Erken seçime giden her hükümetin destekçileri, seçimden zaferle çıkılacağını hesaplamışlar ve başbakanlarını erken seçime ikna etmişlerdir. Ama, her nedense, erken seçimden hüsranla çıkılmıştır. Erken seçime gitmek, mevcut hükümetler için halktan alınacak bir "güvenoyu" anlamındadır. Ancak, erken seçim kararıyla mevcut hükümetin, işi yeni seçimlere kadar götüremediği ve "güvenoyu" istemek zorunda kaldığı da ortaya çıkmaktadır. Öte yandan, erken seçime giden her hükümet başkanı, erken seçim düşünmediğini açıklamıştır. Bütün bunların bilinmesine rağmen, Erdoğan hükümeti de erken seçime gidecek veya gitmek zorunda kalacaktır. Çünkü, hükümet artık Türkiye'yi yönetememektedir. Hükümetin Anayasa'ya ve Atatürk devrimlerine bağlılığı tartışılmaktadır. Her gün hükümet taraftarlarının anti-laik bir davranışı ortaya çıkmaya başlamıştır. AKP aldığı % 34 oy oranıyla, devletin Cumhurbaşkanlığı dahil tüm organlarını ele geçirmeye soyunmaktadır. Bu da, çoğunluğu tedirgin etmektedir. Söylemlerle değil ama davranışlarla, din cumhuriyetine yöneliş olduğu izlenimi verilmektedir. Başbakan, bakanlarına olan hâkimiyetini kaybetmiştir. Her bakan istediği gibi konuşmakta; partinin bölünmesi korkusuyla değiştirilmesi gereken bakanlar değiştirilememektedir. Yolsuzlukların üzerine gidilememektedir. Atamalarda, atanan kişinin kafası yerine karısının kafasının kapalı olup olmadığına bakılmaktadır. Bu yüzden, binlerce önemli görev, vekâletle yürütülmeye çalışılmaktadır. Hükümet, aksini söylese de, uygulamada vatandaşlarını "biz ve onlar" diye ayırmaya başlamıştır. Hükümetin devletle arası açılmıştır. Cumhurbaşkanı, ordu, üniversiteler, yargı organları, sivil toplum kuruluşları, iş âleminin önemli bir bölümü ve medya ile hükümetin arası açıktır. Şimdiye kadar, cumhuriyet tarihinde devletle bu denli arası açık bir hükümet görülmemiştir. Medyada hükümeti eleştiren her yazı için, küfürlerle dolu iletiler gönderiliyor. Kutuplaşma ve hoşgörüyü kaybetme doruk noktasında. Bakın M. D. ve F. D.'nin iletilerinde neler deniliyor: Atatürk şimdi cehennemdedir. Atatürk'ünüzü mevki kurtaramadı. A. D.'nin önünüze attığı kemik, size saadet bahşetmez. Pisliğin faiziyle geçiniyorsunuz. Edepsize edepli olmak da bir edepsizliktir. Sizin gibiler yüzünden 28 Şubat'ı yaşadı bu ülke. İstemeseniz de bazı gerçekleri görecek ve kabulleneceksiniz.Bu işin sonu karakolda bitecek gibi görünüyor. ytoruner@milliyet.com.tr Erken seçime giden her hükümet, bu seçimlerden kayıpla çıkmıştır. Bunun bilinmesine rağmen erken seçime gidilmiştir.
