En önemli sorun ise nüfusun % 35'inin sağlık güvencesine sahip olmaması. Kamu, sağlık harcamalarının % 62'sini yapıyor. Sağlık harcamalarının geri kalanı, hane halkı ve özel sektöre ait. Ülkemizde sağlık harcamaları, oransal ve karşılaştırmalı olarak, olması gerekenden yüksek. Yıllık 500 dolar civarında kişi başı sağlık harcamamız var. Devletimizin "ilaç paralarının ödenmesi" sırasında kendi çıkarını korurken, insanlarının sağlığından vazgeçmeyeceği optimum bir çözüm bulabilmesi lazım. Öte yandan, IMF'nin sosyal güvenlik kurumlarının harcamalarının kısılmasını istediği malum. Ama, bunu sağlamanın yolu, halkın ilaç kullanmasını önlemek değil.İngiliz Sağlık Kurumu'nun (National Health Service) 2005 yılında 19 milyar dolar civarında ilaç parası ödediğinin anlaşılması üzerine, İngiltere'de ilaç ödeme sistemi sorgulanmaya başlandı. İngiltere piyasasının, dünya pazarının sadece % 4'ünü oluşturmasına rağmen, bu girişim çok önemli. Çünkü, birçok ülke İngiliz sistemi ve fiyatlarını esas alarak kendi vatandaşlarına ödeme yapıyor. İngiliz piyasası, bu nedenle dünya ilaç fiyatlandırmasının % 25'ini kontrol edebiliyor. Bugünlerde, ilaç devi çokuluslu firmaların gözü İngiltere'de. Öte yandan, İsveç'te de ilaç fiyatlarının "değer" bazına oturtulması çalışmaları yapılıyor. Türkiye, gayri safi milli hasılasının % 6.6'sını sağlık için harcıyor. Reçeteli ilaç kullanımı kontrol edilemediği için, sağlık harcamalarının büyük bölümü, gittikçe artan şekilde, ilaç harcaması biçiminde gerçekleşiyor. Gelişmiş ülkeler arasında, sağlık harcamalarının en az biçimde devletçe karşılandığı ülkelerden biri, Amerika Birleşik Devletleri (ABD). ABD'de Bush yönetimi çalışanların sağlık harcamasına toplamı 200 milyar doları bulacağı hesaplanan bir vergi indirimi formülü üzerinde çalışıyor. Sisteme göre, zenginler daha yüksek sağlık sigortası primi ödeyerek açığın önemli bölümünü kapatacaklar. Ancak, Kongre'nin kafası karışık ve bu konuda çok değişik öneriler getiriliyor.Ayrıca, ABD Kongresi, bazı jenerik ilaçların piyasaya sokulmasına 180 günlük ek bir yasaklama getirmeye hazırlanıyor. ABD'de 20 milyar dolar civarında pazarı olan jenerik ilaç üreticileri, bu yasağa karşı. Üstelik, bazı ilaç firmaları, patentine sahip oldukları patent süresi geçen ilaçlarının jeneriğini de kendileri üretiyorlar. Alınacak bu tedbirin, Hindistan ve İsrail'de geniş ölçüde uygulama alanı bulan jenerik ilaç üretimine de etki yapmayacağı konuşuluyor. Bunlar tartışılırken, gelecek seçimlerde Demokratların başkan adayı olabileceği düşünülen Hillary Clinton, biyoteknolojik ilaçların jeneriklerinin gecikmeden ülkeye sokulabilmesi için bir yasa önerisi verdi.Sağlık sektöründe büyük paralar dönüyor. En büyük sağlık harcamasını devletler yapıyor. Tarafların bol paraları, propaganda güçleri ve lobileri mevcut. Bu nedenle de kolay karar alınamıyor. Çünkü, alınan her karar birinin canını acıtıyor. Canı acıyan da kendisinden hiç bahsetmeden alınan kararın ülke ve halk sağlığı için ne gibi zararları olacağını anlatıp anlattırıp duruyor. Yeni icat edilecek ilaç ve uygulamaların ortaya çıkma sürecini yavaşlatmadan, sorunların aşılması lazım. ytoruner@milliyet.com.tr Zenginler fazla prim ödeyecek