Yaman Törüner

Yaman Törüner

yaman.toruner@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Çözüm Paraca ve bilgice azgelişmiş olanlar, gelişmişlerden çok daha hızlı ürüyorlar. Böylece, dünyamızın azgelişmiş kişilerden oluşan nüfusu, gittikçe artıyor. Üstelik, gelişmiş kişilerden oluşan nüfus artacağına azalıyor ve yaşlanıyor. Demokrasilerde, herkesin "bir" oy kullanma hakkı olduğu için, paraca ve bilgice azgelişmiş olanların toplam oyu gittikçe artarken, gelişmiş kişilerin oy oranı gittikçe azalıyor. İşte, dünyada demokrasinin hem ülkeler için hem de genel anlamda en önemli sorunu bu.Dünyamızda, azgelişmiş nüfus gittikçe artıyor. Nüfus artıkça, kişi başına düşen gelir, bizdeki gibi dolar karşılığı olarak artıyor görünse bile, aslında karşılaştırmalı olarak düşüyor. Sonuçta, dünyamızda, gelir dağılımı da servet dağılımı da gittikçe bozuluyor. Sorun yalnız azgelişmiş nüfusun sayısal olarak artması değil. Nüfus arttıkça, azgelişmişlik de, fakirlik de, işsizlik de artıyor.İşsizlik arttıkça da, işçi ücretleri düştükçe düşüyor; sıradan işgücünün değeri gittikçe azalıyor. Süreç böyle olunca da, gelişmiş ülkeler, azgelişmiş ülkelerin insanlarını ülkelerine kabul etmeye yanaşmıyor; vize üstüne vize koyuyorlar. Buradan, dünyanın en önemli sorununun nüfus artışı olduğunu anlıyoruz. Azgelişmiş olmak, sadece para olarak değil, eğitim olarak, bilgi olarak ve giderek akıl olarak da azgelişmiş olmak anlamına geliyor. Ama, kişi azgelişmiş de olsa, gelişmiş de olsa demokratik sistemlerde "bir" oy kullanma hakkına sahip. Demokrasilerin hepsinde oylar eşit ve her kişi "bir" oy kullanabiliyor ama oyunu kendi ülkesi için kullanabiliyor. Örneğin, bir Türk vatandaşı, o "bir" oyunu Avrupa Birliği için kullanamıyor. Yeterince gelişmez ve onlara yetişemezse de kullanamayacak. Sonuçta, bizim insanımızın "bir" oyunun daha kıymetli "bir" oy haline gelebilmesi, Avrupa Birliği'ne katılabilmemize ve onların kurallarını kabul etmemize bağlı. Başka bir alternatifimiz yok. Onlar da bizi Birliğe alırken, kendi "bir" oylarının değeri ile bizim insanımızın "bir" oyunun değerini karşılaştıracaklar. Demek ki, Avrupa Birliği'ne katılmak istiyorsak, nüfus artış hızımızı mutlaka düşürmek zorundayız.Dünyada Müslümanlar genel olarak fakir ülkelerde yayılmış. Müslümanlık, dünyada artıyor; çünkü, fakir ve azgelişmiş nüfus gittikçe artıyor. Azgelişmiş, fakirlik, işsizlik ve çaresizlik arttığı için, "terörizm" de artıyor ve bu kitle genellikle Müslüman olduğundan teröristler de çoğunlukla Müslümanlar arasından çıkıyor. Durum böyle olunca da, sadece gelişmişler ve azgelişmişler arasındaki duvarlar değil, Müslümanlarla Hıristiyanlar arasındaki duvarlar da yükseliyor. Hatta, giderek Müslümanların kendi aralarında da kaçınılmaz olarak, duvarlar oluşmaya başlayacak. İşte, dünyanın üzerinde durulması gereken, ikinci en önemli sorunu bu.Son yıllarda, demokrasi üzerinden bir oyun oynanmaya başlandı. Çünkü, demokrasi hiç kimsenin karşı çıkamayacağı veya karşı çıkmaya cesaret edemeyeceği bir olgu. Aslında, gelişmiş ülkeler, azgelişmişleri demokrasi sayesinde azgelişmiş bırakabileceklerini ve rahatça sömürebileceklerini anladılar. Böylece, demokrasi gittikçe yayılacak ama gelişmiş ve azgelişmiş ülke demokrasileri arasındaki duvarlar da gittikçe yükselecek. Demek ki, prangalardan kurtulmak klasik demokrasiyle olmayacak. ytoruner@milliyet.com.tr Başka alternatifimiz yok