Yaman Törüner

Yaman Törüner

yaman.toruner@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Gerek kanunun gerekçesinde gerek Meclis Genel Kurulu'nda yapılan görüşmelerde, açıkça, imar planından kaynaklanan sorunlar sebebiyle lisans alamayanlara 31.12.2007 tarihine kadar süre verildiği, istasyon sahiplerinin mağduriyetlerinin önlenmesi için buna gerek duyulduğu belirtiliyor.Hal böyle iken, kanun çıktıktan sonra Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu'nun (EPDK) kanun maddesini tefsiri, kanuna, kanunun gerekçesine ve Meclis görüşmelerinde açıkça belirlenen prensiplere uygun olmadı. EPDK'nın yorumu o denli farklı oldu ki, yasadan faydalanmayı bekleyen istasyonlar, neredeyse belediyelerin insafına terk edildi. LPG yasasının geçici 2'nci maddesi değiştirildi. Değişikliğin amacı, tüm güvenlik önlemlerini taşıyan ve TSE standartlarına uygun olan otogaz istasyonlarının yalnızca imar alanlarıyla ilgili sorunlar sebebiyle kapatılmasını önlemekti. Değiştirilen yasa maddesine göre, kanunun öngördüğü güvenlik gereklerine ve TSE tarafından belirlenen standartlara uyan otogaz istasyonlarından, imar planlarından dolayı GSM ruhsatı alamayanların faaliyetlerini 31.12.2007 tarihine kadar "geçici faaliyet lisansı" ile sürdürebilmelerine olanak var. EPDK, "geçici lisans" vermek için bile, her türlü evrakı tamamlayarak ilgili belediyeye müracaatta bulunmuş istasyon sahiplerinden, müracaatlarına öncelikle ilgili belediyenin cevap vermesini istiyor. Belediyelerin "olumlu" cevabı ise, neredeyse mümkün değil. Bu nedenle, "kanun koyucu"nun yapmak istediği fiilen engellenmiş oluyor.Bilindiği gibi, başta Ankara, İstanbul, İzmir olmak üzere büyük metropollerde ciddi ölçülerde imarsız yapılaşma var. Belediyeler halen, imar çalışmalarını devam ettiriyor ve imar tadilat taleplerini değerlendiriyorlar. Ancak, bu çalışmaların ne zaman sonuçlanacağı belirsiz. Bu nedenle, otogaz istasyonlarının belediyelere yapacakları müracaatlara, ısrarla yanıt istenirse, "olumlu" bir yanıt alınması mümkün değil.Öte yandan, akaryakıt istasyonları içersinde kurulmuş otogaz istasyonları için bu şartlar aranmıyor. Oysa, kanunun aradığı güvenlik ve TSE standartlarına uygunluk şartlarının akaryakıt istasyonlarının büyük çoğunluğunda bulunmadığı biliniyor. Buna rağmen, EPDK'nın uygulamaya çalıştığı çifte standardı anlamak olanaksız. Çifte standart Bu çifte standart, otogaz istasyon sahiplerini ciddi biçimde tedirgin ediyor. Amacın, otogaz faaliyetlerinin tamamen akaryakıt istasyonlarına bırakılması olduğu yorumu yapılıyor. Ancak, "kanun koyucu" ve hükümetin bunu istemediği de açık. Zaten, böyle tercihlerin yorumla değil, kanunla yapılma zorunluluğu var. Öte yandan, akaryakıt ve otogaz istasyonlarının iç içe olması bir başka ifadeyle, yanıcı ve yanıcı-parlayıcı özellikleri olan iki ürünün aynı yerde bulunması çok ciddi sorunlar yaratabilecek boyutta. Ayrıca, sistemin tek çatı altında toplanmasıyla rekabet engelleniyor ve korsan tüp dolumları gündeme geliyor.1995 yılından beri sorunsuz olarak faaliyetlerini sürdürmüş bulunan, bu durumdaki, 1.000'e yakın istasyon sahibinin ve 10.000'e yakın çalışanın işsiz kalmaması için, belediyelere GSM için müracaat yapmış olan istasyonların, 31.12.2007 tarihine kadar faaliyetlerine devam etmelerine imkân verecek düzenlemenin EPDK tarafından bir an önce yapılması lazım. 200 milyon dolar seviyesindeki istasyon yatırımlarının heba olmaması için de bu karar elzem. EPDK'nın, kendisini "kanun koyucu"nun yani, Meclis'in üstünde gördüğünü zannetmiyorum. ytoruner@milliyet.com.tr Korsan tüp dolumu