Yaman Törüner

Yaman Törüner

yaman.toruner@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı



Aslında Suriye doğumlu olan ve Türkiye'ye de çeşitli konferanslar için gelmiş bulunan Bassam Tibi'nin New York'taki 11 Eylül 2001 terör saldırısından sonra elden geçirerek yeniden yayımladığı The Challenge of Fundamentalizm - Political Islam and the New World Disorder (Fanatiklerin Meydan Okuması - Siyasi İslam ve Dünyanın Yeni Düzen Karşıtlığı) isimli eseri, Amerika Birleşik Devletleri'nin dünyada kurmak istediği demokratik düzeni ve İslam dünyasının buna karşı duruşunu anlatıyor.
Kitap, Türkiye'nin de temelde diğer İslam ülkelerine benzer özellikler taşıdığını söyleyip, birçok konuda bize haksızlık yapıyor. Kemalizmde bir laiklik anlayışı olduğunu, fakat Türk toplumunda bir laikleşme yaşanmadığını savunuyor. Cezayir, Mısır ve Türkiye'nin insan hakları ihlallerinin en yüksek olduğu ülkeler arasında olduğunu söylüyor. Kendisinin laik olduğunu söyleyen Türkiye'de bile, din karşıtı aydınların öldürülmesine seyirci kalındığı anlatılıyor.
Kitapta, Osmanlı devletinin çöküşünün bazılarının savunduğu gibi Batı dünyasının bir oyunu ve Atatürk'ün halifeliği kaldırmasının da bu komplonun parçası olmadığı tespit ediliyor. Buna rağmen, bazı Müslümanların Türkiye'yi kendilerini yok etmek isteyen Batı'nın bir ortağı gibi gördükleri anlatılıyor. Bu düşüncede olanlar, halifeliğin kaldırılmasıyla İslami dünya görüşünün globalleşmesinin engellendiği görüşündeler.
"Yeni Dünya Düzeni" sözü ilk olarak Eylül 1990'da Baba George Bush tarafından Birinci Körfez Savaşı sırasında telaffuz edilmişti. Bu söz üzerine gazeteci Rick Atkinson yazdığı "Crusade (Haçlı)" isimli kitapta, bu sözün ne anlama geldiğinin gelecekte bir açıklamasının olacağından söz etmişti. Bassam Tibi'ye göre, bu söz 1648 yılında yapılan Westphalia Anlaşması'ndan yola çıkılarak, "Batı Aleminin Egemen Olacağı Bir Global Düzeni" ifade ediyor. İslamın böyle bir düzeni Batı'dan çok önce kurmaya çalıştığı, ama günümüzde bu girişimin başarısız olacağının belirlendiği anlatılıyor. Tibi'ye göre, çatışmanın temeli de burada yatıyor.
Baba Bush'un 1992 seçimlerini kaybetmesi ile "Yeni Dünya Düzeni" görüşü de tartışılmaz oldu. Ancak, bu teori oğul George Bush'un ABD Başkanı seçilmesinden sonra tekrar tartışılmaya başlandı.
***
Bassam Tibi de fanatik İslam veya İslami terörizmin, Müslümanlıkla karıştırılmaması gereğini vurguluyor. Fanatik görüşler, toplumlara "meydan okuma" anlayışının çok ötesinde zarar veriyor. Terörizm bazı ülkelerde binlerce kurban verirken, kendilerine zarar verilmeyen ülkelerce göz ardı ediliyor. Hatta, teröristler "özgürlük fedaileri" olarak tanınıyor. Onlara yardım yapılabiliyor. Birçok ülke, sadece kendisine zarar veren terörist faaliyetlerin önlenmesi ile yetinebiliyor.
Dünya bizim gördüğümüz ve yaşadığımız gerçekleri yeni yeni tanıyor.