok tartışılan kurumlardan birisi. Başkanın söylediği gibi, eleştirilerin çoğunun dozu kaçmış vaziyette. Eleştirilerin artmasında, bazı politik beklentiler de var.İmar Bankası operasyonunda BDDKnın haklı olduğu konular şöyle:a) BDDK yeni bir kuruluş. BDDKdan önce bankalardan Hazine Müsteşarlığı sorumluydu ve Müsteşarlık, İmar Bankasında bu yoğunlukta yolsuzluk yapıldığı konusunda delillere dayanan bir rapor sunamamıştı. İmar Bankasının Merkez Bankası tarafından denetimi Müsteşarlık tarafından yasaklanmıştı ama Merkez Bankasında da bu derinlikte bir yolsuzluk konusunda bir tespit yoktu.b) Banka verilen talimatlara uymayınca 2001 yılında yönetim kuruluna veto yetkisini haiz iki üye atanmış. Yani, her bankaya mutat olarak uygulanan yaptırımlar, bu banka için de uygulanmış.c) 2002 yılında 910 milyon dolar olan grup kredileri riski 284 milyon dolar azaltılmış, Çukurova Elektrik tahsilatından 50 trilyon liralık temlik alınmış, sermaye 70 trilyon lira artırılmış.d) ÇEAŞ ve Kepezin sözleşmelerinin iptal edildiği gün, banka yönetim kurulunda BDDKca atanan veto yetkisi bulunan üyeye Uzan grubuna hiçbir biçimde kaynak aktarılmaması talimatı verilmiştir. Bu kararın aynı gün alınmış olması başarılı bir uygulamadır.e) 13 Haziran - 2 Temmuz 2003 tarihleri arasında kurulda sadece 4 üye bulunduğundan yasa gereği karar alınamamıştır. Bunun vebali, önemli ölçüde hükümettedir.f) İşlemlerin kayıt dışı bırakıldığı veya eksik beyan edildiği ve gerçek rakamların kamu otoritelerinden gizlendiği bankaya el konulduktan sonra anlaşılabilmiştir. Bilinçli yolsuzluk yapıldığı anlaşılan bu olayda, gözetim ve denetim kurumunu tek suçlu olarak göstermek yanlıştır.g) Bilgisayar sistemleri kapatılmış ve toplu istifalar gerçekleşmiş olduğu için kayıtlara süratle ulaşılamamış ve mudilerden belge toplanması zorunlu olmuştur. Bu bilgiler karşılaştırılmadan mudilere ödeme yapılması olanaksızdır. Yani, ödemelerin gecikmesinde kurulun bir suçu yoktur.h) Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunda mudilere ödenecek kadar para bulunmuyor. Eksik miktarın bütçeden veya Merkez Bankasından karşılanması gerekmekte. Bu da, enflasyon mücadelesi uygulanan bir süreçte zor ve hükümetin veya ilgili bakanın kararı gerekli. Kısacası, mudilere ödenecek tutarlar belirlense bile, hükümetin kararı gerekecek.***Şimdi yapılması gereken şu: BDDKnın açıklamalarına göre, ekonomi tarihimizin en büyük dolandırıcılık olayı ile karşı karşıya bulunuyoruz. Yargılanmanın bir an önce başlatılması lazımdır.Manipülasyon olaylarına karışmayan mudilere bir an önce bir ödeme planı verilmeli ve mümkünse ödemelerin iskonto edilebileceği bir sistem oluşturulmalıdır.Mudiler de soğukkanlılıklarını muhafaza etmeli, manipülatörlerin oyuncağı olmamalıdır.Medyanın da toplu olarak, BDDKnın ve hükümetin işini kolaylaştırması gerekli. Her olayı ayrı ayrı değerlendirme zorunluluğu var. İmar Bankası olayı hepsinden farklı görülüyor. ytoruner@milliyet.com.tr Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) İmar Bankasına el koyma sürecini, bu bankadaki yolsuzlukları ve banka mağdurlarına ödenecek paralardaki gecikmelerin nedenlerini açıkladı.