Görülen o ki:Enflasyon oranı, yıllar boyunca reel faizlerin hep üstündeydi. 2005 yılı ortasından itibaren, enflasyon oranı reel faizlerin oldukça altına indi. Aşağıdaki tabloda, ekonomimizde yıllar itibariyle enflasyon, reel faizler ve devlet iç borçlanma senetlerinin yaklaşık faiz oranlarını görüyoruz: 2001 yılında bile, reel faizler enflasyon oranının yaklaşık yüzde 50'si kadardı. Şimdi ise, reel faizler, enflasyon oranının neredeyse yüzde 150'si kadar.2001 yılında, Hazine borçlanırken, borçlanma faizinin yüzde 40'ı civarında bir reel faiz ödemekteydi. Şimdi, yaklaşık yüzde 55'i kadar reel faiz ödüyor.2001 yılında Hazine, enflasyon oranının yüzde 9'u kadar fazla bir faizle borçlanabiliyordu. Şimdi, enflasyon oranının yüzde 250'si kadar fazla bir faizle borçlanabiliyor.Bu sonuçlar gösteriyor ki, Hazine, cumhuriyet tarihinin en yüksek reel faizli borçlanmasını yapıyor.Doğrudan yatırımla, özelleştirmeyle gelen paralar, faize yatırılıyor. Üstelik, faiz dışı fazla vermek için, yatırımlar iyice azaltılmış durumda. Aşağıdaki tabloda ise, Merkez Bankası gecelik borçlanma faiziyle yaklaşık piyasa faizinin durumu izleniyor:Görülen o ki:Geçen yıl ortasında, Merkez Bankası'nın yaptığı faiz operasyonundan sonraki dengesizlik apaçık ortada. Bu operasyondan sonra, faiz oranları 2005 yılı seviyesini de geçmiş durumda. Oysa, 2005 başından 2006 ortasına kadar faiz oranları yavaş yavaş ve dengeli bir biçimde indirilmişti. 2006 ortasında Merkez Bankası'nın kendi faizini 3 puan yükseltmesi, sonra buna 0.25 puanlık bir ilave yapması, piyasa faizinin yüzde 21'lere kadar yükselmesine neden oldu. Oysa, enflasyon yüzde 9-10 civarında ve bu yıl enflasyonun yüzde 5 düşürülmesi hedefleniyor. Döviz fiyatı-piyasa faizi-enflasyon hedefi dengesindeki bozukluk apaçık. Bizce, çok iyi olduğu söylenen ekonominin durumu, bu açılardan oldukça sıkıntılı. ytoruner@milliyet.com.tr