Yaman Törüner

Yaman Törüner

yaman.toruner@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Çözüm ABD'nin dolarla olan borçlarını inkâr edip yeni bir para çıkaracağı yolunda çıkarılan uydurma ve saçma iddialar da, işin tuzu biberi oldu.11 Eylül 2001 terörist saldırısını bahane eden Bush yönetimi, neredeyse tüm Müslümanları terörist ilan ederek, Afganistan ile Irak'ı işgal etti; Suriye ve İran gibi ülkeleri de tehdit etmeye başladı. Daha sonra, "bir haçlı seferinin başlatıldığı" söylemlerinin yanlış anlaşıldığı ve "Müslümanların tümünün terörist olmadığı" açıklansa da, dünya Müslümanları, Bush yönetimine ve dolayısıyla ABD'ye olan güvenlerini ve inançlarını kaybettiler. Müslüman zenginler paralarını ABD bankalarından çekerek, güvendikleri ülkelere yatırım yapmaya veya en azından paralarını euro olarak tutmaya başladılar.Din kitaplarının ve Yahudi lobilerinin etkisi altında hareket eden Bush yönetimi, başta Ortadoğu olmak üzere birçok ülkede yanlış kararlar aldı. Yıllar süren uğraşlarla kurulan denge ve statükoların kolayca bozulacağı zannedildi. Örneğin, Türkiye gibi sadık bir müttefiki bile hiçe sayıp Kürt devleti kurulmaya kalkışıldı. "Ilımlı İslam" gibi kavramlar üretilip, ABD'ye tabi olacak yönetimler getirilmeye çalışıldı. "Büyük Ortadoğu Projesi" açıkça ortaya atılınca, statükocu güçler de, nasıl direneceklerini projelendirmeye başladılar. ABD'nin, Avrupa ülkelerini nasıl denizaşırı bölgelerde savaşamaz hale getirdiği konusunda kitaplar yazıldı. Bütün bunlar, bu ülkelerdeki ABD'ye olan bağlılık ve güvenin yitirilmesine yol açtı. ABD desteği yıllardır görülmeyen seviyelere düşünce, bu ülkelerin insanları da paralarını altına, mala veya euro'ya yatırmaya başladılar. Amerikan Hazinesi dışarıya trilyonlarca dolar borçlu. ABD borçlarını azaltmak adına doların faizini ve değerini düşük tutmaya kalkınca, iki taraflı zarar edeceklerini düşünen Çin ve Japonya gibi yabancı devletler, dolardan yavaş yavaş vazgeçip başka ülkelerde yatırım yapmaya veya en azından paralarını euro'ya çevirmeye başladılar. Son yıllarda, ABD ekonomisinde yıllarca birikmiş bulunan ve su üzerine çıkarılmayan sıkıntılar da ortaya çıkmaya başladı. Birçok şirket zor günler yaşadı ve yaşayacak. Sıkıntılar giderek bulaşıcı hale gelip yeni sıkıntılar yaratacak gibi. Şirketlerin sıkıntıya düşmesi, merkezi hükümetin vergi gelirlerini de azaltıyor. Amerikalılar, artık aşırı savunma harcaması yapmak ve asker olmak istemiyorlar. Bütün bunlara ek olarak, ABD ile olan ilişkileri bozulan ülkeler, rezervlerini dolar dışındaki paralarla veya altınla tutmaya başladılar. Bu ülkeler, ticaretlerini de dolar dışındaki paralarla yapma eğilimindeler. Bu eğilim, yukarıda konu edilen diğer sıkıntılarla da birleşince, ABD dolarının "rezerv para" olma durumu sorgulanmaya başlandı.Şimdi de, IMF ve Dünya Bankası'nın durumu ve bu kurumlardaki ABD'nin karşı konulamaz hâkimiyeti sorgulanmaya başlandı. Müslüman ülkeler, Asya ülkeleri ve Güney Amerika ülkeleri kendi IMF benzeri yapılarını kurmak için çalışıyorlar.Birçok düşünür tarafından, küreselleşmenin milliyetçi devletleri yok edeceği savunulurken ve küreselleşme "yeni sömürü düzeni" diye tanımlanırken, daha başlangıcında, küreselleşmenin, kendi çocuklarını yemeye başlama olasılığı ortaya çıkıyor. ytoruner@milliyet.com.tr 'Rezerv para' olur mu?