Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı Doğan Cansızlar "faiz iner, kur kendine gelir" diyor. Haklı.
Türk lirasını aşırı değerli durumdan kurtarmak ve yerlerde sürünen döviz fiyatlarını olması gereken seviyeye yükseltmek için, ya piyasadan yeterli miktarda döviz alır ya Türk lirası faizlerini düşürür ya da Merkez Bankası bilançosunda piyasaya borç olarak görülen kalemlerden geri ödeme yaparsınız. Ama, amacınız istikrarı sağlamamak ise veya ne yapacağınızı bilemiyorsanız, hareketsiz kalırsınız.
Piyasadan döviz aldığınızda, karşılığında Türk lirası verirsiniz. Şimdiki gibi, bankalara günlük olarak borçlanıyor ve piyasadan fazla addettiğiniz parayı yüksek faizler ödeyerek çekiyorsanız, döviz alarak yarattığınız Türk liralarını da yüksek faiz vererek piyasadan çekmek zorunda kalabilirsiniz. Üstelik, IMF'ye verdiğiniz sözler nedeniyle Türk lirası limitlerinde aşmalar söz konusu olabilir. Bu durumda, piyasadan kolay kolay istediğiniz miktarda döviz alamazsınız. Durumunuz böyle ise ve piyasaya "müdahale ederim ha" mesajları verip de, yeterli müdahalede bulunamazsanız, saygınlığınızı yitirirsiniz. İyisi mi, bu durumda dövize müdahale söylemlerinden kaçının. Sorunu çözmek için başka çareler arayın.
Siyasiler sizin bir noktaya çakılıp kalmanızdan hoşnut değiller. Çok konuştunuz; siyasilerin bu sıkıştırmalarını hak ettiniz. Ama, bu dar boğazdan kurtulabilirsiniz. Hazine'yi de kendi tarafınıza almakla ve "Hazine faizle oynamaz" demeci verdirmekle iyi yaptınız. Elinizde kendi çıkarını bilmeyen ve sizin yerinize siyasilere mesaj veren bir Hazine var. Ama, hala siyasileri rahatlatabilmiş değilsiniz.
Bu durumda, hemen Büyük Patronu (IMF) arayın; durumun aciliyetini anlatın. Limitli para basma izni alırsanız, işe bilançonuzdaki borçları azaltmakla başlayın. Bu biçimde, yaptığınız etkinin % 15'i kadar bir emisyon yaratırsınız. Bunu beceremezseniz, sağlanan limitle doğrudan döviz alacaksınız demektir. Bu da kötü bir şey değil. Döviz karşılığı para basmış olacaksınız ve aldığınız dövizi sonra rahatlıkla yüksek fiyattan satıp, piyasadan iyi para çekeceksiniz demektir. Yani, en şanslı döneminizdesiniz. Ne yapsanız, doğrusunu yapmış olacaksınız.
Ama, büyük olasılıkla Büyük Patron piyasaya para vermenizi kabul etmeyecektir. Bu halde, tek çare olarak faiz indirimine gideceksiniz demektir. Şu anda, reel faizler % 22 civarında seyrediyor. Reel faizleri % 10 - 12 seviyelerine kadar çekebilirsiniz. Dolayısıyla, kademeli bir faiz indirimi kimseyi rahatsız etmeyecektir. Böylelikle, siyasileri de susturmuş olursunuz. Ancak, biraz bekleyin ve bu kararı sanki kendiniz almış ve siyasilerden bir dayatma olmamış gibi yapın.
Biliyorum. Sizin korkunuz döviz. Faizleri fazla indirirsem, döviz fiyatları çok yükselebilir ve yeni bir kriz ateşlenir zannediyorsunuz. Hiç korkmayın, böyle bir şey olmaz. Aksine, hareket etmezseniz sonbaharda başınıza bu gelecek.
Şimdi, kredi mektuplu döviz tevdiat hesapları faizlerini bir ay sonra geçerli olmak üzere % 1.5 oranında düşüreceğinizi açıklayın. Bu operasyon sayesinde, nezdinizde açılmış bulunan döviz hesapları bir ayda 15 milyar dolardan yaklaşık 16 milyar dolara yükselecektir. Öte yandan, euro - dolar paritesi kısa dönemde 1.30'lara kadar yükselecek. İyisi mi, siz de elinizdeki dolarları satıp, bir an önce euro alın.
Artık, gecelik faizlerle oynamaya başlayabilirsiniz. Günde yarım puandan fazla düşme yapmayın. Nerede mi duracaksınız? Bunu ne siyasiler bilir, ne de Büyük Patron.
Duracağınız yeri hissedersiniz.