Geçen hafta çarşamba günü, liranın çok aşırı değerlendiğini, cari işlemler dengesinin bozulmaya başladığını, döviz fiyatlarında artış yönünde baskı oluştuğunu ve önümüzdeki günlerde döviz fiyatlarında bir yükselme olacağını ama bir kriz olasılığı bulunmadığını teknik nedenleriyle açıklamıştım. Çarşamba günü yayımlanması gereken yazım, başka teknik nedenlerle perşembe günü yayımlanabildi. Neyse ki, döviz fiyatlarındaki artış cuma günü başladı.
Son günlerde döviz fiyatlarının biraz daha artmasını haklı kılacak yeni gelişmeler de oldu. Bunları şöyle sıralayabiliriz:
a) Amerikan yönetimi tarafından Irak'tan yapılacak ihracatın karşılığının efektif olarak ödenmesini engelleyecek tedbirler alındı ve Irak'tan nakit olarak 10.000 doların üstünde para çıkarılması yasaklandı. Bu kararla, zaten bankacılık işlemi yapılamayan Irak'a ihracatın nasıl yapılabileceği tartışılır hale geldi. Şimdi, Irak'a efektif karşılığı yapılacak olan ihracat "kaçak" muamelesi görecek. Irak'a ihracatın zorlaşması ve azalması, ülkemizin önemli bir döviz girdisini azaltabilir.
b) Her ne kadar Irak'tan alınacak olan 8.5 milyar dolarlık kredi doğrudan Irak'a asker göndermemize bağlanmamışsa ve ekonomiden sorumlu bakan bu parayı düşünerek plan yapmadıklarını söylemişse de, Amerikan yönetiminin çeşitli nedenlerle Irak'a Türk askeri gönderilmesini istememesi halinde bu kredinin alımı ve kullanım dilimleri gecikebilir. Bu gecikmenin de, hükümetin olmasa da, piyasanın beklediği döviz girişlerini azaltacağı tabiidir.
c) Cemil Çiçek'in yolsuzluklarla mücadele için başlattığı kampanyayı ilk destekleyen ve bu konuda birkaç yazı yazan bendim. Ancak, piyasada alınacak bu tedbirlerde aşırıya kaçılırsa, Zekeriya Temizel dönemi gibi sermayeyi ürküten bir dönemin başlayabileceği tedirginliği var.
d) İmam hatip liseleri mezunlarının üniversitelere girişinin kolaylaştırılması ve yeni üniversiteler (YÖK) yasası gibi konularda hükümetin ikna yerine diretmeyi seçmesi ve çeşitli toplumsal güçleri karşısına almaya başlaması da bir istikrarsızlık göstergesi olarak döviz fiyatlarını artırıcı yönde baskı yapıyor.
e) Son olarak da, Bankalar Kanunu'nda değişiklik yapılarak, yurtdışına yapılacak sermaye transferlerine belli kısıntılar getirilmeye çalışılması; dövizle alışverişe yasak geliyor olması; yurtdışından yapılacak para transferlerindeki bildirim sınırının 50.000 dolardan 15.000 dolara indiriliyor olması gibi tedbirlerin gündeme getirilmesi de belirsizliği ve dövize talebi artırıyor.
***
Bütün bunlara rağmen, sistemde herhangi bir kriz riski bulunmuyor. Döviz fiyatlarının yavaş ve Merkez Bankası'nın kontrolü altında artacağı anlaşılıyor. Böyle olması da, hem ekonomi hem de ekonomi yönetimi için rahatlatıcı bir gelişme.